2.BÖLÜM

1.1K 290 989
                                    

Ağustos ayı kendisini yavaş yavaş artık Eylül ayının sonbaharına bırakmıştı. Her ne kadar Ağustos ayından çıkmış olsalar da hava bir hayli sıcaktı. Lilia bu durumdan hiç hoşnut değildi. Rüyasının üstünden tam bir hafta geçmiş ve düğün hazırlıkları yerini artık düğün gününe bırakmıştı.

Lilia yatağından kalkarak aynanın karşısına geçti, aynadaki yansımasını izlemeye başladı. Bugün her şeye ve hayallerine veda günüydü. Her ne kadar istemese, dirensede bir faydası olmamıştı, kral ailesine gelin gidecekti. Kralın kesin emri bu yöndeydi. Kaçmak buralardan gitmeyi çok istesede yapamazdı. Geri dönüşü babasının itibarını yerle bir ettiği gibi yaşadıkları yerden de sürgün edilmelerine yol açardı. Bu da babasının sonu olurdu. Hem zaten bir gün prensle evlenmiyecekmiydi. Çocukluğu gençliği bu gerçeği aşılayarak yetiştirilmişti Lilia. Hiç birşey kendi isteği ile olmamış daha doğmadan kaderine söz kesilmemişmiydi. Şimdi ağlasa, üzülse kime ne fayda gerçekleri kabullenmek zorundaydı. Burukça gülümseyerek her gece oturduğu camın önününe son kez tekrar geldi. Gözleri dolmuştu fakat ağlamayacaktı omuzlarını dik tutarak gök yüzüne baktı. Göz yaşları inatla almak istesede Lilia onların akmaması için büyük çaba sarf ediyordu. Dışarıdaki kalacağa bakarak burukça gülümsedi karnaval yerine dönmüştü şehit adete sokaklar özenle süslenmiş, renklendirilmişti. İnsanlar çılgınca dans ediyor şarkılar söylüyorlardı. Bugün herkes için mutlu, Lilia için hüzünlü bir gündü.

"Keşke bir mucize olsa herşey tersine dönse düğün günüm değil kurtuluş günüm olsa."
Kendi kendine gülerek yerinden kalktı bunların hepsinin boş düşünceden ibaret olduğunu kendisine birkez daha hatırlattı. Bu yoldan dönüşü yoktu artık müstakbel eşi kendisi beşikteyken seçilmişti. Moisafir olduğu evden gerçek evine gitme yaşı gelmişti artık.

Bugün düğün için  müstakbel eşi  prens David'in yanına İrlanda'ya gidecekti. Yüklü bir çeyiz hazırlanmıştı. Lilia'nın gideceği at arabası hariç krallığa ait on kişilik  arabalar ve askerler eşlik edecekti.
Bayan Wiil sessizce içeri girdi. Yüreği sızladı karşısında çaresizce etrafına bakan genç kızı görünce. Elinde büyümüştü anne sevgisi ne kadar verebildi bilemezdi. Fakat kendisi olmayan çocuğunun yerine koyarak büyütmüştü Lilia. Şimdi ise hiç istemesede kendi elleriyle mutsuzluğa hazırlamak zorundaydı. O sadece bir bakıcıdan ibaretti söz hakkı elbet yoktu.Aynanın karşısında üzgünce kendisiomni izleyen Lilia'ın yanına gitti.

"Leydim artık hazırlanma vakti geldi, prens David'in askerleri sizi bekliyorlar."
Lilia derin bir nefes alarak arkasını döndü, sadece kafasını sallamakla yetindi. Artık hazırdı yeni eziyet dolu hayatına.

Bayan Wiil yardımıyla geceliğini çıkarıp iç eteğini giyerek üstüne  korsesini taktı, korseyi nefes alamayacak kadar sıktı bayan Will. İngiltere'nin genç leydiler'in olmazsa olmazıdır korse.Ne kadar sıkarlar ve bellerini ne kadar ince gösterirlerse cemiyetin erkeklerinin o kadar gözdesi olurlar. Lila bu duruma çok gülerdi. Çok saçma gelirdi gelenekleri. Evlendikten sonra o korse çıkacaktı zaten gerçek benlikleri ile tanımak varken sahte kişiliklerle evlenmek ne kadar saçmaydı. Lilia bu eziyete katlanmaya dayanamıyordu cemiyetin en yüksek mertebeye sahip kişiydi müstakbel eşi zaten bir birlerini sadece resimde görmekle yetindiği eşi.

Korsenin üstüne gömleğini altına ise elbisesini geniş göstermesi için tarlatan giydi. Üstüne buz mavisi etekleri tülden simli omuz detayı göğsünde biten dekolteli bir elbise giydirildi.

 Üstüne buz mavisi etekleri tülden simli omuz detayı göğsünde biten dekolteli bir elbise giydirildi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
KOVAN (Tekrar Yazılıyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin