♔Kurtul♔

347 9 0
                                    

Bölüm Şarkısı:Nick Jonas-Chains

Bavulumu Ece, Ayça, Eylül ve Bilge ile kalacağım odaya yerleştirdim.Çok güzel bir otelde kalıyorduk.Okulun son haftalarında olduğumuz için moral amacıyla otele getirmişlerdi.

"Kızlar bu oda çok büyük ve havuzu görüyor!"gözlerini sonuna kadar açtığında Bilge'ye güldüm.

Ama haklıydı.Bu oda iki katlıydı.Aşağıda ben, Ayça ve Eylül kalacaktık.Üstte ise Ece ve Bilge.Ve manzara...inanılmazdı.

"Hadi kızlar çok acıktım!"diyen Ayça'ya da güldüm.Bugün keyfim yerindeydi anlayacağınız.Ayrıca Ayça'ya alışmıştık.Çok iyi ve kafa bir kızdı.

"Hadi kahvaltıya inelim."diyerek kapıya koştum.

Ama ilk önce yan odadaki erkekleri bastık.Deniz'den anahtarı nasıl aldıysa kapıyı Bilge açtı.

İçerisi o kadar dağınıktı ki! Daha geleli yarım saat oldu!

Hepsi yataklarına yayılmıştı.Selim ve Deniz yukarıda kalıyorlardı büyük ihtimalle.Onlar da aşağıya indi.

"Hadi kalkın yemeğe gidiyoruz!"diye bağırdım.Hepsi bir anda koşturmaya başladı.Kendimi önlerinden nasıl çektiğimi bilemedim.

"Öküzler."diye fısıldadım.Kızlarla birlikte aşağıya inerken konuşuyorduk.

"Yeni gelen çocuğu gördünüz mü?"dedi Eylül.

Başımı olumsuz anlamda salladım.Otobüs çok kalabalıktı ama ben hiç diğer kişilerle ilgilenmemiştim.

"Ne?! Kesinlikle görmelisin! Tam sana göre.Acayip yakışıklı!" Bilge'nin garip hareketleri eşliğinde aşağıya indik.

"Okul bitiyor ama yeni öğrenci gelip duruyor."dedim.

"Gerçekten de öyle.Aman boşversene!"Ece saçlarını savurdu.Ben de omuz silktim.

"Bakın, orada.Sakince dönün kızlar."diye fısıldadı Eylül.

Hepimiz bir anda oraya dönüp bakışlarımızı çocuğa diktiğimizde Eylül hepimize sırayla tokadı yapıştırdı.

"Ya ben size sakin dedim."diye azarladı bizi.Biz de başımız öne eğik 'haklısın abla' modunda onu dinledik.Allah'tan çocuğun arkası dönüktü de görmedi bizi.

O değilde sırtı bile yakışıklı.

"Bence tanışmalıyız."dedi Bilge.

"Aynen.Bak şimdi se-"

"Ben kahve almaya gidiyorum."diyerek masadan kalktım.Onları dinlemek istiyordum ama kahveye ihtiyacım vardı.Nasılsa bana sonra planlarını anlatırlardı.

Standın önüne geldiğimde kahvemi doldurmaya başladım.Yanımda birinin olduğunu hissettiğimde irkildim.

"Pardon seni ürkütmek istememiştim.Ben Savaş.Yeni geldim de tanışmak istemiştim," elindeki kahve kupasını salladı."Bir de kahve almak."

Ne şirin!

Gülümsedim."Sorun değil.Ben Gece."

"Çok güzel bir ismin var."ensesini kaşıdı.

"Saol."biraz daha orada dikildiğimde çocuğun kahve almak istediğini anladım ve kenara çekildim.

"Neyse, hoşçakal."

"Görüşürüz."dediğinde kahve dökülmesin diye yavaş yavaş giderken önüme değil kahveye bakıyordum.O sırada birine çarptım ve sıcak kahvem üzerine döküldü.Tiz çığlığından bunun Arya olduğunu anladım.

"Sen-sen ne yaptığını sanıyorsun!"

"Özür dilerim.Önüme bakmıyordum."

"Seni s-"

Sözünü tamamlayamadan yüzüne tokadımı indirdim ve hiçbir şey demeden kahve standına geri döndüm.Savaş hala kahve makinesiyle uğraşıyordu.Makinenin tuşu sıkıştığından basamıyordu.Ona yardım ederken fısıldadı."İyi tokattı, hakkını vermeliyim."ellerini yukarı kaldırdı ve kıkırdadı.

"Boşversene onu, gereksizin teki."o kahvesini doldurduğunda vakit kaybetmeden kupamı makinenin altına koydum, tuşa bastım ve beklemeye başladım.

Hearts Without Chains || Francisco LachowskiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin