"Sen benim söylenmeyen sözlerim."
|| Tanrısal Bakış Açısı ||
Catharine çoğu zaman olayların ve insanların göründüğünden farklı olduğunu düşünmüş, tam anlamıyla görünenden farklı olmasada illa ki -oların ya da insanların- aslında görünenden daha derin olduğunu tecrübe etmişti. Her hareketin bir sebebi vardı.
Ayrıca işin içine birde Catharine'nin hisleri girince olaylar çok başkalaşıyordu. Doğruyu söylemek gerekirse Catharine genelde duygusal düşünen biriydi ve ve şu ana kadar yanıldığı çok nadir görülmüştü. Hem bu olayda hisleride tecrübeleride aynı şeyi işaret ediyordu.
Lily Evans'ta bir şey vardı.
Lily, çoğu zaman James ile atışırdı evet ama Catharine hep bu atışmaların onlara özel bir konuşma tarzı olduğunu düşünmüştü.
Ne zaman olduğunu bilmiyordu ama James ile eğlendiği için atışan Lily Evans artık James'i hisleri hakkında direk geri püskürtüyor, fazla kibar bir şekilde geri çeviriyordu. Tabi ki, James'ten hoşlanmadığı için böyle davranıyor olabilirdi ama hareketleri hep tam tersi olmuştu.
Bu bilinmezlik James'i yoruyordu, farkındaydı. Ve o yoruldukça, Catharine ondan bin kat daha fazla acı çektiğine yemin edebilirdi.
Derin bir nefes aldı, şu sıralar Lily ve James ilişkisine esasen onu zerre kadar alakdar etmemesine rağmen -inanırsanız- o kadar kafayı takmıştı ki; sosyal hayatı nerdeyse eksilere düşmüştü.
Biliyordu, James ve Lily eninde sonunda beraber olacaktı. Onun yapması gereken tek şey ise bir arkadaş gibi yardım etmek ve destek olmaktı. Bu sürede ise uzun zamandır konuş(a)mamaları yüzünden ona trip atan arkadaşlarıyla konuşmaktı.
Aslında Remus onunla konuşana kadar bu olaya bu kadar kafayı taktığını, hem kendine, hemde arkadaşlık ilişkilerine zarar verdiğinin farkında bile değildi.
Fark etmeden kendine zarar vermişti. Ve bu cidden çok üzüyordu onu. Evet, James'i çok seviyordu ama o, onun hayatının merkezi miydi? Değildi, olmamalıydı. O sevinse, sevilse onun kadar hatta ondan daha çok bile sevinebilirdi ama bu sevgi ona zarar vermemeliydi.
Sevgi bu değildi ve olmamlıydı. Bu yüzden gidip arkadaşlarını bulmalı ve onlarla aralarındaki dargınlığı bitirimeliydi. Hem zaten arkadaşları ona kıyamazdı ki, sadece birazcık süründürürlerdi. Neyi neden yaptığını, bilir onu anlarlardı. O yüzden onların tatlı süründürmeleri de Catharine'ye birazcık müstahaktı açıkçası.
Kendi kendine verdiği gazla omuzlarını dikleştirdi ve bahçede bir ağacın gölgesinde oturan arkadaşlarının yanına koşarak gitti.
Yanlarına vardığında derim bir nefes aldı, yüzüne sevimli bir gülümseme oturtu, sesini şirin bir hale getirdi ve konuştu. "Merhaba."
"Acaba bana da yer var mı?"
Catharine'nin arkadaşları, uzun bir süre -en fazla 3 gün- adam akıllı konuşmadıkları için ona trip atacaklardı tabi ki ama göründüğü gibi Catharine hatasını anlamıştı, bu onları sevindirmişti ne kadar bunu yüzlerine yansıtmamaya çalışsalarda. Çünkü Catharine onlar için çok değerliydi ve onun bu zor zamanında yanında olamamak kendilerini kötü hissettirmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen Benim || James Potter Au
Fanfiction"Kendimi adıyorum yoluna, adına, sana." ❈ Herkesin dönem dönem kalbini ona asla açmayacak- en azından aşk anlamında- birilerini sevdiği olmuştur, değil mi? Catharine'de böyle bir dönemde olduğunu umuyor ve zamanla...