playing hard to get

1.3K 113 50
                                    

Yazar: MyChogiway

Çeviri: SeKaism

"Burada ne yapıyorsun?" Baekhyun şaşırarak sordu. Kirpiklerini kırpıştırdı ve başını yana yatırdı, gözlerini biraz kıstı, önünde kişiyi gerçekten görüyor mu yoksa hayal mi görüyor merak etti. Baekhyun Chanyeol'e nerede çalıştığını söylediğini hatırlamıyordu ve kesinlikle Chanyeol'e bugün vardiyasının ne zaman bittiğini söylediğini sanmıyordu. Aslında Baekhyun hayatı hakkında ona hiç bahsetmemişti o yüzden nasıl oluyor da ondan birkaç adım uzağında duruyordu?

"Beni gördüğüne sevinmedin mi, bebeğim?" Chanyeol sırıttı, Baekhyun'un takma isimle iki büklüm olmasından eğlendiği belliydi. Chanyeol Baekhyun'un bebeğim diye seslenilmekten hoşlanmadığını düşünürken bu korkunç takma isimle hitap edilmekten Baekhyun'un nefret etmesinin daha çok nedeni vardı.

"Pek sayılmaz." Baekhyun yanıtladı, yarışıyorlarmış ve sanki ilk gözlerini kaçıran kaybedecekmiş gibi göz temasını kesmediler. Bir süre orada birbirlerinin gözlerine bakarlarken aynı pozisyonda dikilmişlerdi, etraflarındaki insanlar onlara garipçe bakmalarını önemsememişlerdi. "Neden buradasın?"

"Sadece seni görmek, seninle konuşmak istedim." CEO yaslandığı korkuluktan kendini çekti ve içgüdüsel olarak geriye doğru adım atan, Chanyeol'ün kişisel alanına girmesini istemeyen Baekhyun'a doğru adım attı.

"Neden isteyesin?" Chanyeol'ü dikkatlice inceleyen Baekhyun sordu.

"İlgimi çekiyorsun çünkü." Chanyeol sanki dünyadaki en belirgin şeymiş, Baekhyun cevabı zaten biliyormuş gibi söyledi. Chanyeol ve onun arasındaki yakınlık Baekhyun'u biraz huzursuz etmişti doğrusu ve birbirlerini tanımazlarken uzun olanın Baekhyun'a bu kadar yakın durmasına bakarsak Baekhyun Chanyeol'ün sözlüğünde kişisel alan diye bir şey var mı merak etmişti, yoktu.

"Pekala, seninle konuşmak falan güzeldi ama gitmem gerek. O yüzden... uh, görüşürüz." Baekhyun kekelediği için kendine zihnen tokat atmıştı. Başka bir şey demeden arkasını döndü ve evine doğru yürümeye başladı, Chanyeol'ün onu takip etmemesini umuyordu. Bugün şans yanında değil gibiydi çünkü resmen üç saniye sonra Chanyeol uzun bacaklarını kullanmış ve ona yetişmişti.

"Nereye gidiyorsun?" Chanyeol sanki onlar arkadaşlarmış gibi rahatça sormuştu. Baekhyun eve demeden önce ona bakmamıştı bile. Sesi soğuk ve mesafeliydi, Baekhyun Chanyeol'ün kısa cevabından Baekhyun'un onunla konuşmak istemediğini anlayacak kadar zeki olması için yukarıdakilere dua etti.

"Ben de seninle gelirim o zaman."

"Gelmene gerek yok, ben kendime bakabilirim." Dedi Baekhyun, hala Chanyeol'e bakmıyordu. Bunun yerine önündeki yolu izledi, insanların – özellikle kadınların – yanında yürüyen uzun adama sessiz sedasız nasıl hayran hayran baktıklarını fark etmişti. Baekhyun onları baktıkları için suçlayamazdı çünkü Chanyeol'ün yakışıklı bir yüzü ve gösterişli kıyafetleriyle sadece bir pislik olduğunu bilmeyen onlardan birisi olsa muhtemelen o da bakardı.

"Şüphem yok. İstediğim için seninle yürüyorum." Bu kelimelerle Baekhyun kıkırdamıştı. Elinde bir sürü boş zamanı olan en büyük şirketlerden birinin CEO'su sırf istediği için tamamen bir yabancıyla onun evine kadar yürüyordu. Chanyeol Baekhyun'un onun gerçek niyetini anlamayacak kadar salak olduğunu mu düşünüyordu?

"Seni içeri davet edeceğimi sanıyorsan tekrar düşün." Baekhyun gözlerinin ucuyla Chanyeol'e baktı çünkü tepkisini görmek istemişti ama yakalanmak da istememişti. Fakat Baekhyun'un gözlerinin üzerinde olduğunu hissetmiş gibi Chanyeol bakışlarını yakalamıştı. Ve Tanrım, Baekhyun o sırıtıştan o kadar çok nefret ediyordu ki. Sanki onunla alay eder gibi Chanyeol'ün ağzının kenarı hafifçe yukarı kıvrılıyordu, sanki Baekhyun'un ona bakmasını bekler gibi.

(Arada) without you to hold i'd be freezingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin