Son günlerde Jay benimle ne konuşuyordu nede göze geliyordu.
Bilge onunla ara ara konuşmasına rağmen, onada sormaktan çekiniyordum. Çünkü neden soracaktım ki ona?
Yine bir hafta daha bitiyordu.
Son ders matematikti. Sevmediğim bir ders daha. Tuba bana ders notlarını vereceğini söylemişti yılın başında ama bir hafta önceki sevgili Jay'ine yaptıklarımdan sonra vereceğini hiç sanmıyordum.
Öğretmen'in tabletlerimize gönderdiği soruyu çözmek için cebelleşirlerken, öğretmenimiz mutlulukla yerinden zıpladı.
Öğretmen: Sonunda üstün zekalı bir öğrencim var.
Öğretmenimizi izlerken, hiç beklemediğim tek kişinin yanında durup, sarılmıştı.
Öğretmen: Söylesene Jay sorumu nasıl bu kadar kolayca çözdün?
"Aslında gidişatı iyi bilirseniz çözülmeyecek bir soru değildi."
Öğretmenimiz tekrardan onu tebrik edince tekrardan tabletine göz attı.
Öğretmen: Aslı, Derin, Bilge, Ömer, Cihan, Selim Berk hala mı çözemediniz?
Oflayarak önüme döndüğümde Jay'in gülüş sesi kulağıma dolmuştu.
Bakışlarımı sinirle ona çevirdiğimde oda bana bakmıştı.
Tabletime tekrardan döndüğümde soruyu nihayet çözmüştüm.
Öğretmen: Aslı, Derin, Ömer, Bilge ve Cihan ders sonunda beni bulun. Sizi çalıştırmaları için birilerini ayarlayacağım.
Son zil çaldıktan sonra yanımdan geçerken öğretmenimiz konuşmuştu.
Öğretmen: Bu seferlik ucuz atlattın. Ama haftaya olan sınavınıza iyi çalışmalısın. Ortalamanın düşmesini istemeyiz.
Sınıf yavaş yavaş boşalırken, öğretmenle görüşüp geri dönen Bilge beni beklemeye başlamıştı. Hatta bir süredir de çabuk olmam için söyleniyordu.
Bilge: Hayır yani niye bu kadar dağılıyorsun? Sanki dersin yine Jay belinden tutup nefesini kesti?
Birden kafamı masamdan kaldırıp, Bilge'ye bakmıştım. Jay'de halen çıkmamıştı. Dik dik bize bakıyordu. Ancak sorun yoktu. Çünkü Bilge Türkçe konuşmuştu sonuçta.
Jay sadece ismi geçtiği için bakmış olmalıydı.
Jay önden giderken, bizde az sonra sınıftan ve okuldan çıkmıştık.
Bilge Jay'inde koluna girip "Aynı yere gidiyoruz." Diyip birlikte yürümemizi sağlamıştı.
Jay'de bende son derece sessizdik. Bilge ise son derece gevezeydi.
Birden durup bana dönmüştü.
Bilge: Kanki sizinkiler evde mi?
"Babam akşam bir müvekkiliyle yemek yiyecekti. Annem zaten ne zaman evde oldu ki? Sedef'te evdedir işte de neden?"
Bilge birden ingilizce konuşmaya başlamıştı.
Bilge: Mat öğretmenini bizi yanına çağrıp, derste iyi olan kişilerler eşleştirdi. Bende dedim ki Jay bizim mahallede oturuyor. Bende onunla çalışayım. Şimdide senden evinde çalışmak için izin istiyorum. Reyhan asla Jay'i bırakmaz. Bilirsin çekiklere takıktır kendisi."
Sonlarına doğru sessizce konuşan kızın başına vurup uyarmıştım.
"Sessiz konuşacağına Türkçe konuşsana."