Düşünceler bir çekiç misali beynine vururken, başını ellerinin arasına aldı genç adam. Annesi bir saattir yaptığı davranış yüzünden onu kalaylıyordu.
"Tamam sultanım sen kızma."
"Hep tamam zaten ama icraat yok." Anlaşılan Asiye Hanım'ı bu sefer çok kızdırmıştı.
"Abi bende seninle geleceğim beni bekle"
"Ben çıkıyorum iki dakika içinde kapıda ol."
"Off tamam abi"
Alice, Andrew'den iki yaş küçüktü." Mavi gözleri ve koyu kumral saçları ile çok güzel bir kızdı.
"Yusuf'dan bir şeyler duydum." Al işte yine o kızın mevzusu açılacaktı. Zaten kaç gündür gözünün önünden gitmiyordu. Kıza tam bir hayvan gibi davranmıştı. Nasıl canını acıyabilmişti ki aklına geldikçe kendine bir küfür savuruyordu.
"Sırf din dersi vermeye geldi diye nasıl böyle davranırsın?"
"Sen karışma bir daha da bu konuyu açma." Andrew' in sert tepkisi kardeşini susturmuş, Alice okula gidene kadar bir daha ağzını açmamıştı.
..............
Azra sabah uyandığında hala rüyanın etkisinden çıkamamıştı.
Banyoya gidip elini yüzünü yıkadı.
Allah hayırlara çıkarsın. Ilk defa böyle bir rüya görmüştü.
Kime yardım edecekti?
Neyin nesiydi bu?Düşündükçe herşey daha da sarpa sarıyor. İçinden çıkılamayacak bir hale geliyordu. En iyisi hayırlısı olsun deyip düşünmemekti.
Odaya gidip üzerini giyinmeye başladı. Başını yaparken aynada kendine baktı genç kız. Yüzü solmuş ve yeşil gözlerinin altı şişmişti. İğnesini takıp feracesini düzeltti.Telefonunun melodisini duyunca, feracesiyle uğraşmayı bırakıp, yatağın üzerinden telefonu aldı.
Arayan Elfin'di."Azra kalktın mı?"
"Kalktım. Giyindim bile. Sen hazır mısın?"
"Bende hazırım. Bak sakın ödevi unutma. Yoksa adam bu sefer hayatta geçirmez."
"Unutmam merak etme. Hadi sende çık. Durakta buluşuruz." deyip kapattı.
Ekrem hoca okulun en sert, en kendini beğenmiş hocasıydı. Bu yüzden okulda ki herkes ondan nefret ederdi.
Masanın üzerinde duran maketi aldı. Bir hafta boyunca bununla uğraşmış. Insan vücudunun üç boyutlu maketini yapmıştı. Özenle maketi kaldırdı. Eğer buna bir şey olursa mahvolurdu.
Durağa gittiğinde kızlar oturmuş onu bekliyorlardı.
"Elfin bakayım senin ki nasıl olmuş? dedi.
"Işte karşınızda akciğer maketi." dedi. Eliyle göstererek. Azra bir şey söylemedi. Ama çok değişik bir maket olduğu ortadaydı.
Otobüse bindiklerinde, dikkatlice oturdu. Yan tarafta oturan iki çocuk vardı. Toplasan en fazla on iki on üç yaşındaydılar. Ikisi de aynı anda Elfin'in maketine bakıp gülmeye başladı.
"Ne gülüyorsunuz siz" dedi. Elfin ters ters bakarak.
"Abla o ne ya öyle" dedi. Çocuklardan biri.
"Ödev canım beğenemediniz mi?"
"Sen onun ödev olduğuna emin misin abla? Bence o ödev tanımına hakaret olur hahaha." Çocuklar kahkaha ile gülmeye başladı. Elfin ise gözlerini kısarak onlara bakıyordu.
"Haha çok komik. Oraya gelirsem sizi vary.."
"Kızım boşver çocukla çocuk olma. Şaka yapıyorlar işte gül geç" dedi. Esma gülmesini bastırarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BANA O'NU ANLAT
General FictionTÜM HAKLARI YAZARA AİTTİR. "Neden benden kaçıyorsun" dedi. Gözlerimin tam içine bakıyordu. Sabır Sabır. İçimden uzun bir sabır çektim. "Çekilir misiniz?" "Bana neden böyle davranıyorsun? Neden sürekli kaçıyorsun? Saklanıyorsun? Yüzüme bakmıyorsun?" ...