"Denedim Kate denedim..." dedi titreyen sesiyle.
Kate doğru zamanın geldiğini anlamıştı. Başını hafif öne eğerek " seni bu kadar üzen şey ne" diye sordu cevabından korkarak. İlk defa gerçekten acı vermişti birini dinlemek. Söylentilerden onun da haberi vardı ve doğru olmadığını duymak istiyordu sadece.
Emma gözlerindeki kederli bakışlarını, fotoğraftaki kendi küçüklüğünün gözlerine dikmişti. Oysa ki ne kadar hayat dolu bakıyorlardı. O hayat dolu bakışlara, ne kadar yorgun gözlerle bakıyordu şimdi. "Zavallı küçük kız başına geleceklerden haberin bile yok" dedi içinden, kendi çocukluğuna.
"boşuna olmadığını söyle" dedi derin bir nefes alarak...
" ne... ne boşuna değil... Emma neler oluyor. Yoksa... yoksa söylentiler doğru mu? Bana her şeyi anlatabilirsin. Seni asla yargılamam. Eğer... eğer... gerçekten eşini aldattıysan seni anlarım" dedi endişeli ve üzgün sesiyle.
Acılı kadın başını kaldırdı ve "hem evet hem de hayır" diye yanıtladı ve anlatmaya başladı;
" nasıl anlatsam, nereden başlasam bilemiyorum. Ben değişmek istiyorum Kate. Eskisi acımasız ve kurallara karşı gelen o asi kadın olmak istemiyorum. Louisle tanıştığımdan beri hayata olan bakış açım değişmeye başladı.
Eskiden daha kararlı biriydim. Ne yapacağımı ve yaptığımın doğru olduğunu hep bilirdim. Biliyorsun ben bir polisim ama bilmediğin şeyler var. İşim gereği bazen gizli görevlere katılırım. Suçluları yakalar ve onları hakettikleri yerlere gönderirdim. Hatta bazen birilerini vurmak zorunda bile kalabilirdim ve her zaman doğru olanın bu olduğuna inanırdım. Daha önce hiç çelişkiye düşmemiştim.
Söylentiler doğru, bir hafta önce gizli bir görev için şehir dışına çıktım. Ama Kate inan bana onu aldatmadım. Ama bunu inkar da edemedim çünkü gizli görevler hakkında konuşmamız yasak ve şimdi bunu neden anlattığımı bile bilmiyorum. Başım belaya girebilir ama artık bunu önemsemiyorum sanırım.
Zaten artık neyin doğru neyin yanlış olduğunu bile ayırt edemiyorum. İnsanların değişebileceğini sandım, tıpkı benim gibi. Daha doğrusu değişebileceklerine inandım sanırım.
İnsanlar çok kötü ve gözlerdeki sır perdesi aralanınca, insanların gerçek yüzlerini görünce bir daha nasıl eskisi gibi olunur bilemiyorum. Artık daha merhametli biri olmaya karar verdim, çünkü dünya ancak bu şekilde değişebilir diye düşündüm. Değiştirmeye kendimden başlayarak.
Sence merhamet ne kadar kötü sonuçlar doğurabilir ki...?" diye uzun uzun anlattı.
Olayları anlamaya çalışan Kate ise Emmayı dikkatle dinliyor ve onu üzen şeyin ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Sonuçta merhametli biri olmak neden kötü şeylere sebep olsun ki?
Emma konuşmaya devam etti;
"dediğim gibi bir hafta önce şehir dışında gizli bir görevdeydim ve birkaç günlüğüne ortalıklardan kaybolmuştum. Başlangıçta her şey yolundaydı ve operasyon kusursuz işliyordu. Aylardır izini sürdüğümüz suçluyu eski bir gecekondu mahallesinde sıkıştırmayı başarmıştım.
Uzun ve yorucu bir kovalamacanın ardından nefes nefese kalmıştım. Suçlu hala teslim olmuyor ve direnmeye devam ediyordu. En sonunda silahımı çıkarıp ona doğrultmak zorunda kalmıştım ama o buna rağmen komutlarıma uymuyor ve kaçmanın bir yolunu arıyordu.
Ona yavaşça dizlerinin üzerine çökmesini ve ellerini havaya kaldırmasını söyledim ama o dediklerimi dinlemiyor ve kaçmak için fırsat kolluyordu. Bir an ceketine doğru hamle yaptı. Silahını çıkaracağını düşündüm fakat böyle olmadı. Suçlu ceketinin cebinden bir fotoğraf çıkardı ve bana uzattı.
"yalvarırım bana acı... her şeyi onun için yaptım... o benim her şeyim ve hayatta benim ondan, onun ise benden başka kimsesi yok. Yalvarırım bana acı" diyerek önümde diz çöktü.
Uzanıp elime aldığım fotoğrafta beş altı yaşlarında küçük bir kız çocuğu vardı. Suçlu bir yandan yalvarmaya devam ediyor diğer yandan da gözlerinden yaşlar süzülüyordu. O an ne yapacağımı bilemedim. Eğer onu tutuklarsam yıllarca hapis yatacaktı ve çocuk ise yetimhaneye verilecekti.
Biliyorsun ki ben de ailemi küçük yaşta kaybettim ve çocukluğumu yetimhanede geçirmek zorunda kaldım. İnan bana oralar çocuklara göre yerler değil...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Boşuna Olmadığını Söyle
Historia CortaBoşunaydı bütün çaba, insanlar asla değişmeyecekti. Vazgeçmeyeceklerdi kötülüklerinden ve acı çekeceklerdi bütün iyi insanlar. Bedelini hep masumların ödediği hileli bir oyundu yaşamak. Yaşamak hiç kolay değildi iyi bir insan olarak...