JONGDAE
Sabah gözlerimi açtığımda ilk gördüğüm şeyin Minseok 'un yüzü ve saçları olmasını beklemiyordum. Dün gece beni yatağa yatırmıştı onu hatırlıyordum. Sonra saçımdaki elle uyuyakalmıştım. O, yatağına gitmemiş tüm gece başımda durmuştu. Neden bilmiyordum ama şu an tek düşündüğüm saçlarının yumuşacık gözüktüğüydü. Dokunursam uyanabilirdi ancak kendimi tutamayacaktım. Aklıma dün söylediği şeyler gelince sinirlensem de ona karşı olumlu hislerim ağır basıyordu. Ellerimi uzattım ve saçlarına dokundum. Kıpırdamamıştı. Bu sefer saçını okşamıştım. Biraz mırıldansa da kolları üzerine iyice yerleşti ben de saçlarını sevmeye devam ettim. Kapının orada bir tıkırtı duyduğumda oraya döndüm ama hiçbir şey yoktu. Ben de saçını okşamaya devam ederken tekrar uyku bedenimi ele geçiriyordu. El hareketlerim de yavaşlarken gözlerim kapandı ve kendimi uykuya teslim ettim.
Gözlerimi tekrardan açtığımda yine Minseok'un yüzünü gördüm ve istemsizce güldüm. Gözlerini açtı ve bana baktı. O da gülümsediğinde elimin saçında olduğunu fark ettim. Rahatsız olmasını istemediğim için çektim. Yüzü düşse de bozuntuya vermemişti. Daha sonra yerde oturduğunu fark ettim. En azından yatağa oturması için biraz kaydım ve yatağa elimle vurdum.
''Tekrar saçımı okşar mısın? Uyumak istiyorum biraz daha. Geç yattım da. '' dedi utangaç gülümsemesiyle. Ben de oturur pozisyona geldim ve yatağın kenarına ben geçtim. O da yattı ve ben de saçını sevmeye başladım.
''Senden son bir şey isteyebilir miyim? '' dediğinde hımlayarak onayladım.
''Bana şarkı, ninni ne olursa söyler misin? '' dediğinde söylemeye başladım.
When a night that is beautiful like you falls
In this sleepy world (I close my eyes) and quietly
Dream of youFar away in the sky, the small stars
Shined wherever we walked
Into your ears, I whispered the love that I keptBaby good night
The moment I drew you out in my dreams
I just wanted time to stop
I want you back in my arms
StillI miss you
I can't find you anywhere (you're not here)
But this beautiful night comes back
Nothing is here, only the emptiness grows
ContinuouslyIt's so strange
I can't see you (still)
But my time, my seasons
Keep going as if nothing's wrong, yeahWhen a night that is beautiful like you fall
In this sleepy world (I close my eyes) and quietly
Dream of you
Your eyes sparkled even brighter
Your voice was so soft
If only I could feel your touch just once moreOoh, like a habit
Ooh, I think of you
OohThe stars in the night keep fading
Getting farther away like you and me
When morning comes, I forget about you
And I just wait for night to come backI won't give up baby
I'll be waiting for you
A beautiful night without you
Comes to me againI quietly close my eyes
And think of you
And without knowing, I fall asleepBen şarkıyı söylerken gözlerinden yaşlar düşüyordu yastığa. Dokunamadım, durduramadım. Sadece söylemeye devam edebildim. Belki onu üzeceğini bilsem de o istediği için söylemeye devam ettim. İç çekişlerini duymak hoşuma gitmiyordu. Neden bu şarkıyı söylemek istediğimi bilmiyordum sadece bir anda o aklıma gelmişti. İç çekişleri saçlarını okşadıkça yavaşlıyordu. Şarkı bitse bile başa alıp söylemeye devam ettim. Nefesleri düzene girip gözyaşları gözlerinden yastığa düşmeyi kesince son kez saçını okşadım ve bir öpücük kondurdum. Üstünü iyice örttükten sonra onun yatması gereken yatağa geçtim ve izlemeye başladım. Gözümde küçücük bir çocuk gibi olmuştu. Sevgiye belki ilgiye ihtiyacı vardı. Ailesi var mıydı yok muydu bilmiyordum. Ben onu izlerken mırıldandı.
YOU ARE READING
Notes •XiuChen
Random''Şu yazdığım notun belki sana saçma geleceğinin farkındayım ama yazma gereği hissettim. Konuşacak güçte olmadığını düşündüğüm için yazmam daha iyi olur sanırım. Boş bir şey yüzünden ağlayacak birine benzemiyorsun ve belli ki uzun süredir içine bir...