Sevgili Günlüğüm;
Louis'min gelmesine yalnızca bir gün kaldı. Onsuz geçen günlerde Niall'la takıldım ve hüznümü yaşamayı engelledim. Ama şu an içime dolan koca özlemden anlıyorum ki engellememiş, ertelemişim. Ve ertelediğim bu özlem büyümüş. Günlük yazmaktan ziyade şiir gibi dizeler karalamak istiyorum biraz. İzin verirsen aklıma sıralanan dizeleri sayfalarına dökeceğim şimdi...If I could fly, I'd be coming right back home to you
I think I might give up everything, just ask me to
Pay attention, I hope that you listen cause I let my guard down
Right now I'm completely defenceless
(Eğer uçabilseydim , senin için hemen eve geri dönerdim
Sanırım her şeyden vazgeçebilirim, sadece bana sor
Kulak ver bana, umarım dinliyorsundur çünkü gardımı indirmene izin vereceğim
Şu an tamamen savunmasızım)For your eyes only, I'll show you my heart
For when you're lonely and forget who you are
I'm missing half of me when we're apart
Now you know me, for your eyes only, for your eyes only
(Sadece gözlerin için, sana kalbimi göstereceğim
Yalnız olduğunda, kim olduğunu unut
Biz ayrıyken diğer yarımı özlüyorum
Şimdi beni tanıyorsun, sadece gözlerin için, sadece gözlerin için )I can feel your heart inside of mine
I've been going out of my mind
Know that I'm just wasting time and I
Hope that you don't run from me
(Kalbimin içindeki kalbini hissediyorum
Aklımı kaçırmak üzereyim
Biliyorum sadece vaktimi boşa harcıyorum ve ben
Umarım ki benden kaçmazsın)For your eyes only
I'll show you my heart
For when you're lonely
And forget who you are
(Sadece gözlerin için
Kalbimi sana göstereceğim
Yalnız olduğun zaman
Ve kim olduğunu unut)I'm missing half of me
When we're apart
Now you know me, for your eyes only
(Diğer yarımı özlüyorum
Ayrı olduğumuz zaman
Şimdi beni tanıyorsun, sadece gözlerin için )For your eyes only
(Sadece gözlerin için)Bu kadar güzel olacağını beklemiyordum fakat bir şeyler eksik gibi geliyor. Sanki — hey Louis arıyor, birazdan döneceğim günlük!
Döneceği saat kesinleşmiş! Yarın gece geleceğini söyledi. Gündüz gelmesi daha iyi olurdu ama her neyse nasıl olsa yarın gelecek değil mi? Pozitif olmam gerek!
~~
Harry ertesi gün hem özlemle dolu olduğu için üzgün hem de kavuşacağı için mutlu bir şekilde okula gitti. Karışık ruh halleri onu yormaya yetiyordu fakat eve gidince sevgilisine bir pasta yapacaktı ve bu fikir üzüntüsünü geçiştirmesine yetiyordu.
Gün bir şekilde geçmişti ve pastasını şarkılar söyleyerek yapmıştı Harry. Üzerine de 'Green&Blue' yazmıştı. Kreması da mavi-yeşildi. Birden tüm dünyanın mavi-yeşil olduğunu düşledi. Ne de güzel olurdu!
Saat geceye çok yaklaştığında fena uyku basmıştı Harry'yi. Louis'yi aradı ve uçağa binmesine bir saat kaldığını öğrendi. İnmesi zaten 2 saat sürecekti. Bir de havaalanından eve gelme süresini işin içine katınca sabrının tükendiğini hissetti. Louis, uyumaya zar zor ikna etti sevgilisini. Gelince uyandıracağını söyledi.
~~
Yanağında hissettiği elle aniden sıçradı Harry. Tam bağıracaktı ki gördü karanlıkta parıldayan mavileri. Daha önce hiç bu denli hızlı açılmayan uykusu birden açılıverdi. Bir haftadır özlediği o kokuyu derince çekti.
Birbirilerini çok özlediklerinde dökmezlerdi dile sözcükleri. Sarılırlardı bol bol. Bu safha da onlardan biriydi. Sarıldılar, sarıldılar ve uykuya öyle daldılar. Kim bilir? Belki de gecenin bir yarısı uyumaktan vazgeçer ve tıpkı kediler gibi oynaşırlar? Yaramaz olur ve tüm mahalleyi de beraberlerinde uyutmazlar.Dolu dolu özlem gideren Larry, yorgunluktan akşam vakti sızmış kalmışlardı. Uyanıp biraz kendine gelen Harry'nin içinde ani bir yazma isteği belirdi. Hemen günlüğünün yanına gitti ve dünkü sayfayı açıp şiirine devam etti:
I've got scars even though they can't always be seen
And pain gets hard, but now you're here and I don't feel a thing
Pay attention, I hope that you listen cause I let my guard down
Right now I'm completely defenceless
(Her zaman görünmeseler bile yara izlerim var
Ve acı artıyor ama şimdi sen burdasın ve ben bir şey hissetmiyorum
Kulak ver bana, umarım dinliyorsundur çünkü gardımı indirmene izin vereceğim
Şu an tamamen savunmasızım)Aklına başka dize gelmedi Harry'nin. Heyecanla sevgilisini uyandırdı.
"LOUIS! Uyan lütfen lütfen sana bir şey okutmam gerek!"
Tek gözünü zar zor aralayan Louis zorlukla 'efendim' diyebildi.
"UYANMAN GEREK ŞU AN HEM DE ÇOK ŞU AN LUİ HADİ"
Ses yok.
"ISIRIRIM BAK!"
İşte bu cümle kıkırdayarak uyanmasını sağladı Louis'nin.
"Uyanmam için bir kahve yapmak ister misin minik farem?"
"Hıhım"
Zıplaya zıplaya koşmak isteyen Harry, yürümekte bile zorlandığını farketti. Ve minik adımlarla mutfağa yürümek zorunda kaldı.
Sert bir kahveyle sevgilisinin uykusunu açtı ve yazdığı şiiri okuttu. Ağzı açık kalan ve şaşkınlıktan tutulan Louis'yi bir fikir silkeledi.
"Sevgilim! Bunu şarkı olarak kaydedebiliriz!"
Bu fikre çok sevinen Harry sevinçten —zıplayamadı... Louis onu kucağına aldı ve döndürdü. Bu da yeterliydi.
Şarkıyı kaydetmek ve düzenlemek epey saatlerini aldı. Ve gece yarısını geçik bir saatte son halini dinlemek için bir battaniye alıp oturdular şöminenin karşısına. Louis söylerken Harry gözlerini kapatıp hissetti, Harry söylerken de Louis gözyaşlarında sevgiyi hissetti. Bu bir şaheserdi.Hey! Benim sayın okuyucularım nasılmış bakalım? Medyadakini ben yaptım, sizce nasıl olmuş?
Bir dee, turuncu yıldızları çok severim. Sizi onları sevdiğimden daha çok seviyorum ama. (:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
'Green&Blue'
RomanceBenim gibi dramadan sıkıldıysanız ve çoğu kısmı romantik bir Larry kitabı arıyorsanız doğru yerdesiniz bayan/bayım. Hikâyemde Harry 13, Louis de 18 yaşındayken hoş bir tesadüfle tanışıyorlar. Sizlere asıl aktarmak istediğim aralarındaki o muazzam...