Keşanlı: çaylak kardeşim biliyorum sen bunu abine,suya kardeşlerine yapmazsın.dön gel be kardeşim.üzme bizi hadi nolur dön abicim....
*o sırada çaylağın elleri kıpırdar güçlükle saatteki sinyale basar.keşanlı sinyali görür görmez koşar.çaylağı görür
Keşanlı çaylak diye bağırır hemen yanına koşarKeşanlıdan;
Evet kardeşim orda!o kanlar içindeki vücudunu görebiliyorum!
Yavaşça yanına yaklaştım ve ellerini tuttum kanı donmuş gibiydi...
Vücudu o kadar soğuktu ki bir an ellerim donacak sandım.kucaklayıp kaldırdım onu.yaraları çok derindi.hemen çantadan bi sargı bezi aldım ve bastırdım.olmuyordu! açmıyordu işte gözlerini!birden silah sesleri duyuldu o bomboş arazide...
Hemen çaylağı kucaklayıp görüş alanı olmayan bir yere koydum.ellerimi bırakmak istemiyordu sanki.gittikçe daha çok sıkıyordu ellerimi...adeta gitme diyordu bana.ama yapmak zorundaydım.ellerini zor da olsa bıraktım.yanaklarından 2 damla yaş süzüldü...hemen silahımı kaptım ve bir ağacın arkasına geçip çatışmaya başladım.uzunca bir süre çatıştık.sonra bi sessizlik çöktü.bitmiş miydi?bitmiş olamazdı herhalde...
Geriye dönüp baktığımda çaylağı göremedim.olmaz!olamaz! Çaylak yoktu!!! Hemen çantadan telsiz çıkardım ve taburu aradım.erdem komutan aramama cevap verdi.olanları bir bir anlattım.dön hemen dedi.ben de döndüm.bana nerde gördüğümü neler olduğunu sordu.belli ki inanmıyordu bana.hayal gördüğümü sanıyordu herhalde.Keşanlı bak sen hayal görmüşsün dedi bana.anlık bir sinirle bağırdım gördüm onu!!!anlıyor musun gördüm onu ellerini tuttum! O an yüzümde bir yanma hissettim.yapamazdı!erdem komutan ona bağırdığım için bana tokat atmıştı! Kendine gel Keşanlı!karşında komutanın duruyor diye bağırdı bana .kapıyı sertçe çarpıp gittim.su yengem koridorda yere çökmüş feyzullah diye bağırarak ağlıyordu.dayanamadım ağlamasına.timin de gözleri önünde suyu yerden kaldırdım sarıldım ona.ve onunla beraber göz yaşlarımı tutamayıp ben de ağladım.görmüştüm oysaki onu ama bana inanmamışlardı.ama ben pes etmeyeceğim.kardeşimi canım pahasına olsa bile bulacağım.üzülme yenge demekle yetindim.çaylak güçlüdür desem diyemezdim.çünkü adı üstünde çaylak.çaylak olan birisi nasıl dayanıklı ,güçlü olabilirdi ki!akşam olduğunda su yengeyi evine bıtraktım!ateş ve nazlı da onlarda kalacaktı.korksun istemedim diye yanında kalmalarını söylmiştim.ben çaylağı bulacağım ve artık su yenge de korkmayacak...Gece saat 2.30 su'dan;
Elimde feyzullahla son çektirdiğimiz fotoğraflarla yatağın içinde sessizce ağlıyordum .ona nerdeydi?ne yapacaktı bilmiyorum.iyimiydi o acaba?derin miydi yaraları?ani bir boşluk hissettim kendimde ve Feyzullah diye çığlık attım.o sırada nazlı sesleri duymuş olsa gerek.hemen koşarak geldi ve ışıkları açtı .ben yatakta sessizce ağlamaya devam ediyordum.kuzum neyin var?iyi misin? Dedi bana. Nazlı feyzullah nerde demekle yetindim.saclarimi okşadı ve kısa süre sonra uykuya daldım .uykumda bile Feyzullah gözümün önünden gitmiyordu.yaralarimi saracak tek kişi sensin diyip aniden kayboluyordu.sabaha kadar bu rüyalarla boğuştum.ve en son derin bir uykuya daldım...
Yazardan;
Feyzullah teröristlerin elinde ve her an kafasına sıkabilirlerdi.onu uyandırmaya çalışacaklar ve ne biliyorsa öğrenecekleri akillarinca.ama öyle kolay değildi tabii.yaralarini sarmislardi ama kanama durmamıştı.o soğuk odada ölmek üzereydi çaylak ... Vücudu donmuştu sanki,çok soğuktu her yeri.yasam için verdiği mücadelede ölüm galip gelmek üzereydi ....
Kusura bakmayın uzun yazamıyorum vaktim olmuyor okuldan.idare edin artik umarım beğenirsiniz.ve yeni bölümü daha erken atmaya çalışacağım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ölüm ile yaşam arasında
Açãopatlamada bedeni bile bulunamayan feyzullahın ölüm ile yaşam arasındaki savaşı ölüm mü yaşam mı kazanacak?