Telefon

52 7 5
                                    

'Brian.Brian Walkers.' Elini hala sıkmam için bekletiyordu.En sonunda sıkmaya karar verdim.'Victoria.Sadece, Victoria.' Elini sıktığımda vücudundan bir titremenin geçmesine tanıklık ettim.Siyah gözlerini biraz kısmıştı.Ellerimin soğukluğunu hissetmiş olmalıydı.'FBI için  dedektiflik yapıyorum.' Sol elini cebine attı.Rozetini çıkaracağını biliyordum.Nerede çalıştığını kanıtlamak ister gibi bir hali vardı.Ve haklı çıkmıştım.Şimdi bana uzattığı şey rozetiydi.'Demek dedektifsin.' Başını salladı.Ardından 'Bu zamanda 23 yaşında dedektif olmak çok zor' diye de ekledim.Yaşını bilmeme şaşırmamış gibi duruyordu.'Ne için burdasınız?'dedi, ardından rüzgârda dağılmış ve yağmurdan ıslanmış siyah saçlarını eliyle düzeltti.Bakışları onu ele veriyordu.Bu cinayetten onun sorumlu olduğunu anlamıştım.Ve içimdeki ses, bu güne kadar sadece bir cinayetle yetinmemiş olduğunu söylüyordu, ve haklıydı da.Kapıma o notu bırakan da o olmalıydı.Büyük ihtimalle de öyleydi.Ama işimi ihtimallere bırakacak kadar aptal değildim.Bunu tecrübe edecek kadar çok yaşamıştım.'Haberlerdeki cinayet için geldim.Olayın geçtiği yeri görmek istedim.'

'İşte gördünüz.Şimdi gidebilirsiniz.' Hayır, bu kadar kolay değildi.Gitmek için arkamı döndüm ve bir kaç adım ilerledim.Siyah botlarım çamurdan vıcık vıcık olmuştu.

Bana gönderdiği notla bu adamın,Brian ın, yazısını karşılaştırmak istiyordum.Tekrar geri döndüm ve 'Afedersiniz?' diyerek masum bir ifade takındım.Ne kadar masum olursa artık.'Acaba telefon numaranızı alabilir miyim?' Neden dercesine baktı. 'Aklıma takılan birşey olursa sormak istiyorum da' diye ekledim, şimdi masumluğun sınırlarını zorluyordum.Diğer cebinden kağıt ve kalem çıkararak telefon numarasını yazdı, altına adını da eklediğini gördüm.İşte şimdi işim daha kolaydı.Yazıların uyup uymadığını daha iyi anlayacaktım.Kağıdı aldığımda yüzünden oyunu ben kazandım anlamı taşıyan bir ifade geçti.Besbelli, aradığım kişinin o olduğunu bilmemi istiyordu.Telefonunu isteyeceğimi başından beri biliyordu.İyi günler dileyip ayrıldım.Güneşin batmasına az kalmıştı.Ve az önce yaşadığım ama kimseye hissettirmediğim gerginlik beni acıktırmıştı.Bir kurban bulmak için aranmaya başlamıştım.

*   *   *

Kurbanımı seçtiğimde güneş çoktan batmıştı. 20 yaşlarında sarışın bir oğlandı ve insanlar evlerine dönüyorlardı.Bu güne kadar gerekli haller dışında hiç bir zaman kadınlardan beslenmemiştim.Prensiplerime aykırıydı.Yağmur daha dinmemişti ve oğlan çamurlu dar bir yoldan yürüyordu.Yürüdükçe etrafına çamur sıçratıyordu.Bense bir karınca sessizliğinde onu takip ediyordum.Evler ve sokak lambaları seyrelmeye başlamıştı.En sonunda omuzlarından tutup duvara yapıştırdım.Gözlerimin o karanlıkta alev gibi yandığını biliyordum.Kan kırmızısı gözlerimin..Ve dişlerimde oldukları yerden çıkmış, oğlanın yüzüne tıslıyorlardı.Kulağına doğru yaklaştım.'Ölmek ister misin?' diye sordum.Ağlamaya başlamıştı.Altımda çırpınıyordu.'Lütfen..Ölmek istemiyorum.' diyebilmişti en sonunda.'Ölmek, ölmeyi istemekten daha kolaydır' dedim ve dişlerimi damarına usulca geçirdim.Şimdi bütün zaman benim için durmuş ve kanla olan sonsuz dansım başlamıştı..

*   *   *

Eve geldiğimde saat gece yarısını çoktan geçmişti.Yağmur daha şiddetli yağıyordu ve sırılsıklam olmuştum.Neyse ki ıslanmayı seviyordum.Pantolonumun cebindeki kağıdı çıkarıp mutfaktaki masama koydum.Yağmurdan nasibini almayan tek şey de bu kağıttı zaten.Bütün kıyafetlerimi çıkarıp banyoya girdim.Sıcak bir duş iyi gelecekti.Suyu açtığımda sıcak su, haddinden soğuk olan tenime değdiğinde cızırdadı.Buzun erimesi gibi bir şeydi bu.Cızırtılar bir kaç saniye  kadar sürdü ve sonra kendiliğinden kesildi.Bir müddet suyun keyfini çıkardım.

Bornozumu giyip mutfağa indiğimde elimde bir sabah önce kapıma bırakılan not da vardı.Masaya oturdum ve kâğıtları yan yana karşılaştırdım.Yanılmamıştım.Yazılar birebir tutuyordu.Bunu bırakan kesinlikle Dedektif Briandı.Ve o gece ne yaptığımı görende.Karşımda FBI'ya kadar sızmayı başaran katil bir dedektif vardı ve ölmeyi hak etmişti.Onu evime davet edecek ve hayatına son verecektim.Son anlarında, hiç yaşamamış olmayı  dileyeceğini biliyordum.Güzel bir ölüm onu bekliyor olacaktı.Saatin geç olmasına aldırmadan numarasını telefonuma tuşladım.İlk çalışta açtı.Onu aramamı bekliyor olmalıydı.'İyi geceler.Rahatsız etmediğimi umuyorum ve konuşmamız gereken çok önemli bir mesele olduğuna inanıyorum.Adımı söylememe gerek duymuyorum çünkü kim olduğumu gayet iyi biliyorsunuz.'

Two KillerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin