Duru donakalmıştı. "Mithat Bey ne diyorsunuz siz? Yeteri kadar zarar vermediniz mi bu aileye? Bu kız neler çekti siz bilemezsiniz. 19 yıllık ömrünü size adadı. Her gün derdi 'Babam geri gelip bize düzgün davranacak.' . Ama şimdi o sözlerden eser yok. Şimdi lütfen bir tatsızlık çıkarmadan içeriye geçin de konuşalım." dedi Duru. "Peki." dedi babam.
İçeriye geçtik. Ağlayarak "6 yaşında idim. Abimse 10 yaşındaydı. Anneme attığın tokat yüzünden kafasını duvara vurarak beyin kanaması geçirdi. Sen buna rağmen koltukta oturup olanları izledin. O bir tanecik ev telefonu da olmasaydı kim bilir belki annem ölmüştü. Abim ve bana vurduğun o tokatlar, annemin eski topuklu ayakkabısı ile vurduğun bacaklarımız hepsi bizi yıprattı. Sen kemerinle bizi dövdükten sonra abim ile birbirimize krem sürerken abime 'Ondan asla nefret etme. O bizim acıya dayanıklı olabilmemiz için bizi dövüyor.' derdim. Ama sen beni öldürmeye çalışınca senin sevgiye layık olmadığını düşünmeye başladım. Neden yaptın bize bunu? Hiç mi düşünmedin mi 'Ben neden bunları yaptım? Onlar benim kanımdan' diye. Ben artık dayanamıyorum! Abimin bile bana yapmadığı kalmadı. Ya annem! Ona ne demeli? 'Size bakamıyorum.' deyip çekti gitti. Hayır yani empati kurmaya çalışıyorum ama olmuyor. Suç bende mi yoksa? Evet suçlu benim. Benim tek suçum sizi kendimden fazla sevmem. Ama merak etmeyin kalp diye bir şey bırakmadınız bende sevmem sizi!" dedim.
Çök kötü olmuştum. Koşarak odama gittim. Eşyalarımı topladım. Biraz para ve telefonumu aldıktan sonra evden çıktım. Kendimi caddeye attım. Bir taksiye atlayıp en yakın otele gitmesini söyledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Akan Gözyaşları
Casuale"Üzgünüm Mislina. Böyle bir abi olmak istemezdim. Ne yapalım böyle olması gerekiyormuş. Seni okuldan alıyorum..."