Merhaba! Uzun zamanın ardından uzun bir bölüm gelmesi gerekirken pek de uzun olamayan bir bölümle geldim ama yazdığım kısmı yüklemek istedim. Umarım sever ve yorumlarınızı belirtirsiniz, iyi okumalar ^^
Kadın topuklu ayakkabı sesleriyle karışan normal ayak seslerini dinlerken birkaç dakikadır içinde tuttuğu nefesi sıkıntı içinde dudaklarının arasından bıraktı.
Aynadan görebildiği kadarıyla arkasından sürekli hızlı hızlı adımlara insanlar geçiyor, biri giderken diğeri geliyordu. Bu hazırlıkların kendisi için olduğunu bilerek dudaklarını kemirmeye başlamıştı.
"Hazan Hanım ama rujunuz bozuluyor." Hazan önündeki masadan ruju tekrar eline alan kadının sitem dolu sesi arasında aynadan gördüğü adamla kadının ruju sürmesine izin vermeden oturduğu yerden fırlayarak neredeyse koşar adımlarla Yağız'ın kendisini izlediği yere gitti.
"Makyajın yapılırken yanıma gelmek için iyi bir sebebin vardır herhalde?" Yağız kadın oturduğu yerden kaşlarını çattığı anda kendisini gördüğünü anlamış sabah yaşananları hatırlayarak gerilmişti. Cümleleri bu gerginliği hafifletmek içindi.
"Oldukça iyi bir sebebim var," Hazan nefes alarak duruşunu dikleştirdi. "Sabah olanlar Yağız," Adam gözlerini kadının yüzüne dikti, kadın karşıda bir yere bakıyordu. "Ben babanın bu işe karşı çıktığını bilmiyordum. Yani eğer sırf benim için devam ediyorsan pro-" Yağız durmasını sağlamak adına kadının önüne geçti.
"Hayır Hazan, devam ettirmemin seninle bir ilgisi yok. Ben bu işe bir yılımı verdim öylece yok olmasına izin verecek değilim. Hele de babamın küçük karısı ve Sinan'ın saçmalıkları yüzünden." Hazan Yağız'ın sesindeki kararlığın içinde baş gösteren öfkeyi görerek başını salladı, ikisi de tuttukları nefeslerı bıraktığında daha birkaç saat önce yaşananlar kendisine yeni bir perde açarak ikisinin arasında sergilenmeye başladı.
......................
"Ya sen nasıl Hazan'a bunu tekrar teklif edersin!" Sinan yumruk yaptığı elini masaya geçirirken Yağız gözlerini kısık kardeşini anlamaya çalıştı. Gözlerinden alev çıkmasının sebebini bulmaya çalıştı ama Sinan'ın gözlerinde görebildiği tek şey tıpkı ergenliğinde bir arkadaşına sinirlendiğinde olduğu gibi gözlerini esir alan hırstı. Babasının konuşmak için dudaklarını araladığını görünce gözlerini kapatıp sesli bir şekilde nefesini verdi, Sinan Hazan'ı sevmiyordu bile.
"Yağız," Hazım Egemen taraf tutmak istemese de Yağız'ın şirketi zarara sokabilme olasılığı olan bir işi önüne sunması bunu biraz engelliyordu. Evet, bu iş cesaret işiydi ama kör cesaret iyi bir sonuç getirmezdi. "Bu konuyla ilgili milyonlarca haber yapıldı oğlum, Ece ve benimle ilgili de bir sürü haber yapıldı ve sen tüm bu haberleri bastırmaya çalışırken şimdi kazandığımız itibarımızı tekrar mı yok etmek istiyorsun?"
"Aa baba saçmalama Yağız Egemen ne yaparsa doğrudur!" Sinan elini sallayarak güldüğünde Hazan üç adamı izlediği kapının arkasından Ece'ye baktı.
"Benim de orada olmam lazım." Dudaklarını araladığı gibi ayakları da haraketlenmişti ki Fazilet Hanım kızının kolunu tuttuğu gibi geri çekti.
"Kız ne yapıyorsun!?" Hazan anlamadığını belli eden gözleriyle kaşlarını yukarı kaldırdı. "Bırak yesinler birbirlerini sen mi dedin ben yüz güzeli olacağım diye bırak Yağız Efendi uğraşsın onlarla."
"Anne bırakır mısın kolumu?" Sesi oldukça sert çıkmıştı ama kadın kızının kolunu bırakmadı.
"Bak bakayım benim gözlerime ben seni yollar mıyım o delinin yanına?" Ece annesinin imâsının kime gittiğini anlamasa da Hazan anlamıştı. Sakin ve derin bir nefes aldı. Geçmişi kalbinin atmasını engellemek istercesine kesiyordu nefesini Hazan'ın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEÇİM
FanfictionYanlış olduğunu bile bile kardeşinin gururu için o yolda ilerlemeye karar vermiş bir genç bir kadın hikayesi...