Başım dönüyordu ve dönme dolapdan uzaklaşmaya çalıştım.Yere basıyordum ama sanki basmıyordum.Tek bildiğim uzaklasmam gerektiğiydi.Dylan ı gördüğümde gecirdiğim şokun etkisi devam ediyordu ve çevremde olanların farkında değildim.sonunda sendelemeye başladım ve biri kolumdan tuttu.Kim olduğunu bilmiyordum ve umurumda değildi.Gözlerim kararıyordu."Alex!!"diyen sesi duyuyordum.Ama sanki idrak edemiyordum."Alexandra!!"diye bağırarak cenemi yukarı kaldırdı Liam.
Liam!
Buradaydım.Onunlaydım.Lunaparkdaydım.
"İyimisin ? Ne oldu?"diye sordu.Sanki kelimeleri bi araya getiremiyordum.Bu sırada bi cocuk kosarak su getirdi ve Liam ona teşekkür etti.Ne zaman o cocugu su almaya yollamıştı?.Suyu biraz içirdi ve birazınıda eline döküp alnıma ve yanaklarıma sürdü.Elini enseme değdirdiği anda ise tamamen kendime geldim ve ayaga fırladım."Ben iyiyim.Biseyim yok.Sadece kahvaltı yapmadım ve.."sustum.Liam koluma girerek beni yiyecek standlarının olduğu bölüme götürdü."Biseyler yiyosun ve sonra eve gidiyoruz.Rengin bembeyaz oldu."Liam endişeliydi."Tamam ben iyiyim."dedim.Bana waffle ve meyve suyu siparişi verdi ve zorla yedirmeye calıstı.Sadece yarısını yiyebildim.Daha sonra Jack i arayıp gitmeye hazır olduğumuzu söyleyerek tekrar koluma girip beni arabanın yanına götürdü."Tatlım sen iyimisin?"dedi jack yaklaşırken."Dönmedolap midesini bulandırdı sanırım."dedi Liam."Ama.."derken tekrar lafa girdi"Ama gereğinden fazla bindik.İki tur peşpeşe."dedi Liam ve benim adıma yalan söyledi.Bunu neden yaptığını anladım.Başıma gelen durumun Durup dururken olduģunu ögrendiğinde Jack bir sürü soru soracak ve beni zorla doktora götürmeye çalışacaktı.Liam bunun durup dururken olmadığını anlamış gibiydi.Yol boyunca konuşmadım.Dylan ve..
Dylan bunu bana yapmış olamazdı.Eve gelir gelmez kendimi arabadan attım."O halde sonra görüşürüz."diye seslendi arkamdan Liam.Bi an durdum ve ona döndüm.Benim için bugün yaptıkları çok hostu."Arka bahçede biraz oturmak istermisin?"diye sordum.Jack arabanın kapısını kapattı ve bize yan gözle bakıp bişey söylemeden içeri girdi.Liam gülümseyerek benimle arka bahceye geldi.Ağacın gölgesinden yararlanabilmek için oturup gövdesine yaslandım.Oda gelip yanıma oturdu.bi süre konusmadık.En sonunda "Bugün ne olduğunu sormicakmısın?"dedim.Sormasını bekliyordum.Belkide sorsun istiyordum."Hayır.Anlatmak istersen anlatabilirsin.Ama seni zorlamicam yada ısrar etmicem."diye cevap verdi.Bu konuda hassas olduğumu yeterince anladığı için böyle davranıyordu ve bu yaptığı gerçekden çok hoştu."Neden bu kadar başbelası ve iyisin."diye sordum birden bire.Önce bana dikkatle baktı.Sonra o mükemmel gülümsemesi yüzüne yayıldı."Hangisine cevap vericem bilemedim.Ama sanırım ikisindede içimden geldiği gibi davrandığım için böyleyim."diye cevap verdi.Beni büyülüyordu.Asil bi duruşu vardı ama gözleri tam tersine hınzır bi çocuk gibi parlıyordu."Bugün Dylan ı bir kızı öperken gördüm."diyiverdim birden.Rahatsız olmuş gibi yerinde kıpırdandı.Rahatsız mı olmuştu.
.....
"Bugün Dylan ı bir kızı öperken gördüm."
Bunu söylemesinden korktuğumu hissettim.Onu rahatsız eden bişey olduğunu yada gördüğünü anlamıştım.Ama bu söylediği şimdide beni rahatsı etmişti.Neden rahatsız olduğumu bilmiyordum.Üstelik her geçen dakika Dylan a sinirlendiğimi hissettim.Alex derin bi nefes aldı.Simsiyah saçları.Beyaza yakın teniyle mükemmel uyum sağlıyordu.Makyajsız yüzü masum görünüyordu.Bi o kadarda harika."Sorun şu ki."tekrar nefes aldı."sanırım öptüğü kız Elizabeth di."
O an anladım.Üzgün olmasının sebebi buydu.Kardeşi."Vayy canına"diyebildim.Bu tamda Vayy canına lık bir durumdu.Dylan ı öperken o kızı düşünemiyordum.Elizabeth tam bir sürtük gibiydi.Güzel sarışın mavi gözlü bir sürtük.Tüm biyolojik görünümünü Jack den almıştı.O an konunun tamamiyle dışına çıktım.Alexandra nın kime benzediğini merak ettim."Kardeşinle yada Dylan la konusmalısın."dedim kafamdakileri dağıtmak için.Tam dibimde otururken onun hakkında düşünmek istemiyordum."Bilemiyorum."dedi üzgün bi halde.Lanet olsun üzgünken bile melek gibi görünüyordu.Ama yinede üzgün olmasını istemiyordum."Bence Elizabeth ile konuş.Dylan üzülücek ve Elizabeth aranıza giricek.Dylan ın aile bakımından senin için önemli olduğunu biliyorum."dedim ve tekrar içimi sıkıntı aldı.Onun için önemliydi.Dikkatle o güzel gözleriyle beni süzdü.
"İyimisin?"derken elini omzuma koydu.Sorduğu soru nedense içimi parçaladı.Şu an kırılmış olan oydu ama yinede başkalarını düşünebiliyordu."İyiyim.Bu gece seninle yayına başlarsam daha iyi olucam.Hem sanada iyi geleceğine eminim."dedim gülümsemeye çalışarak."Oda başka bi problem"dedi gülerek ve ayağa kalktı.Kalkmam için bana mahsustan elini uzattı."Haha çok komik."dedim ve birden kalktım.Ama cidden dengemi kaybettim ve Alex ellerimden tuttu.Bir an ikimizde duraksadık."Sakar şey"diyerek ellerimi bıraktı ve saclarnı düzeltti.Gülümsemeden edemedim."Tatlı şey."diyiverdim.Bana dönüp gülümsedi.Hemen ciddi tavır takınıp "Gıcık"dedi.Birlikte eve yürürken "Uyuz"dedim bende ona.Gülümsemesini benden gizlemeye calıstı ama beceremiyordu.Onu gülerken görmek benide huzurlu yapıyordu.Bu işin sonu iyi değildi.Ama inanın bu gülümsemeye herşey degerdi.
*bölüm geç geldiģi için kusura bakmayın.bi kaç gün şehir dışına çkmam gerekti.Yorumlarınızı eksik etmeyin :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİRL NEXT DOOR / Liam Payne
FanfictionKarşımda duran eli sıkma konusunda kararsızdım. "Hadi ama Alex bu uygun bi anlaşma" dedi Liam.Bende öyle olduğunu biliyordum "Pekala"dedim ve elini sıktım.Gülümseyerek bilgisayarın başına oturdu."Tüm şehiri birbirine katıcaz" dedi.Yanındaki sandalye...