bugün benim nikah günüm değil kabusum...

313 11 1
                                    

O gün belkide en acı günümdü.Ne garip her kızın nikah günü en mutlu günü olur.Ama benimki tam tersine en acı günümdü.O gün aslında benim nikah günüm değil ölüm günümdü.Çünkü nefret ettiğim bi adamla evlenmek zorundaydım.Buna mecbur bırakılmıştım.Sevdiğim insanı bırakıp onunla evlenmeye mecburdum çünkü beni sevdiğim aşık olduğum adamı öldürmekle ailesini öldürmekle tehdit etmişti.Yapabilirdi de çünkü o çok güçlüydü parası vardı bu yeterdi zaten güçlü olmasına çünkü bu dünyada paran varsa tüm güç sendedir.Bunu yapamazdım onun yaşamını ellerinden alamazdım ölmesine izin veremezdim.Ben bugün evet diyerek her gün ölmeyi göze alıyordum ben iki türlüde her gün binlerce kez ölecektim zaten.Hiç değilse o yaşar.Hem başka birini sever mutlu olur belki.

İşte o an gelmişti o acımasız o şerefsiz adam başımda dikilmiş elini uzatmış "hadi tüm konuklar bizi bekliyor" diyordu.Evet herkes içeride bizi bekliyordu.Nikah memuruda gelmişti.Çaresiz tuttum elini kalktım ve attığım her adımda ölüme biraz daha yaklaşıyordum.Gözlerim dolmuştu.Kendimi sıkıyordum .Ağlamamalıydım.Onun karşısında ağlayarak küçük düşüremezdim kendimi.Tuttum gözyaşlarımı.Ve işte salona girmişdik.Herkesin gözü benim üstümdeydi.Herkes gülümsüyor benim mutlu olduğumu düşünüyolardı.Gözüm her yerde onu arıyordu.Belki gelmiştir.Belki ordadır.Ama o yoktu...

Oturdum masaya herkesin bakışları altında ölüm fermanımı imzalayacaktım. Ve işte memur sormuştu o soruyu"...evlenmek istiyor musunuz?" bense hiç bir şey diyemiyordum.Sadece bakıyordum.Herkes benim evet dememi bekliyordu.Memur tekrar sordu "...evlenmek istiyor musunuz?" ve ben hala sessizliğimi koruyordum. Bir yolu olmalıydı bir çıkış noktası olmalıydı.Allah ım ne olur şimdi bir mucize gerçekleşsin ve bende kurtulayım dedim kendi kendime biraz sonra kafamı kaldırdığımda oradaydı.Gelmiş ti.Evet sevdiğim aşık olduğum adam karşımdaydı ve herkes gibi o da benim cevabımı bekliyordu.Merak ediyodu.Gözlerimin içine bakıyodu.Onu bir tek ben fark etmiştim.Gözleri dolmuştu ağlıyodu.İki damla yaş süzüldü gözlerinden yapma dercesine bakıyordu bana ve bende kendimi daha fazla tutamayıp ağlamaya başladım.Yapamazdım o karşımda dururken benden bi umut beklerken evet diyemezdim.Dememeliydim.Ve işte herkesi şoka sokan o cevabı verdim"HAYIR". Şaşırmıştı herkes şaşırmıştı yanımda oturan o alçak ne yapıyorsun sen dercesine bana bakıyordu.Ve ben yavaşça kalkıp ona doğru yürüdüm.Herkes gittiğim yöne doğru döndü.Ve hepside şaşkınlıkla bakıyolardı.Sevdiğim adam aşkla bana bakıyordu elini uzatmıştı o alçaksa sinirden deliye dönmüştü ama umurumda değildi eğer öleceksek beraber ölürdük.Onla bir ömür geçirmektense aşık olduğum adamla ölmeyi tercih ederdim.Ve işte sonunda kavuştuk.Sıkıca sarıldım ona çektim kokusunu içime."Hadi" dedi "gidelim seni götürmeye geldim" dedi. Ve işte o an doğru bi karar verdiğimi anladım.Arkama dönüp baktığımda konuklar ve ailem şaşkınlıkla bana bakıyodu.O ise sinirden napıcağını şaşırıyodu."Hepinizden özür dilerim farkındayım sizleri çok üzdüm ama tüm ömrümü sevmediğim bir insanla geçiremem anne ben gidiyorum sizleri çok seviyorum beni affedin böyle olmasını istemezdim" dedim annem ağlıyordu ama bakışlarından anladım affetmişti beni.Bu bir parça rahatlattı beni ve sevdiğim adamın elinden tutup çıktım oradan.Bir arabaya bindik ve yola çıktık.

Ve işte sonunda kavuştuk.Mutluyduk hemde çok.Bundan sonra bizi sadece ölüm ayırabilirdi.Çok uzaklara gidiyoruz bizi kimsenin bulamayacağı bir yere.Mutlu olmaya gidiyorduk.Yuvamızı kurmaya.En doğru kararı vermiştim.O ve ben uzaklaştık bu şehirden anılardan mutluluğa doğru yola çıktık....

DİNMEYEN ACILARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin