Büyükannemin tekerlekli sandalyesini iterken ara sıra yanaklarını öpüp gülücük gönderiyorum. Lisa ise benim yaptığım komik yüz şekillerine gülüyordu. Büyükannemin kucağında, örtüsüne sıkı bir şekilde onu sarmıştım. Üşümesini istemezdim.
Büyükannem uzun bir süredir felçliydi ve o adamın büyükannemi getirdiğinde sevinmiştim. Annem evden gittiğinde delirmişti resmen. Umursamamıştım. Ama eve geç saatlerde geliyor, sendeleyerek yürüyor ve her bağırdığında daha çok korkuyordum. Lisa ikinci yaşını doldurmuştu. Annemin onu neden istemediğini anlamasamda en azından kardeşim benimle olduğu için mutluydum.
Lisa 'nın yemek saati geldiğinde, yavaşça parktaki bir banka doğru ilerledim. Büyükannemi parkı rahat bir şekilde izleyebileceği bir şekilde bıraktıktan sonra çantamdan termosu çıkarıp ılık sütü yavaşça biberona döktüm. Lisa sütünü içerken büyük koyu kahve gözleriyle bana bakıyordu. Yüzünde çok hafif belli olan çilleri vardı ve bu onu daha tatlı gösteriyordu.
Kız kardeşine büyük bir özenle sütünü içiren küçük kız keşke etrafında olan kötü bakışlara daha çok dikkat etseydi. Belki o zaman kendini sadece babasından korumaması gerektiğini anlayabilirdi. Onları bulmak için arkasına, önüne, sağına, soluna, yatağının altına, dolabının içine hatta arkasına bakmalıydı. Ama asla yukarıya bakmalıydı. Çünkü onlar görülmekten hoşlanmazlardı...
Yavaşça kapıyı açıp eve girdim. Büyükannemi de içeriye soktuktan sonra Lisa 'yı beşiğine götürdüm. Melekler gibi uyuyordu. Odasından yavaşça çıktıktan sonra büyükannemin yanına döndüm. Onu koltuğun yanına bırakıp odama çıktım. Geceliklerimi giyip aşağıya ineceğim sırada küçük tıkırtıyla duraksadım. Bir mırıldanma duyar gibi oldum ama evde kimse yoktu. En azından konuşabilen...
Büyükannemin yanındaki koltuğa oturup başımı omzuna yasladım. Buruşuk yüzüne bir tebessüm eklenince çok tatlı olmuştu. İstemsizce kıkırdadım. Yumuşacık yanaklarını öptüm. Büyükannem haraketlerime mi, yoksa geceliğime mi gülüyordu? Ben olsam bende gülerdim. Pembe ve boynuzlu bir midilliyi andırıyordum. En azında geceliğimle. Geceliğimin hafif büyük, pembe kulakları dikti. Sarı bir boynuzu vardı ve burnumdan irtibaren tamamen kafamı kapatan bir kapşonu vardı. Komik görünüyordum. Ayaklarımda ise kocaman beyaz panduşlarım vardı. Küçük ayakları olan panduflarımın boynuzları altın sarısı, saçları ve kuyrukları ise renkliydi.
Ama ayrıca tatlı. Büyükannemin yüzündeki gülümseme soldu. Birden cam kırılma sesiyle irktim. Büyükannemin yüzündeki gülümseme gitmiş, yerini huzursuz bir ifade almıştı. Ses üst kattan gelmişti. ÜST KATTAN!!!
Lisa 'nın odası üst kattaydı ve sesin o odadan geldiğine yemin edebilirim. Hızlıca üst kata çıkmaya başladığımda Lisa 'nın sesi kulaklarıma dolmaya başladı. Hızla odasına daldığımda camın önünde, uzun boylu, bakışlarını bana çevirmiş bi adam gördüm. Korkutucu olmasının yanı sıra elinde demirden bir sopa vardı ve doğruca benim üzerime gelmeye başlamasıyla aşağıya koşmaya başladım. Korkuyordum. Kalbim resmen davul gibiydi. Daha merdivenlere ulaşamadan başıma aldığım sert darbeyle gözlerim karardı.
Yazardan
Yaşlı kadın merdivenlerden inen ayak sesleriyle ürkmeye başlamıştı. Sert ve bir o kadar yavaş ayak sesleri yanına yaklaşırken evin fazla sessiz olduğunu fark etti. Hem de fazlasıyla...
Adam yavaşça, ürkünç bir sakinlikle kadın ile arasında olan masanın arkasına geçmiş ve kadının karşısına gelmişti. Kolundan tuttuğu kızsa baygındı ve yerde sürükleniyordu. Yaşlı kadın neye üzülmesi gerektiğini bilemedi. Kadın bu yüzü hiç unutmamıştı. Unutamamıştı. Adamsa bunun farkındaydı ve bu onu içten içe kahkahalara boğulmasına neden oluyordu.
Yaşlı kadın 'keşke' dedi. Keşke zamanım varken onu yok etseydim...
Biliyorum yeni bölüm hızlı gelicek dedim ama gelmesi özür dilerim. Bölüm uzun olmadı farkındayım. Bunun için ayrı özür dilerim. En kısa zamanda telafi etmeye çalışacağım.
Bu arada bir kaç bölüm sonra hikaye günümüz yaşantımızda dönecek. Haberiniz olsun dedim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Meleği (Angel of darkness)
FantasyUnutmayı isterdim... Belkide var olmamayı... Sus demişti bana... ŞŞŞ! Kızlar bağırmaz... Hayatımı kabusa çeviren, duygularımı ve hayallerimi damla damla, parça parça yok eden herkese lanet ettim... Siyahın en koyu tonuna bulanmıştım.Artık geri dönüş...