Bölüm 4

7 2 0
                                    

Suçlu yalan söylüyor olabilirdi ama ya değilse diye düşünmeye başladım ve vicdanıma yenik düştüm. Silahımı indirdim ve fotoğrafı ona geri uzatıp; "umarım bir daha karşılaşmayız" diyerek arkamı dönüp yürümeye başladım.

Daha sokağın sonuna bile varmamıştım ki bir silah sesiyle birlikte derin bir acı saplandı vücuduma. Evet az önce merhamet ettiğim adam beni vurmuştu. Kısa süre içinde bilincimi kaybettim. Gözlerimi açtığımda hastanedeydim. Yatağımın kenarında bekleyen birkaç ekip arkadaşıma neler olduğunu sordum.

"merak etme her şey yoluna girecek sen sadece iyileşmene bak" diyorlar ama bana hiçbir şey anlatmıyorlardı. Birkaç gün daha müsaade altında kaldıktan sonra taburcu edildim. Ortağım çıkış işlerini yaparken, yanıma gelen hemşire koluma girdi ve koridor boyunca bana eşlik etti; "çok şanslısınız, kurşun birkaç santim daha yukarı gelseydi hayatınızı kaybedebilirsiniz" dedi ve ekledi "keşke bu odadaki küçük kızda bu kadar şanslı olabilseydi" dedi ve bir hayli kalabalık bir odanın önünde durdu.

"küçük kıza ne olmuş" diye sordum

Hemşire üzgün bir ses tonuyla "sizin hastaneye yatırıldığınız gün, sizden birkaç saat sonra getirildi. Polisler onu bir gecekondu mahallesinde, çöp konteynırının içinde bulmuş. Dayak yemiş ve işkence görmüş zavallı çocuk. Zanlı ise uzun zamandır aranan bir suçluymuş. Şimdiye kadar yakalansaydı bunların hiç biri olmayacaktı. Zavallı kız hayatı boyunca asla yürüyemeyecek" dedi.

Bir yandan derin bir üzüntüyle hemşireyi dinliyor, diğer yandan da açık bırakılmış kapıdan içeriye bakıyordum. Annesinin kenara çekildiği bir anda minik kızın yüzünü görmeyi başarabilmiştim. Bu oydu... evet oydu...

Merhamet edip serbest bıraktığım suçlunun bana gösterdiği fotoğraftaki minik kız buydu. Benim yüzümden olmuştu bunlar. Merhamet göstermekte hata etmiştim. Eğer gitmesine izin vermeseydim tüm bunlar olmayacaktı.

Boşunaydı bütün çaba, insanlar asla değişmeyecekti. Vazgeçmeyeceklerdi kötülüklerinden ve acı çekeceklerdi bütün iyi insanlar. Bedelini hep masumların ödediği hileli bir oyundu yaşamak. Yaşamak hiç kolay değildi iyi bir insan olarak.

"Lütfen boşuna olmadığını söyle Kate lütfen. Çünkü eğer boşunaysa çekilen bunca acı, bunca korku, bunca endişe, gerçekten boşuna geçmiş demektir bunca ömür, bunca zaman, bunca emek...

Boşuna Olmadığını SöyleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin