•ChanBaek•

14 0 0
                                    

BAEKHYUN

Minseok yanımızdan ayrıldıktan sonra bizde kalan son lokmalarımızı yiyip kalktık. Yaptığı şeyin etkisinden hala kurtulamamıştım. Bu çocuktan hoşlanmıyordum, deli gibi seviyordum. Duygularıma engel olmam gerekiyordu çünkü beni arkadaşı olarak gördüğünü düşünüyordum. Ama bu yaptığı hareket pek arkadaşça sayılmazdı. Şu an Chanyeol'un evine gidiyorduk ve ben ne akla hizmet bunu kabul ettiğimi bilemiyordum. Utançtan yerin dibine girecek gibi hissediyordum. Aslında öyle aman aman aşırı utangaç biri değildim. Sadece bir anda yaptığı için anlayamamıştım. Onun arabasına bindikten sonra kemerimi taktım. O da takmaya çalışıyordu ama o klişe hareketi yapıp ona yardım etmeyecektim. Kemeri biraz serbest bırakıp tekrar çekerse takabilirdi. Daha sonra içimden geçeni okumuş gibi dediğimi yaptı ve arabayı çalıştırdı. Restorantta olduğu durumdan biraz farklıydı. Gülmüyordu hatta üzgün ve pişman bir yüzü var gibiydi. Belki bir şey söyler diye radyoyu kapattım. Ama kesinlikle konuşmadı. Bir sorun olduğunun farkındaydım ama ne olduğunu kestiremiyordum. Onunla gitmemek şu an daha mantıklı gibiydi. Eğer az önce yaptığı harekete üzülüyorsa hiç üzülmemeliydi çünkü sevmiştim. Evin önüne geldiğimiz ana kadar konuşmamıştık ve bu beni rahatsız ediyordu. Neye üzülüyorsa kesinlikle kafasına bu kadar takmaması gerekiyordu çünkü sesini özlüyordum. Kapıyı kapattıktan sonra daha fazla duramadı ve biz salona geçmeden konuştu.

''Ben, özür dilerim. Yaptığım hareket saçmaydı. Bir anda oldu ve ben kötü düşünmeni istemiyorum.'' üzgünce ve kafasını eğdi.

''Hey Channie, öyle deme. Sen kötü bir şey yapmadın. Üzülme boşuna olur mu? '' dediğimde kafamı onun kafasının altına doğru eğip güşümsemiştim.

''Bana böyle seslenme. '' dedi bıkkın bir şekilde.

''Nasıl? '' söylediklerine şaşırmıştım. Artık yüzümdeki gülümseme yoktu.

''Böyle tatlı şekilde. İçim gidiyor sen böyle deyince. '' dedikten sonra kafasını kaldırdı.

İşte şu an ne diyeceğimi bilmiyordum. Ben ona böyle seslenmeyi seviyordum. Bana bakışları farklıydı. Yorgun ama parlaktı gözleri.

''Sana böyle seslenmeyi seviyorum. Neden beni engelliyorsun? '' dediğimde kafasını eğip iki yana salladı ve alaycı bir şekilde güldü.

''Yaptıklarının farkında değilsin değil mi? '' dediğinde kafamı iki yana salladım. Ben Chanyeol gibi birine ne yapabilirdim ki. Benden bahsediyoruz. Normal biriyim yani. Onu etkileyecek öyle çok bir yönümün olduğunu sanmıyordum.

''Hayır gerçekten anlamıyorum. Ben ne yapıyorum ki? '' dediğimde kafasını kaldırıp gözlerimin içine baktı. Merakım ve şaşkınlığım her geçen saniye artıyordu.

''Bana öyle seslendiğinde içimin erdiğini bilmiyorsun. Her sana dokunduğumda kalbimin nasıl attığını, sana bakmaya doyamadığımı, seni nasıl sevdiğimi bilmiyorsun. Sen bana hep kaçtığım şeyleri yaşatıyorsun ve ben hiç şikayetçi değilim aslında. Yine de sana hak ettiğin değeri verememekten korkuyorum Byun. Seni mutlu edememekten korkuyorum. Sen üzüldüğünde yıldızların söndüğünü bilmiyorsun Byun Baekhyun. Her yeri ışıksız bıraktığından haberin yok. '' dediğinde şaşkınca ona bakıyordum, o ise kafasını tekrar eğmişti. Gerçekten bana karşı böyle mi hissediyordu? Şu an inanamıyordum çünkü hayallerim gerçek oluyordu. Umutsuzca kurduğum, sakince yavaş yavaş olması için çaba gösterdiğim ama başardığımı düşünemediğim o içimde yaşadığım ve iyi kötü beni mutlu eden hayallerim gerçek oluyordu.

''Chanyeol, ben gerçekten ne diyeceğimi bilmiyorum. Ben- '' dediğimde elini kaldırdı ve ben de devam etmesi için sessiz kaldım.

''Beni arkadaşın olarak gördüğünü biliyorum. Özür dilerim ama kendimi tutamadım Baekhyun. Daha fazla saklayamadım. Bir şey demene gerek yok zaten. Rahatsız olacaksan gidebilirsin." dedi üzgünce. Asla böyle bir şey düşünmemiştim.

Notes •XiuChenWhere stories live. Discover now