Luhan bir yandan pişmekte olan pirinci kontrol ediyor bir yandan da güveci pişiriyordu. Otomatik olarak yaptığı bu işlemin yanı sıra kafası da tamamen doluydu. Sehun'un Haian'ın bakıcısı ile birlikte olduğu düşüncesi onu çileden çıkarmıştı. Sehun itiraz edip böyle bir ilişkilerinin olmadığını savundu da kızının sözleri Sehun'un sözlerinden daha güvenilir geliyordu ona. Bu nedenle Sehun'a inanması gittikçe güçleşiyor bakıcıya karşı ön yargıları ise bitikiyordu.
Luhan odayı dolduran sigara kokusu ile irkilip Sehun'a dönmüş, onun ne kadar süredir arkasındaki masada oturuyor olduğu düşüncesini atlattıktan hemen sonra elindeki sigarayı alıp söndürmüştü. Sehun ona anlamsız bir bakış atınca konuşma gereği hissetti.
"Sehun Lütfen Haian'ın aniden girebileceği odalarda sigara içme. Yani evin içinde sigara içme..."
"Rahatını bozma. Haian mutfağa aniden girmemesi gerektiğini biliyor. Ben hep sigaramı burada içerim."
"O zaman artık evin dışında iç."
"Pekâlâ. Nasıl istiyorsan öyle olsun."
"Sağol."
Sehun bir süre gözlerini düşünceli bir şekilde duvara dikti. Luhan onun sigara içmesine değil de evde içip içmemesine takılmıştı. Sonra Luhan'a döndü.
"İçme demedin."
"Sanki beni dinleyecektin..."
"Dinlerdim... Seni hep dinledim."
"Dinledin? Sehun cidden beni ne zaman dinledin ki böyle rahat rahat konuşuyorsun?"
"Seni hep dinledim. Bazen söylediklerini doğru bulmadım bazen de doğru bulsam bile uygulamadım ama seni hep dinledim. Evet belki sen söyledin diye elimdeki sigarayı öylece atıp bundan sonra içmeyeceğim diyemeyebilirim ama bu seni dinlemediğim anlamına gelmiyor."
"Bu dünya üzerinde duyduğum en mantıklı ve en saçma savunma oldu sanırım. Yine aştın kendini tebrikler."
"Ayrıca senin düşüncelerinin aksine ben hiçbir zaman Tao ile yatmadım. Evet ben senin için iğrenç bir insan olabilirim ama bu sana asla ihanet etmediğimi ve senden önce ve senden sonra asla bir başkası ile birlikte olmadığım gerçeğini değiştirmez. Ben berbat bir adam olabilirim ama sana olan aşkıma hiç ihanet etmedim."
"Hmm. Yani Tao ile hiç aynı yerde kalmadınız ve Lulu bana öylesine yalan söyledi?"
"Hayır. Yalan değil. Ben Tao ile birden çok kez aynı odayı kullandım ancak bu senin sandığının aksine birlikte olmak için değildi. Kris ile gezdiğin, eğlenip güldüğün o günlerin gecelerinde ben fotoğraflarına bakıp sinir krizi geçiriyordum. Tao, o bazen benim yanıma gelip birşeyleri kırıp dağıtmamı izledikten sonra bana destek olurdu. Ki zaten Tao aslında bir çocuk bakıcısı da değildi. Benim şirketten bir arkadaşımdı. Sekreterdi ancak çocuk gelişimi okuyordu ve ben bu durumu değerlendirdim. Kızımın yanında tanıdığım insanların olmasını daha uygun gördüm. Ve ayrıca kızımın yanına altıma aldığım tek kişi girebilir o da annesi yani sensin."
"Yalan söylemediğini bildiğim için şimdilik sesimi çıkarmıyorum ama bu sana sorgusuz sualsiz inandığım anlamına gelmiyor. Bu sadece gözetim altında olduğun anlamına geliyor."
Sehun sıkıntı ile bir nefes verdi. Luhan zaten çok zor bir insandı. Buna birde inadı ve egosu eklenince tamamen çığrından çıkmıştı. Kendisini, karşısındaki bu adamı sanki hiç tanımıyormuş gibi hissediyordu. Sakinleşmeye çalışarak açıkladı;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Obsessed Love
Fanfiction"Sen korktuğun için takıntı diyorsun. Bense korkum olmadığı için aşk diyorum. Göğsümü kabartarak sana aşığım diye bağırabilirim. Peki sen? Sen yanındaki adam için seni seviyorum diye bağırabilir misin? Yapamazsın! Çünkü ben geldim. Tam burada, karşı...