apology gone wrong

861 100 11
                                    


Yazar: MyChogiway

Çeviri: SeKaism


İşe giderken Chanyeol annesinin bahsettiği fotoğrafları internette aramış, sabah programında varsa internet sitesinde de olacağını tahmin etmişti. Onları bulurken sıkıntı çekmedi ve tüm haberi okumakla uğraşmak yerine Chanyeol fotoğrafları görene kadar aşağıya kaydırdı.

Kalite çok net, Chanyeol düşündü. Açıya bakılırsa camın orada oturan birinin fotoğrafları çektiğini varsaydı ve köşedeki büyük masanın etrafında birkaç genç kızın oturduğunu gördüğünü belli belirsiz hatırlıyordu. Fotoğrafları çeken muhtemelen onlardı, şimdi önemli olan bu değildi zaten.

Önemli olan son seferkinin aksine tek fotoğrafa bakışla Baekhyun'un yüzü kolayca tanınabilir olmasıydı.

Chanyeol Baekhyun'u aletini pantolonunda tutamadığı için hayal kırıklığına uğratmamıştı sadece, şimdi önceki gibi yine aynı sayfada Baekhyun'un yüzü vardı ama bu sefer çok iyi kalitede çekilmişti. Baekhyun'un buna nasıl tepki vereceğini bilmiyordu ama onu bugün işten aldığında Chanyeol diğer şeylerin arasında bunun için de özür dileyebilirdi.

Onu işten almak. Chanyeol düşününce garip çıktığını fark etmişti.

Düşüncelerini bir kenara itti, asansörden çıktı ve Jongdae'nin ofisine doğru gitti. Chanyeol Jongdae'nin Baekhyun ile bir yerde yemek yediğini zaten duyduğunu düşünüyordu ve olayları açıklamak için olabildiğince yanına erken gitmesi iyi olacaktı çünkü Chanyeol en yakın arkadaşının ofisine dalıp onu acımasızca öldürmesini istemiyordu.

Sıcak bir gülümsemeyle Minseok'u selamladı ve resepsiyonist karşılık verip hafifçe eğildi ama sonra Chanyeol'ün yıllarca edinemediği bir yetenekle klavyeye bir kez olsun bakmadan hızlıca bilgisayara bir şeylere yazmaya devam etti. Klavyeye her on saniyede bir bakmasa hata yapacağından emindi.

Jongdae'nin sekreteri masasında değildi ve Chanyeol buna sevinmişti çünkü kapıya hafifçe vurduktan sonra Jongdae'nin ofisinin kapısını açmadan önce kendini hazırlayıp son bir derin nefes alabilirdi. Jongdae masasından başını kaldırdığında ve kaşlarını çattığında Chanyeol duyulabilir bir şekilde yutkundu ve kapıyı arkasından dikkatlice kapattı, sonrasında sırtını yasladı.

"Açıklamama izin ver." Chanyeol Jongdae'nin ağzını açtığını gördüğünde hızlıca söyledi, Chanyeol'ün bakışındaki yoğunluk Jongdae'nin arkadaşının ricasını dinlemesini sağlamıştı. Jongdae kollarını göğsünde çaprazladı ve sandalyesine yaslandı, Chanyeol'ün kendini açıklamaya başlayabildiğini belirtmek için kaşlarını kaldırdı.

"İşten sonra ona dostça bir yemek teklifi ettim çünkü çok üzgün görünüyordu. Yemek hep işe yarar, değil mi?" Chanyeol sordu biraz güldü ama Jongdae'nin ifadesi etkilenmemiş ve metin kalmıştı. Ortamı hafifletme çabası işe yaramayınca garip bir şekilde boğazını temizleyen Chanyeol devam etti. "Beş kere hayır dedi ama sonunda kabul etti. Ona hiçbir şey yapmayacağıma dair söz verdim, sözümü bozarsam kalkıp gidebileceğini söyledim. Bir arkadaşın yapmayacağı bir şey yapmadım."

"Seni tanıyorum, Chanyeol. Bana söylemediğin bir şey var." Jongdae kaşlarını çatarak söyledi, Chanyeol'ün bir kez olsun aslında iyi olacağına inanmıyordu ve Chanyeol'ün yüzüne yerleşen suçlu ifadesi Jongdae'ye gerçekten haklı olduğunu ve hikâyenin devamı olduğunu söylüyordu.

Chanyeol yalan söylemek ve ona hiçbir şey olmadığını söylemek istemişti ama Jongdae bilmeyi hak ediyordu. Zaten sonra yine ya Baekhyun'dan ya Kyungsoo'dan duyacaktı. Chanyeol'ün kendisinden duyması daha iyiydi. "Onu eve bıraktıktan sonra... onu öpmeye çalıştım."

(Arada) without you to hold i'd be freezingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin