8.Bölüm

646 49 18
                                    

      Luhan Haian ile birlikte oturmuş evcilik oynuyordu. Annesini kraliçe yapmış kendisi de prenses olmuştu. Çay partilerinin ortalarındalardı.

     "Prenses Haian biraz daha çay almaz mıydınız?"

      "Hayır Kraliçem. Bu kadarı kafi."

      "Ah seni bücür! Böyle kelimeleri nereden öğreniyorsun bilmem ki..."

      "Ama anne ya! Oyunu bozmak yok"

      "Tamam. Özür dilerim. O zaman Prenses Haian, Kralımızın yanına gidip ona akşam yemeği için salona inmesini söyler misin?"

       "Olur!"

        Haian babasının oyuna katılacağını anladığı anda bir sevinçle babasının ofisine koşar adım gitmişti. Luhan da aşağıya inip beş kişilik bir sofra kurmuştu. Bu gün Suho Lay'ı almaya gelecekti ve hep beraber yemek yiyeceklerdi. Lay ve Sehun şuanda Sehun'un çalışma odasında Lulu'nun disleksisi hakkında konuşuyorlardı. Lay'ın en çokda burada olma nedeni buydu. Haian'ın disleksisi gittikçe iyileşiyordu.

      Luhan sofrayı kurmayı neredeyse bitirmişti ki Suho evin kapısının zilini taciz etmek ister gibi çalmaya başlamıştı. Lay ve Sehun merdivenlerden indi ama kapıyı açmak için atılan Haian olmuştu. Lulu kapıyı açmadan önce bir heyecanla "Prens'im geldiiii" diye bağırdı.

      Lay Sehun ve Luhan bir şok ifadesiyle aniden kapıya döndü. Suho Lulu'yu kucağına aldı ve Lulu'nun öpücüklerine kıkırdayarak yemek masasına kadar yürüdü. Luhan Haian'ı kucağına aldı ve Suho'ya gülümsedi.

    "Haian'ın prensi sensin demek."

    "Ah ne?"

    "Seni içeri almadan hemen önce 'Prensim geldi' diye bağırıyordu."

     "Woah! Bu benim için bir onur tatlım ama biliyorsun ki benim kalbimde tek bir kişi için yer var. Lord Yixing!"

    "Suho amcacım senin geleceğini bilmiyordum. Sana öyle seslenmedim. Benim prensim Tao oppa!"

    "Oh, pekâlâ bebeğim ama Tao oppan bu gün gelmeyecek..."

     "Biliyorum ama eğer okulundan erken çıkarsam seni görmeye gelirim demişti."

      "O zaman gelirse sana haber veririz şimdilik yemek yiyelim olur mu?"

      "Olur Suho amca!"

         Luhan sakince masayı kurmaya devam ederken aniden telefonunun çalması ile irkildi. Telefonunu çıkardı ve tanımadığı bir numaranın aradığını gördü. Mutfağa doğru gitti. Sehun ise hemen Luhan'ın arkasından gitti. Luhan telefonu açtı.

  "Alo? Buyrun?"

  "Beyefendi ben Cinayet büro amirliğinden Polis memuru Kim Min Sung. ****** adresindeki bir vakaya bakıyoruz ve daha önce bu adreste ikamet ettiğiniz görüntüleniyor."

   "Ne cinayet bürosu? ne vakası? O adreste arkadaşlarım ikamet ediyor tam olarak neyden söz ediyorsunuz memur bey? "

   "Bay Lu. Karakola gelirseniz çok iyi olacak."

    "Ben hemen geleceğim."

      Luhan telefonu kapattığı gibi üst kattaki odasına çıkıp üzerini değiştirmeye başladı. Arkasından giden Sehun ise olayı anlamaya çalışıyordu.

      "Luhan! Kim aradı? Nereye gittiğini sanıyorsun?"

      "Sehun. Polis memuru aradı. Kai ve Kyungsoo'nun adresini verip cinayet bürodan aradığı ile ilgili birşeyler söyledi. Birşey olmuş hemen gidip iyi olup olmadıklarını öğrenmem lazım."

Obsessed LoveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin