3|| Sen Gül Yeter

1.1K 105 124
                                    

"Yaprakların solar da güneşi unutursan ışığın olurum sonsuza uzanan."

|| Tanrısal Bakış Açısı ||


James uykusundan, dışardan gelen hafif mırıldanmalar ile uyandı. Önce uyku mahrumu bir şekilde gözlerini açtı ve etrafına baktı. Daha sonra ise refleks olarak elllerini yumruk yaptı ve gözlerini götürerek, gözlerini ovuşturdu.

Gözlerini, nerde olduğunu anlamak istediği için etrafta gezdirdi.

Ortak salondaydı, anlaşılan o ki, Sirius ve Remus onu burada bırakmıştı. Catharine'nin kucağında.

James bulundukları pozisyona bakınca hala dün Catharine'nin kucağında uyuya kaldığı yerde olduğunu gördü.

Garipti, James çok hareketli uyuyan biriydi ve şu ana kadar belkide milyon kere yere düşmüş olması gerekiyordu.

Duyduğu mırıldanmalar artınca kafasını Catharine'nin kucağından kaldırdı ve sesin nerden geldiğini anlamaya çalıştı. Etrafına baktığında sesin Catharine'de geldiğini anladı, uykusunda mırıldanıyordu. James'in içi huzursuzlukla doldu, o rahat bir şekilde uyurken Catharine'nin kafası yana düşmüş bir şekilde - ki rahatsız bir pozisyon olduğunu anlamak pek zor değildi- uyuyordu.

James uzandığı koltukta oturur pozisyona geldi ve Catharine'yi uyandırmak için sonra narin bir şekilde kolundan dürtmeye başladı.

Catharine, yavaşça gözlerini açtı ve uyanmaya çalıştı. Kafasını hareket ettirmeyi deneyince, uyuduğu rahatsız pozisyon nedeniyle keskin bir ağrı girdi boynuna. Boynuna giren ağrı yüzünden huysuzca mırıldandı.

Yanında ki James'e döndü ve söylenmeye başladı.

"Ben o Sirius'u, Remus'u ve Peter'i bir elime geçireyim göstereceğim onlara günlerini, insan hiç burda bırakılır mı, boynum çok kötü ağrıyor." dedi dudaklarını küçük bir kız çocuğu gibi büzerken.

James, Catharine'nin sevimli haline gülümsedi ve kızın saçlarını karıştırdı.

"Sende bende biliyoruz ki onlara hiç bir şey yapmayacaksın Catharine." dedi gülümseyerek; genç kızın her seferinde insafa gelmesine atıfta bulunarak.

"Ama her seferinde beni bir şekilde yumuşatıyorlar ne yapabilirim ki?" dedi genç kız kollarını göğsünde kavuştururken.

James, genç kıza yaklaştı ve sesini ürkütücü bir hale getirerek, "Sadece intikamıma odaklanmalı, onun haricinde dediklerine kulaklarını kapatmalısın." dedi.

Catharine kafasını anlıyorum anlamında salladı ve 'denerim' diye mırıldandı.

James, ortak salonda kimsenin olmamasından yola çıkarak ders saatini çoktan kaçırdıklarını anladı. Zaten hiç derse girme havasında olmayan James buna sevindi ama Catharine'nin onu zorla derse sokacağını bildiği için, hemen Catharine'nin asla hayır diyemediği küçük çocuk ruh haline girdi ve yalvarmaya başladı.

"Catharine ne olur derse girmeyelim, hem şimdi girersek kesin bir ton azar işiteceğiz ve dersin tamamı böyle gidecek." dedi ve ellerini çenesinin altına koyarak sevimli bir yüz ifadesi oluşturarak, 'lütfen' diye, uzatarak ekledi.

Catharine, James'in moralinin zaten bozuk olduğunu bildiği için anlayışla gülümsedi ve kafasını tamam anlamında salladı.

James, Catharine'nin kabul ettiğini görünce sevinç çığlıkları atarak ortak salonda zıplamaya başladı.

Zıplamaktan yorulunca koltuğa tekrar oturdu ve Catharine'ye dönerek sordu merakla.

"Ee bugün ki planımız ne o zaman?"

Catharine bilmem dercesine omzunu silkti ve ekledi. "Bugün derslere girmememizdeki amaç senin moralini yerine getirmek, o yüzden sen ne istersen onu yapacağız."

"Ne yapalım sence geyikcik?" diye sordu Catharine muzur bir ses tonuyla.

James sinsice gülümsedi.

"Sirius'un herkesten sakladığını düşündüğü erzağını alıp, Karagölün yanında piknik yapalım." dedi.

"Catharine bunu beğendi." dedi gülümserken.

"Haydi gidip Sirius'un erzağını çalalım." dedi James büyük bir coşkuyla ve yumruğunu Catharine'ye uzattı ve yumruk tokuşturdular.

James fark etmesede Catharine'nin yüzünde buruk bir gülümseme vardı. James'in yanındayken çoğu zaman olduğu gibi.

Catharine ve James Karagölün yanında dedikleri gibi piknik yaptılar, daha sonra ise konuştular, güldüler eğlendiler.

Catharine, James'in biraz daha iyi olduğuna karar verince çekinerek sordu.

"Artık anlatmak ister misin?" dedi.

James dalgınca kafasını salladı.

"Önceden ne kadar kızsada beni istemediğine dair bir şey demezdi ama dün en sonunda bağırarak dedi ki 'Artık benim haricimde başka kızlara yönel, çevrendeki, yakınındaki, seni daha iyi sevebilecek, daha iyi tanıyan birilerine yönel, beni rahat bırak.' Sonra gözleri doldu, beni bu kadar mı istemiyor? Ağlayacak kadar." dedi hafifçe gözleri dolarak.

Catharine bir şey diyemedi. Sadece sustu, söyleyemedikleri içinde onu paramparça etsede sustu.

Ama James hüzünle sözlerine devam etti.

"Bir muggle kitap karakteri olan Romeo açıklamış aslında durumumu,
'Kölen olmuşum senin, elden başka ne gelir, el pençe divanım ben arzuna, buyruğuna; geçirdiğim saatler baştan başa bir hiçtir, sen istemezsen eğer hizmetlerim boşuna.' Tam anlamıyla beni anlatıyor değil mi?"

Catharine, James'in ezbere söylediği alıntıyla, hüzünle iç çekti. Biliyordu, James'te aynü Romeo gibi ömrü boyunca, son nefesini verene kadar Lily'i sevecekti.

Şimdilik elinden, sevdiği çocuğu teselli etmek dışında hiç bir şey gelmeyeceğinin bilincinde olan Catharine, James'in omuzlarına hafifçe baskı uyguladı ve dizlerine uzanmasıni sağladı ardından hafifçe oğlanın dalgalı, o çok sevdiği saçlarını okşamaya başladı.

James'in bunu sevdiğini ve ona iyi geldiğini biliyordu.

Bir müddet sonra, James yavaşça uykusu gelirken mırıldandı.

"Şarkı söyler misin?" dedi mahzun bir ses tonuyla.

Catharine hafifçe gülümsedi ve James'in görmeyeceğini bilerek başını salladı ve sessizce bir şarkı mırıldanmaya başladı.

Elinden sadece bu geliyordu, keşke başka bir şeyler gelseydide yapsaydı.

Ama biliyordu ve inanıyordu, bir gün Lily James'i kabul edecekti ve sevdiği çocuk mutlu olacaktı.

O mu? O, içindeki hisleri hep saklayacak ve James'in hayatında sadece bir arkadaşı olarak her anında yanında olacaktı.

O mutluysa eğer Catharine'de mutluydu. Onun mutluluğu, Catharine'yi mutlu etmeye yeterdi ve her zaman yetecekti.

Catharine'yi seviyorum, galiba benim asla sahip olamayacağım bir sevme tarzına sahip.

Düşünceleriniz?

Umarım beğenmişsinizdir,

Görümşürük!

Sen Benim || James Potter AuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin