"Annecim ben çıkıyorum"
"Tamam tatlım, dikkat et olur mu?"
Yanağında ona gerçekten yakışan iki çizgi onu olduğundan genç gösteriyordu. Her ne kadar öz çocuğu olmasam da hiçbir zaman üvey evlatmışım gibi hissettirmedi.
Gülümseyip yanağına bir buse kondurdum. Saate bakıp biraz daha acele etmeye başladım. Her zamanki gibi okulun biraz gerisinde bırakan şöföre teşekkür edip indim arabadan. Kimsenin gözünde züppe ya da zengin olarak kalmak istemiyorum.
Okulun devlet okulu olması ailemin içine sinmemişti. Fakat ısrarla burayı istemiştim çünkü özel okul ve kolejlerin bana öğreteceği tek şey para ile herşeyin halledileceğiydi, benim öğrenmek istediğim normal şartlarda eğitimime nasıl devam edeceğim.
Üniversiteyi para ile değil çabaların sonucu almayı hayal ederek şu dönemi bitirmek istiyorum.
Okul artık görüş alanıma girmişti ve geç kalmadığım halde stres yapıp daha hızlı bir şekilde yürümeye başladım. Taaki ayaklarımın birbirine dolanıp bedenim başka bir bedene çarpana kadar. Dizimi yere çarpmadan elimle destek alıp ayağa kalktım."Çok özür dilerim bayım"
Mahçup bir şekilde çarptığım adamın yere düşen eşyalarını almak için eğildim, benimle birlikte onunda eğilmesi gülümsememe neden olmuştu. Tekrar ayağa kalkıp kitaplarını uzattım.
"Teşekkür ederim, bir şeyin var mı?"
Gözüm elindeki kitaba takıldı, yere düştüğü için kenarları oldukça zarar görmüştü. Kitaplara oldukça saygılıydım, bunun için üzülmüştüm.
"Hayır bayım, fakat kitabınıza zarar verdiğim için gerçekten özür dilerim. İzin verirseniz size yenisini armağan etmek isterim"
Gülerek başını kısa süreliğine gösterdiğim kitaba çevirdi.
"Önemli değil. Kendine dikkat et"
Arkasını dönüp yürümeye başladı. Nazik olması çok hoştu. Tekrar yürümeye başladım ve okula girdim. Sınıf kapısından girer girmez sabah enerjisini hissedebiliyordum. Güzel insanlarla aynı ortamda olmak mutluluk verici bir şeydi. Gülümseyerek günaydın dedim herkese. Sırama oturup Selin'in yanağından öptüm.
"Günaydın Nazlı"
"Nasıl geçti dün akşamınız?"
"Tek kelime ile muhteşem."
Kazağını sıyırıp kolundaki Selin ve Emir'in resmi basılı bilekliği gösterdi.
"Ya çok güzel. Sen hep en güzellerini hakediyorsun canım arkadaşım"
"Teşekkür ederim. Sen de olmasan ne yapardım ben ya"
Sımsıkı sarılmasına karşılık gülerek karşılık verdim. Çok iyi ve çok güzel bir kızdı. Bu her şeyinden belli oluyordu.
"Bu dersin boş olduğunu duydum. Kimya hocası doğum iznine çıkmış, kantine inelim mi?"
Olumluya kafamı sallayıp Selin'le kalkıp merdivenleri teker teker inmeye başladık.
"Naber kızlar?"
Boynumuza kollarını saran Batuhan bize gülümseyerek bakıyordu.
"İyidir Batuhan, senden naber?"
"Ya beni boşverin de fındık, nasıldı dün?"
Kolundaki bilekliği ona doğrulttu mutlulukla.
"Oo kızım çok güzelmiş. Ben de mi böyle bi şey alsam benimkine "
Bu cümlesine karşılık selin ile birlikte kahkaha atmaya başladık.
"Ama bilin bakalım ne eksik?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İki Gözümün Çiçeği
Romance* Şu göğüs kafesimi genişleten umudum varoldukça, güzel günlere olan inancım hiç bitmeyecek. Tüm hakları saklıdır.