Atmosfer - Zaman - Mekân

53 3 0
                                    

Hikâye çok yakın bir gelecekte geçmektedir. Belki birkaç on yıl sonrası. İnsanlık büyük gelişim eşiğini yeni aşmıştır. Çok büyük teknolojik gelişmeler birbiri ardına gelmektedir. Bir yandan yapay zekâ insan bedenleriyle aramızda android olarak varolmaya başlarken, diğer yandan insanlar da robotlaşmaya, birer sayborga dönüşmeye başlamıştır. Eski iki boyutlu internet hükmünü kaybetmekte, dijital dünya tüm dünyayı görünmez bir ağla saran nanonete taşınmaktadır. Sanal gerçeklik gözlükleri çok gelişmiş, artık insanlar cep telefonu yerine bunları kullanarak ağa bağlanmaya başlamışlardır. Akıllı lensler de yeni yeni yaygınlaşmakda olup, sanal gözlüklerin yerini almak için gün saymaktadır. Bundan bir adım sonrası insanların ekstra bir cihaza ihtiyaç duymadan nanonete bağlanmasını sağlamaktır. Bu noktada iki şirket devreye girmiştir. Bunlardan biri çok ciddi sermaye sahibi AndroidX Inc. iken diğeri adı sanı pek duyulmamış yasa dışı işleri pek seven Hyperion A.Ş'dir.  AndoridX insan beynini nanocihazlar ile süper bir bilgisayara dönüştürmeyi hedeflerken, Hyperion beynimizin zaten süper bir bilgisayar olduğunu ama yazılım olarak çok ilkel kaldığını savunmakta ve çalışmalarını bu yönde yürütmektedir. 

Ortalama insan ömrü yüz elli yıla çıkmıştır. Bu konudaki diğer adım yaşlanmayı durdurmak ve bir sonraki adım da gençleşmeyi sağlamak olacaktır ki bu konudaki gelişmeler de kapıdadır. İnsanlık; yapay zekanın gelişimi, bilincin makinelere aktarımıyla birlikte sonsuz bir yaşam döngüsüne girmenin, dünyanın ve evrenin tüm sırlarına ulaşmanın; tüm uzaya yayılacak bir kolonileşmenin peşindedir. Bu sırada Mars'ta ilk şehir kurulmuştur. Fakat henüz şartlar elverişsizdir; Mars'ta ortalama insan ömrü radyasyona ve başka birçok etmen yüzünden yirmi yılı aşmamaktadır. Bu yüzden genelde hayattan vazgeçmiş insanların ve müebbet hapse mahkum olmuşların gönüllü katılım programlarıyla gittikleri bir yer olmuştur.

Hükümetler bazı ülkelerde güçlerini korumakla birlikte, birçok ülkede de otoriteyi şirketler sağlamaktadır. Küreselleşme büyük hız kazanmış, tek dünya devletine doğru bir gidişat başlamıştır. Hükümetler ve şirketler ayakta kalmak için daha sıkı işbirliklerine girmişlerdir. Ama aynı zamanda kendi aralarında daha büyük sıcak/soğuk savaşlara girişmişlerdir. Şirketler ve hükümetler; hükümetler ve hükümetler; şirketler ve şirketler arasında çok gergin, alengirli bir işbirliği ve çatışma vardır. Durum; mafya, terör ve suç örgütleri konusunda da hiç iç açıcı değildir. Bu yasadışı örgütler artık birçok alanda otoriteyle yarışabilir olmuştur. Teknolojinin gelişmesiyle kitle imha silahları da ayağa düşme tehlikesine girmiştir ve bu konuda hiçbir otorite ne yapacağını tam olarak bilememektedir. Çok yakın zamanda üç boyutlu bir yazıcıyla bile atom bombası üretmenin mümkün olacağı konuşulmaktadır.

Kapitalizm tavan yamıştır. Kullan at modeli öyle yerleşmiştir ki, her yer bir elektronik ve plastik çöplüğe dönüşmüştür. Küresel ısınma için gerekli önlemler zamanında alınmadığı için iklimsel olarak da geri dönülemez noktalara varılmıştır. Hava birçok şehirde öldürücü derecede kirlidir. Hava durumu da hep belirsizdir. Sık değişir. Ilık bir hava yerini birden sıcak bir yapışkanlığa bırakabilir. Ama genelde soğuk, yağmurlu, rüzgârlı kasvetli bir hava hüküm sürer. Sık sık dünyanın çeşitli yerlerinde devasa hortumlar oluşup bir ülkeyi tek başına perişan eder. Sıklıkla da şehirlerin içinde irili ufaklı güçlü hortumlar oluşup kaybolur. Son çare olarak yerden yansıyan ısıyı soğurması ve güneşten geleni yansıtması için nar gazıyla kontrollü yapay bulutlar oluşturulmaya başlanmıştır. Bu geçici bir çözümdür. İklimsel olarak durum gittikçe kötüye gitmesine rağmen, bazı insanlar teknolojideki gelişimin doğayı ve dünyayı kurtaracak bir yol bulacağına inanmaktadır. Ama varılan noktaya bakıldığında bu fazla iyimser bir beklentidir. Çünkü dünyanın pek o kadar vakti kalmış gibi durmamaktır. Yaşam günden güne daha zorlaşmakta, şehirler ve sokaklar her gün biraz daha tehlikeli, tekinsiz, uğursuz olmaktadır. 

Yapay zekâ çok sayıda mesleği insanlardan daha iyi yapmaya başladığı için işsizlik inanılmaz boyutlardadır. Yiyecek içecek teknolojisi de paralel olarak geliştiğinden herkes açlıktan ölmeyecek kadar besini bir şekilde bulabilmektedir. Maddi serveti yüksek olan kesim de teknolojik cennetler içinde yaşamaktadır. Ama değişimin hızına ayak uydurmak hem zenginler hem de fakirler için artık imkânsız hâle gelmeye başlamıştır. Birçok insan uyum için, hayatta kalabilmek için çabalamaya devam eder iken; birçokları da eskiye, geçmişe, geleneklere sarılarak yeni dünyayı tümden reddeden bir tavra bürünmüştür.

Bu anlatılanlar dünyanın değişik yerleri için farklı şekillerde ve farklı derecelerde yaşanmaktadır ancak günümüzde olduğu gibi hızla aynılaşmaktadır.

Sylke Virtus: İLKE (Taslak)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin