Çok Önemli Not : Hikayenin ilk iki bölümünü tekrar yazdım. Eğer hikayeyi tüm heyecanıyla okumak istiyorsanız lütfen onları okuduktan sonra bu bölümü okuyun. Keyifli okumalar !
3
"Yalnız abi, sen o kızı o kadar kolay elde edemezsin farkındasın değil mi ?"
"Atakan boş konuşmayı bırak zorla birşey yok. Ayrıca ortada birşey de yok. Sadece onun yanında olmak istiyorum."
" Tamam abi biz hani şu okulun karşısındaki pideci var ya onun arkasındaki parkta buluşuruz genelde. Şöyle yapalım biz tam ordan çıkıyorken sen de orda yürüyormuş gibi yap. Bende aa gelin sizi Doğukan'la tanıştırayım diyeyim. Olur mu ?"
"Ses kes eğer yamuk yaptığını görürsem sonun kötü olur."
Erin ~
"Atakan salak mısın ?"
"Erin mal mısın ?"
"Oğuz şunu susturur musun ?"
"İkiniz de kesin artık kavgayı !" diye bağırdı cool ol(maya çalışan)an Oğuz. Evet saçmalıyorduk. Fazlasıyla.
"İyi de kızım sende okulun en gerizekalı çocuğuna aşık oluyorsun ben ne yapayım ?"
"Birşey yapma zaten onu diyorum ayrıca sanane olum ben seviyorum ben aşığım kalp benim duygu benim."
"Çok salaksın."
"Sus."
Atakan ve Oğuz'la iki yıldır arkadaştık ve hiçbir zaman aramız bozulmamıştı. Birbirimize sürekli gıcık gıcık laflar söylerdik. Bu bizim hobimizdi. Birbirimizi tokatlar, saçlarımızı çekiştirirdik. Babam da onları tanıdığı için hiçbir sorunumuz olmuyordu. Bu iki kocakafayı seviyordum.
Yalnız bir ara Oğuz'u seviyordun.
İç ses sus.
Susmicam.
Susucaksın.
Ya sen niye benim içimdesin ya sen bi git ben senin başka versiyonunu alacağım.
O zaman o güne kadar buralarda olacağım. Sağdan gelen şu şeye dikkat.
Ne!? Neye!?
İçsesimle konuşurken bir anda 91 derecelik açıyla yüzüme gelen soğuk suyla adımın Erin ve hala yaşıyor olduğumu farkettim.
Tişörtümün yarısı ıslanmıştı. Hızla kafamı kaldırıp suyun geldiği yöne baktım. Atakan akıllı insanı elindeki şişeyi kenara fırlatarak kaçıyordu. "Atakan. Ben ben mesela uçarım mesela..." diye bağırarak o koşarken arkasından zıplayıp üzerine atlamıştım. O saçımı çekiyordu ben ise yüzüne tırnaklarımı geçiriyordum. Ne iyi arkadaşlardık biz.
"Erin yüzümü parçaladın in üstümden!"
"Senin yüzünden tişörtüm ıslandı. En sevdiğim tişörtten ne istedin seni pislik!"
"Erin bıraaak!"diye anırmasıyla üzerinden inip umutsuzca ıslanan tişörtüme baktım. Uzun süre sonra ilk defa bu bembeyaz tişörtü giymiştim. Benim güzel tişörtüm.
Ben sırtından inince hafif afalladı ardından ayağı kalkıp üstünü düzeltti.
Ben saçma salak düşüncelere dalmışken Atakan kolumdan tutarak beni çekiştirmeye başladı. "Nereye gidiyoruz ?"
Cevap vermeyince sesimi çıkarmadan yürümeye devam ettim. Tam yavaşlamıştık ki karşımıza çıkan zürafa boylu herife tosladım. Karşımdaki çocuk gülümseyerek bana bakıyordu.
"İyimisin?" diye sordu. Her zaman kullandığım gıcık ses tonuyla "Önüne baksaydın daha iyi olabilirdim." diye cevap verdim. Sonra sahte bir gülüş atıp görevimi tamamladım. Az önce delicesine gülümseyen insan evladı şu an herşeyden habersiz masum köylü gibi bakıyordu. Gülmemek için kafamı başka yöne çevirdim.
" O zaman karşıma çıktığın için özür dilerim." Kafamı sesin geldiği yöne baktım. Muzip bir gülüşle bana beni izliyordu. Atakan'a ne diyim der gibi bakış atmam sonucu kolumu cimcikledi. Cevap vermeme kararı almıştım. O sırada Atakan'ın "Naber Doğukan." demesi sonucu yüzüne dikkatlice baktım. Ben bu yüzü fazlasıyla tanıyordum. Hem de çok yakından. Bu çocuk bizden biri miydi ? Sen nasıl bir şeysin çocuk ? Erin sen kime kafa tuttun az önce olum. Yine batırdın. Yine mahvettin. Aferin Erin. Aferin sana. Seni gidi akıllı bıdık.
"Erin seni Doğukan'la tanıştırayım."
Bana elini uzattı ve "Doğukan." Lafını duymamla uzattığı ele bakakaldım. Ben bu çocuğu hep pisliğin teki zannederdim. Uzattığı eli yavaşça sıktım. Mavi gözleri parlıyordu."Erin."
Sol eli cebindeydi ve saçları hafif dağınıktı. Yarı açık teni sokak lambalarının sarı ışığıyla birleşiyor, ortaya tatlı bir görünüm çıkıyordu. Siyah spor ayakkabıları tertemizdi ve ışıkta parlıyordu. Ancak gözleri bütün olayı tek noktada topluyordu. Değişik bir maviydi bu. Gökyüzü mavisinden koyu, deniz mavisinden açık... Baktıkça bakası geliyordu insanın.
Bir anda hala ellerimin ellerinde olduğunu farkedip utanırcasına çektim.
Bir saniye ! Erin ! Karşında nasıl bir adam duruyo sen hala saçmalıyon. Sen nabıyon gulüm ?
İçses.
Söyle kanka.
Bari kompozisyonumu tamamlasaydım. Of!
Ne saçmasın sen yimin ediyom. Karşında hakkında kompozisyon yapabileceğin bir çocuk var ve sen saçmalamaya devam.
Çok haklısın kardeşim. Zıplayıp üzerine atlayarak dudağına yapışayım sonra da çocuklarımız olsun dimi.
Öpüşerek çocuk mu yapılıyor ?
Hep senin yüzünden içses. Kafamı karıştırdın yine.
Tamam susuyorum. Ama önce şu karşındaki yakışıklıya bak. Bide kendine bak. Islanmış tişörtünden sütyenin görünüyor. Bir de hala bana laf ediyorsun. Çok ayıp ediyorsun. Çok.
Kafamı yavaşça önüme eğdim. Üzerimdeki tişörte göz ucuyla bakınca içimden tek birşey geçirdim. "Atakan sen bittin koçum."
---- BÖLÜM 3 ---- BİTTİ ----
ŞİMDİ OKUDUĞUN
♕ Sahte Kraliçe ♕
RomanceSiyah, hiç olmadığı kadar beyazdı... Okuduğunuz hikayeleri gözden geçirin. Hep masum kız kötü çocuk, yada kötü kız masum çocuk gördünüz. Peki ya ikisi de kötü olursa neler olur ?