İyi okumalar.
Şuan tam bir karmaşa ile baş başaydım. Önümdeki kutuların hangi birini yerleştirsem bilemiyordum. Mutfağa girsem bugün ordan çıkamazdım çünkü orasını baya iyi temizlemem gerekiyordu. Çok fazla ses de yapmamalıydım. Aşağı katta evin sahibi oturuyordu ve yaşlıydı. Onu rahatsız etmek istemezdim her ne kadar ürkütücü biri olsada. Saygılı biriydim.
En iyisi kendi odamdan başlamaktı. Evin ilk katında dediğim gibi ev sahibi kalıyordu. Ev zaten üç katlıydı, çatı katını da sayarsak.
Geri kalan iki katı biz tutmuştuk. İkinci katta mutfak, salon ve üç oda daha vardı. Çatı katında ise iki oda daha vardı. Her katta bir banyo bir de tuvalet bulunuyordu.
Bu yaşlı kadının kocaman evde neden yanlız yaşadığı merak konusuydu ama beni de ilgilendirmezdi. Kadın biraz korkutucuydu ve evi ilk aldığımız zaman kesinlikle onun katına gelmememizi kesin bir dille uyarmıştı. Bizi her gördüğünde kötü kötü bakması da cabasıydı.
Önümdeki kutularla bakışmayı kesip benim adım yazılı olan kutulardan ikisini üst üste koyup kucağıma aldım. Benim olduğum oda koridorun en sonundaki banyonun hemen yanıydı.
Odama geldiğimde kutuları yere bırakıp doğruldum. Allah'tan ağır değillerdi yoksa belim kırılabilirdi.
Odaya şöyle bir göz atınca erkeklerin en azından büyük eşyaları yerleştirdiğini gördüm. Zaten diğer işleri bana bırakıp kaçmışlardı ve evin hepsini tek başıma temizlemek zorunda kalmıştım.
Odada benim olamayacak kadar büyük yatağı farkettiğim anda şaşırdım. Bu yatak benim değildi ama kim çift kişilik yatakta yatıyordu ki?
Tam ileri doğru bir adım atacakken belime sarılan kollarla irkildim. Ama tanıdıgım o erkeksi ve aşık olduğum kokuyu alınca anladım kim olduğunu. Sevgilim gelmişti.
"Nasıl, yatağımız güzel mi? Güneş alan yere koydum. "
Şaşkınlıkla ona döndüm. Sırıtması genişleyip gamzesi ortaya çıkmıştı. Bir an ama sadece bir an elimi gamzelerine götürmek istesem de yapmadım. Bunun yerine kaşlarımı çattım.
" O kadar boş oda varken neden aynı odada kalıyoruz ki? " diye sinirli bir tepki çıktı ağzımdan. Elbette birlikte bu odada kalabilirdik. Ama bana sormadan iş yapmıştı ve asıl sinirlerim buna bozulmuştu.
O da kaşlarını çattı. " Benimle aynı odada kalmak bu kadar seni rahatsız ettiyse tamam Rabia. Hemen yatağını buraya geri taşırım ve eşyalarımı dolaptan alırım. "
Sinirlerim sözlerine daha fazla bozulurken bir yandan da onu kırdığım için üzülmüştüm. Trip atması gereken bendim anasını satayım.
Eşyalarını da yerleştirmiş hemen. Anlamıyordum bu erkeklerin kafası nasıl çalışıyordu.
Ben bir şey söylemeyince bana kırgın gözlerle bakarak dolabın kapağını açtı. İçindeki eşyaları çıkarırken genelde yapmadığım şeyi yaptım.
Onu öptüm. Şaşırmıştı ama karşılık gecikmemişti. Dudaklarımızı ayırıp sırıttım.
"Gece yorganı üzerimden çekersen salonda yatarsın ona göre. " dedim. Verdiğim cevap ile mutlu olmuştu. Tekrar dudaklarıma kapanırken başka birinin sesini duymamla hızla Egemenden ayrıldım.
Egemen "Hay ebeni.... " diye küfür ederken ben ise kırmızı bir yüzle karşımdaki Aras ve Rüzgar hariç her yere bakıyordum.
Aras sırıtırken konuştu. "Akşamı bekleyemediniz mi lan? "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah Kan ~ BÜYÜ
Mystery / ThrillerBir lanet vardı bittiğini sandığımız. Ölüler vardı, bir sürü ölüler. Ölüler ölü kalmalıydı ama kalmadılar. Lanet bitmeliydi ama bitmedi... Büyülü bir ev. Gizem dolu. Bu sefer daha farklı her şey. Daha korkunç. Daha tehlikeli... "Siyah Kan k...