Merhaba arkadaşlar, bu hikâyeye 05.03.2019 tarihinde başlamıştım. Benim için çok özel bir hikaye bu. Ancak bazı aksaklıklar nedeniyle wattpadden kaldırdım kitap olma süreci pandemiden dolayı çok sıkıntılı.
Ama ben sizleri, bu hikayeyi Azra ve Andrew'i, Elfin'i çok özledim. Şu dakikadan itibaren bu hasreti bitiyorum. Bana O'nu Anlat kitabımı tekrar düzenleyerek, bazı yerlerini değiştirerek tekrar paylaşıyorum.
Düzenlediğim kadarıyla paylaşıyorum. Yeni bölüm olan 18. Bölüm de 1 haftaya kalmaz yayınlanacak. İnsaAllah sizde benim gibi özlemişsinizdir ve bana destek olursunuz. Sizleri seviyorum.❤️
BİLGİLENDİRME; BU HİKAYE HİLAL BERK TARAFINDAN NOTER HUZURUNDA KENDİ ADINA YAZILMIŞ OLARAK İMZALATILMIŞTIR. ÇALINTI, ALINTI VE İZİNSİZ KOPYALAMA OLDUĞU TAKDİRDE O KİŞİ BELİRLENİP HAKKINDA YASAL İŞLEM BAŞLATILACAKTIR.
Bu aralar hep yağmurlarla doluydu genç kızın zümrüt gözleri. Kalbinin acısını içine sindiremeyişi, gözyaşları ile gün yüzüne çıkıyordu sanki. Taş olsa çatlardı ama genç kız sabrediyordu. Biliyordu ki Rabbi, sabredenlerle beraberdi.
Yine en sevgilisine gelmişti. Güvendiği ve onu terk etmeyeceğine inandığı tek yere; Rabbine, ve günde beş vakit baş koyduğu secdesine. Yine O'na gelmişti. Biliyordu ki, tek kelime etmese bile O kalbinden geçenleri bilirdi. Derin bir nefes aldı ve huzur bulduğu yerde , huzur bulduğu şeyi yapmaya koyuldu; Namaz kılmak
Namazını bitirdiğinde ellerini açtı. Kimseye tek kelime edemediği dudaklarından, bir bir dökülüyordu sustukları.
"Rabbim, kalbimi en iyi sen bilirsin. Zor durumdayım. Çaresizim. Kapına geldim. Senden başka kimsem yok. Çaresizlerin çaresi bir tek sensin.
Ne olur bu aciz kuluna da yardım et.
Beni çaresizlikle sınama, beni kalbimle baş başa bırakma Ya Rab. Kör şeytanın vesvesinden sana sığınırım...
Nefsimin isteklerinden, bana güzel gösterdiği şeylerden sana sığınıyorum.
Sana inanan kullarını, bütün müslümanları yanlış yola sapmaktan koru.
Muhakkak senden başka geleceği gören yoktur.
Hayrı da şerri de mutlak görensin.
Beni, bana nasip etmeyeceğin bir şeyin peşine düşürme Ya Rab
Hakkımda hayırlı ne ise onu ver..."Başını kaldırıp ellerini "amin" demek için yüzüne sürdü. Sol elini kaldırıp tersiyle yanaklarında ki yaşları sildi.
Ferahlamıştı işte. Rabbinin huzuruna vardığında bütün sıkıntıları siliniyordu. Feracesinin eteklerini toplayıp caminin kapısına yöneldi. Ayakkabılarını giyip, duvarın yanında ki şemsiyeyi de aldıktan sonra saatine bakıp eve doğru yürümeye başladı.
Köşeyi döndüğünde durakladı. Gördüğü kişiyle kalbi sanki ağzındaymış gibi atmaya başladı. Yanından geçip gitmeyi planlarken, genç adam önünü kesip onu durdurdu. Yolunu kestiği yetmiyormuş gibi bir de cüretkar bir sesle sordu;
"Neden benden kaçıyorsun?" dedi
Sabır sabır. Içinden sürekli sabır çekiyordu genç kız.
Neden sürekli karşısına çıkıyordu ki? Oluru yoktu işte bu işin.Ne kadar ona bakmak istemese de genç adamın koyu kahve gözleri adeta ona bakması için yalvarıyordu. Kafasını yere eğdi.
"Çekilir misiniz?"
"Bana neden böyle davranıyorsun? Neden sürekli kaçıyorsun? Saklanıyorsun. Yüzüme dahi bakmıyorsun." Genç adam sorduğu soruda ısrarcıydı.
"Çünkü öyle olması gerekiyor. Senin için de benim için de en uygun olan bu."
"Sırf sizinle aynı düşünceleri paylaşmıyorum diye bütün bunlar değil mi?" Sesinde hüzün vardı sanki adamın.
"Hayır bizimle alakası yok."
Kim o zaman? Kimle ilgili?"
"Bizi Yaratan böyle istiyor çünkü."
"Yaratan mı?" dedi adam. Kaşları havaya kalkmıştı. Hiç bir şey bilmediği o kadar aşikardı ki.
"Evet şimdi çekil yolumdan. Konuşmamız uygun değil." Genç kız koşar adım ordan uzaklaşmaya kararlıydı ta ki adamın arkasından bağırdığı şeyi duyana kadar.
"Hey dur! Bana O'nu anlatsana? Rabbini. Herşeyi güzel yarattığını söylemiştin. Etrafımda gördüğüm tüm güzellikleri Yaratan, kim bilir nasıl güzeldir..."
Tanıtım bölümü hakkında ne düşünüyorsunuz? :))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BANA O'NU ANLAT
General FictionTÜM HAKLARI YAZARA AİTTİR. "Neden benden kaçıyorsun" dedi. Gözlerimin tam içine bakıyordu. Sabır Sabır. İçimden uzun bir sabır çektim. "Çekilir misiniz?" "Bana neden böyle davranıyorsun? Neden sürekli kaçıyorsun? Saklanıyorsun? Yüzüme bakmıyorsun?" ...