3.Bölüm | Korkular

171 14 3
                                    

Merhabalar ! Hikayemizin 3. bölümünü de paylaşmış bulunmaktayız. Okunma sayımız gittikçe artıyor. Oylarınızı ve yorumlarınızı da eksik etmeyin teşekkür ederiz! 

Ezgi & Özge

İYİ OKUMALAR !!

***** ***** ***** ***** *****

Pelin'i gerçekten özlediğimi ona sarıldığımda fark ettim. Birbirimize o kadar sıkı sarılıyorduk ki bir an kaburgalarımın bir saç örgüsü misali birbirine gireceğini düşündüm. Pelin o insanın içini ısıtan gülümsemelerinden birini yüzüne yerleştirdi. Hala çilekli parlatıcısını kullanıyordu ve itiraf etmek gerekirse onda fazlasıyla iyi duruyordu. Tarzından hiç taviz vermemişti. Dizinin üstünde biten , yazlık renkler taşıyan askılı hoş bir elbise ve altına -sırf rahat dans edebilmek için giydiğine yemin edebilirim - sade bir babet giymişti. Fark ettiğim tek değişim saçlarını hiç toplu görmediğim kokoş, uzun sarı saçlarını at kuyruğu yapmıştı. Birbirimizin en iyi arkadaşıydık fakat dışarıdan bakınca bu biraz komik bir görüntü oluyordu. Çoğu kişi bizi 'en yakın arkadaş ' kalıbına sokmazdı.

'Acaba Pelin hep böyle yerlerde mi takılıyor?' diye geçirdim içimden. Hoş bir yerdi ama genelde zamanını kitaplarla ve müziklerle geçiren bir insan olarak daha önce böyle bir yerde bulunmamıştım.

Kafe-bar tarzı bu yeri bizim yaşıtlarımız dolduruyordu. Bazı duvarlar boydan boya kitaplıktı ve açıkcası tek ve ilk dikkatimi çeken yer olmuştu. Bir köşede renkli puf minderler vardı. Ve bu ortama göre oldukça sevimli duruyordu. Bu durumdan yararlanan bira şişesiyle şişe çevirmece oynayan gençlerin arasından tezahüratlar ve itiraz sesleri yükseliyordu. Daha çok bordo, petrol yeşili-mavisi gibi koyu renkleri hakimdi duvarlara. İleride bar tezgahı ve arkasında yorulduğu belli olan fakat buna rağmen etrafa gülücükler saçan barmaid ve barmenler vardı. Tuhaf olan şu ki burası televizyonlarda izlediğimiz gibi içip içip sızanlarla dolu bir yer değildi. Daha çok 17-18 yaşların hakim olduğu, hafif içkili ve amatör müziğin ön planda olduğu bir mekandı. İlgimi çektiğini itiraf etmeliyim. Hatta daha sonra kesinlikle tekrar gelmeliydim.

Hoş melodilerin yükseldiği sahnede mikrofonla bütünleşmiş bir erkek Gökhan Türkmen'in Çatı Katı parçasını yorumluyordu. Kötü bir sesi olduğunu söylersem yalan söylemiş olurum. İyi olduğunu itiraf ediyorum.

Tüm dikkatini şarkıya vermiş , gitarının tellerine nazikçe dokunup, notalara yön veren çocuğa dikkat ettim. Siyah pantolonu kalçalarının hizasındaydı. Üstünde 'The Walking Dead' yazısı baskılı tişörtü ve dağınık saçları peşindeki kızların sayısından korkmama yetmişti. Converse'lerimizle 'pişti' olduğumuzu söylemezsem içimde kalır.

'' Fazla iyi değil mi ? '' dedi gitaristi gösterirken. Pelin'in her zaman bu kadar dikkatli olmasına lanet okudum. Ne yani bakışlarım üzerinde fazla oyalanmışsa bu onu yakışıklı bulduğum anlamına mı geliyor ? Yakışıklı kelimesi bana çok uzak.

'' İlgimi çekmiyor. '' dedim masadaki bira şişelerini incelerken. Sahi bu şişeler neden bu kadar fazlaydı? Başkasının masası mıydı ?

'' Bizimkiler de geliyor! '' derken işaret ettiği yere baktım. 1 kız ve 4 erkeğin oluşturduğu grup aralarında gülüşerek bizim -masayı hemen benimsemiş olabilirim yani- masaya geliyordu. Masaya gelip yerleştiklerinde tüm dikkatler benim üzerimdeydi. Bu kadar ilgiye alışık değildim ve vücudumdaki kanın bir miktarını yüzümde hissedebiliyordum.

Pelin konuşmaya başlayınca bütün gözler onun üzerindeydi bu sefer. '' Size bahsettiğim arkadaşım Ecem. '' diye tanıttı beni. Sonra bana dönüp onları tanıttı. '' Ve Ecem, bunlarda benim buradaki yani İstanbul'daki arkadaşlarım. '' dedi. 'Anladım' dercesine başımı salladım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 11, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Küçük FeministHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin