"Bugün işleyeceğimiz ders, büyünün tarihiyle ilgili." dedi Dragon.
Arka bahçemizde, güneşin yakıcı sıcağından korunmak için çardakta karşı karşıya oturmuş ders işliyorduk. Ama matematik ya da fizik değil, büyü işliyorduk.
"Uygulamaya ne kadar geç devam edersek o kadar iyi." dedim sıkılarak.
"Büyünün dört ana etkeni vardır: zaman, mekan, zihin ve fizik. İlk büyücü, güçlerinin sonraki nesillere aktarılabilmesi, büyünün dört ana etkeninin ortadan kaybolmaması ve daha kolay kullanılabilmesi için onları bir mücevherin içine hapsetti. Evrendeki bütün büyücülerin bu mücevherden güç alabilmeleri için taşı büyülü bir gezgine enerji kaynağı olarak yerleştirdi."
"Neden bir gezegen? Bir kasaya hapsetse maddi açıdan da kârda olmaz mıydı?" dedim sözünü keserek.
"Mücevherin enerjisi o kadar güçlü ki evrendeki hiçbir metal buna dayanamaz."
"Hmmm."
Devam etti:
"İlk büyücü, zamanla farklı büyülerin farklı şekillerde kullanılabileceğini keşfetti. Mesela iz sürücü bir küre yaratmak için etrafındaki ışığın enerjisini kullanırsın, çünkü mücevherin gücü sadece canlıları etkilemez. Maddeyi ve hatta enerjiyi etkiler. Başka bir örnek olarak görünmezlik büyüsünü söyleyebiliriz. Görünmez olabilmek için enerjiyi karanlıktan alırsın. Ama tahmin edebileceğinin aksine bunlar zıt güçler değil birbirini tamamlayan güçlerdir. İkisi birlikte daha güçlüdür. İlk büyücünün fark ettiği başka bir şey daha var. Bu güçlerin ikisini de kullanabilen biri yok. O yüzden büyücüleri aydınlık ve karanlık büyücüleri olmak üzere ikiye ayırdı. Biz dünyada kısaca güneş büyücüleri ve ay büyücüleri diyoruz."
"Peki ben hangisiyim?"
"İkimizinde büyüleri sarı renkte olduğu için güneş büyücüleriyiz."
"Ama seninki her renkten!"
"Ben bir ustayım, Martin. Usta olunca renkli büyü yapabiliyorsun."
"Peki usta olunca başka şeylerde yapabiliyor musun?"
"Evet. Usta olunca genel ruh halini belli eden bir hayvana dönüşebiliyorsun."
"Seninki ne?"
"Adımdan belli değil mi? Ejderhaya dönüşüyorum ben."
"Ben ne zaman usta olacağım?"
"Eğer anlatacaklarımı bitirmeme izin verirsen bir olacaksın."
"Tamam, ya. Daha fazla soru sormayacağım."
"İlk büyücü, her gezegene Xonedeep'e, yani büyülü dünyaya açılan birer geçit bırakır. Bu bazen bir harita olabilir, bazen bir kitap, bazen bir kılıç, hatta bazen bir kapı. Bizim dünyamızdaki ise bir ağaç. Büyücülerin kendilerini canlılara açıklaması, yani canlıların büyücü diye bir şey olduğunu bilmesi yasak. Ama 3. ve 4. Dünya savaşlarında büyücüler insanlığı kurtarabilmek için olaylara müdahale etti. Bundan dolayı ağaç kendini sakladı. Şu anda ağacın yeri hiç kimse tarafından bilinmiyor. Bu günlük bu kadar."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GENÇ GÜNEŞ: Büyü Tapınağı
FantasyKEHANET Kararacak güneş Aydınlanacak ay Ve işte o zaman Başlayacak savaş Ok yaydan çıktığında Karanlık basacak Obsidyen bulacak Gökkuşağı kızı Gölge yendiğinde Ağaç öldüğünde Beş kişi gidecek Dört kişi dönecek ... Yıl 2086. Ve bazı insanlar yine...