Sevgili Günlük;
Hayallerimde hem okumak hem deli gibi arkadaşlarımla gecelere akmak varken dersler öyle boğar bir hale geldi ki beni, inan ne yapacağımı bilemiyorum. Evet, hakikaten okumak zor bir iş. Neyse ki ikinci döneme geçebildim. Finallerim de umduğum gibi giderse sorunsuz 3. Sınıfa geçeceğim.
Günlerim ders çalışmakla geçiyor. Louis'nin işleri biraz rahatladı. Çünkü geçen aylarda fazlaca mesai yapıp tatil için izin aldığı günlerde biriken işleri tamamladı. Şimdilerde yarım gün çalışıyor. Ev işleri genelde onda. Güzel sevgilim ben ders çalışayım diye yemek yapmayı bile öğrendi. Benim en fazla bir saat harcadığım yemekleri bu sürenin iki üç katı sürede yapsa da lezzetli yapmayı beceriyor. Sonra da beni beceri... Tamam, oralara girmeyelim. Hihi.Arada Lily'yle beraber ders çalışıyoruz. Bazen vakit bulup Niall'ı da yanımıza alıp dışarıda sabahlıyoruz. Bu durumdan her ne kadar Louis'nin içi rahat etmese de bu yaşlarda bunların yaşanması gerektiğine inanıyor. Çünkü o benim yaşlarımdayken daha da beter eğlencelere katılmış. Ne kadar ısrar etsem de ayrıntılı anlatmıyor. Biz de zaten fazla yaramazlık yapmıyoruz.^^ Sadece bir kere fazlaca sarhoş olup insanların üzerine kustuğum için uyarmıştı. Dozunda içmeyi öğrenemediğim zamanlardı...
Niall, birbirimize yazıp amatörce kaydettiğimiz şarkıları stüdyoda daha profesyonel şekilde kaydetmemiz için çabalıyor. Okuldan Ed isimli turuncu bir çocukla tanışmış. O da kendi şarkılarını 18 yaşından beri küçük çapta konserler vererek söylüyormuş. O bizden birkaç yaş büyük. İyi birine benziyor, fotoğrafını görmüştüm. Niall hemen kanka olmuş zaten, çok kıskanıyorum. Bir ara beni de tanıştıracak.
Her neyse güzelim, gitmem gerek. Louis çağırıyor. Seni seviyorum. Xx
"Üzerine hırka alıp bahçeye gelir misin hayatım"
"Geliyoruum- Aa yaa inanamıyorum nasıl bu hale getirebildiniz? Sadece birkaç saat ders çalışmıştım."Kolunu sevgilisinin omzuna atıp yanağından öptü Louis. Nihayet arkadaşlarıyla beraber bahçelerindeki spor alanını bitirmişlerdi. İçerisine gerekli aksesuar ve malzemeler de konulmuştu. Tek eksiği biraz temizlikti. Louis ve Harry adamlarla tokalaşarak teşekkür ettiler. Ardından Harry içeri geçip bir kova su ve temizlik ürünlerini hazırlamaya koyuldu. Bu sırada Louis arkadaşlarına paralarını, her ne kadar istemeseler de zorla verdi ve onları uğurladı. Alçak gönüllü arkadaşlara sahip olmak gibisi yoktu...
Akşam olduğunda temizlik de bitmişti. Duştan çıkan sevgililer pijamalarını giymiş, aynı kanepeye karşılıklı uzanmış şekilde televizyon izliyorlardı. Ertesi gün Harry'nin dersi azdı. Telefonuna gelen mesaja baktığında Niall'dan olduğunu gördü. Yarın Ed'le bulunacaklarını söylüyordu. Harry olumlu bir cevap yazıp Louis'ye döndü. Durumu anlattı. Louis şaşkınlıkla o çocuğu tanıdığını söyledi. Instagram'da konserinden bir görüntü izlemişti. Harry şaşırdı. Çünkü çok ünlü değildi. Sonra Niall'a sorduğunda Ed'in hiç durmadan konser verdiğini, çok çalışkan ve hırslı olduğunu öğrenmişti.
"Wow! Biz de işte yıllardır şarkı yazıp kaydediyoruz ama yalnızca biz ve arkadaşlarımız biliyor."
Arkadaşlarımız dediği de Niall, Liam ve Zayn'di.
"Sahi Liamla Zayn ne yapıyor acaba?"
"Bilmem son zamanlarda pek konuşmadık."
"Hadi görüntülü arayalım." Dedi Harry.
Yarım saat kadar konuşup birbirlerini ne kadar özlediklerini fark ettiler. Bir ara buluşmak üzere sözleşip konuşmayı sonlandırdılar. Hannah (taşıyıcı anne) 6 aylık hamileydi. Bir oğulları olacaktı. Doktor 6. Aya kadar emin olamamıştı çünkü Hannah her ultrasona girdiğinde bebek arkasını dönüyor ya da bacağıyla kapatıyordu. Erkek olacağını bugün öğrenmişlerdi. Onlar da tam Harry'yle Louis'yi arayacaktı. Harry'nin ikazı üzerine telefonu kapatınca hemen Niall'ı aradılar. Çünkü muhabbete dalıp onu konuşmaya eklemeyi unutmuşlardı. Bu aptallıklarına güldüler.
Uzunca bir süre bakıştılar. Evi derin bir sessizlik aldı. Masumca gülümsediler birbirlerine. Gözleri parlıyordu. Sonra da bilgisayarı açıp bebek kıyafetlerine baktılar o gece. Her ne kadar hediye almak üzere alışveriş yapıyor olsalar da kafaları binbir türlü hayalle dolmuştu bile...
~~
Ertesi sabah olduğunda ikisi de zor uyanmıştı. Gecenin sonu sevişmeyle bittiği için aslında sabaha karşı uyumuşlardı. Harry apar topar derse gitmiş, dersten çıkınca da Lily'yle bir şeyler yemek için en yakın restorana girmişlerdi. O sırada Niall aramış, nerede olduğunu sormuştu. Lily'nin yine ince düşünceliliği tutmuş, Harry'yi eğer rahatsız olursanız ben gideyim diye dürtmekteydi. En sonunda Harry, Niall'dan bir saniye isteyip Lily'ye saçmalamaması için kızmıştı.
Onlar yemeklerini yediğinde Ed'le Niall da yenice gelmişti. Çaylarını içip saatlerce sohbet etmiş, tanışmışlardı. Ed'e kanları ısınmıştı. Çok neşeli ve samimi biriydi. Birbirlerinin numarasını aldılar ve Niall'ın ısrarı üzerine bir WhatsApp grubu kurdular.
~~
Akşam eve gittiğinde Louis pizza söylemiş ve çoktan yemişti. Pizzanın kutusunu çöpe sığdırmaya çalışıp sığdıramamış halini gördüğünde sitemle, "Hani bana pizzaaa" diye haykırmıştı Harry.
"Seni hiç unutur muyum sevgilim? Buzdolabında. Mikrodalgada ısıtabilirsin."
Koşup öptü sevgilisini Harry. Neden buzdolabına koyduğunu bilmiyordu, saçma gelmişti ama çok takılmadı. Kutuyu açtığında en sevdiği sarımsak sosuyla pizzanın üzerine kalp çizdirdiğini gördü Louis'nin. Böyle de romantikti kocası işte. Ufak bir kıkırtıyla kafasını sağa sola salladı ve pizzasını ısıttı.
Akşam klasik kahve-film saati yaptılar. Bugünkü izledikleri film Chocolat'tı. Johnny Depp epey gençti filmde. İkisi de hayranıydı ve filmin sonlarına doğru bolca çikolata yediler ve sonunda kanepede uyuyakaldılar...
Evet, biliyorum 4 aydır yazmadım yeni bölüm. Bunun için sizlere özür borçluyum. Bilmenizi isterim ki; hiç olmadığım kadar dolu aylar yaşadım ve iyi şeyler olduğu kadar kötü şeyler de oldu. Anlayacağınızı arzu ediyorum. İyi günler dilerim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
'Green&Blue'
Storie d'amoreBenim gibi dramadan sıkıldıysanız ve çoğu kısmı romantik bir Larry kitabı arıyorsanız doğru yerdesiniz bayan/bayım. Hikâyemde Harry 13, Louis de 18 yaşındayken hoş bir tesadüfle tanışıyorlar. Sizlere asıl aktarmak istediğim aralarındaki o muazzam...