Multi
Anna Blue : Silent Scream" Bugün benim doğum günüm. 13 yaşıma giriyorum. Babam yine beni görmezden geliyor. Bana hiç değer vermiyor. Kendimi korumayı öğrenmek istiyorum. Babam korumaz, biliyorum. O sadece para verip görmezden gelir. Annem hakkında hiçbir şey bilmiyorum."
Çekmecemde harflerin silikleştiği anılarımı, günlüğümü bulmuştum. Ne zamandır baktığımı hatırlamıyorum. Çocukluğum hiç olmamıştı benim. Annem hakkında öğrendiğim tek şey isminin Berna olduğu.
Babam ne sorarsam birşey söylemiyor,beni cevapsız sorularımla yalnız bırakıyordu.Şimdi terasta elimde paslı geçmişimi tutuyor, etrafı izliyorum. Benim çocukluğum cevapsız sorularla geçti. Rolünü bilmediğim bir hayatı yaşamak istemiyorum. Kendime her zarar vermeyi denediğimde bir şekilde kurtuluyorum. Kendimi odamda buluyorum ve babam yine umursamıyor. Ölmeyi beceremiyorum ki ben...
Elimdeki günlüğü terastan olabildiğince uzağa, hışımla fırlattım. Sayfaların günlüğe bağlı bir şekilde süzülüşünü izlerken hızlı bir şekilde çakıldı...birinin kafasına.
Umursamayıp odama ilerledim. Üzerimdeki günlük kıyafetlerden kurtulup spor giyindim. Eldivenlerimi de takıp kum torbasının önüne ilerledim. Günlükteki tarihten, 13 yaşımdan itibaren kendimi bunlara vermiştim.
Sert bir yumruk geçirdim torbaya. Aynı anda kapı çaldı. Üzerimdeki kıyafetleri değiştirme gereği duymadan açtım kapıyı. Karşımda gözleri öfkeye bürünmüş bir adam beklemiyordum. Beni görünce kaşlarını çatıp süzdü. Boş boş bakıyordum kahvelerine.
Elindeki defteri uzattı bana doğru. Defterin fırlattığım günlük olduğunu yeni idrak edebilmişken konuştu. "Günlüğü fırlatan çocuk burada mı?! " Sadece günlük olsa keşke. Kurtulamadığım geçmişim. Okuduğum kitapta da aynen böyle yazıyordu ;"Geçmişten Kaçamazsın"
Kitabın adı 'Aware' sanırım. Kısa ve geçici ancak olağanüstü güzellikte bir anın hem güzel hem acı verici olması anlamına geliyormuş.Hem çocuk derken? "Çocuk? Ben fırlattım günlüğü." umarım okumamıştır. "Okudum"
Nereden anladı falan demeyeceğim tabiki, kaşlarımı çatıp aval aval duvara bakarsam anlar tabii."İyi" Kapıyı yüzüne kapattım. Zaten yarım kalan şeylerden hep nefret ederim. Hayatım gibi...Kum torbasının olduğu odaya geri döndüm. Günlüğü odada bulunan koltuğun üzerine fırlattım. Koltuğun ne işi var bilmiyorum. Evdeki tüm odalara kıyasla bu odayı seviyordum sadece . Beni iyi hissettiren tek şey buydu sanırım. İlk attığıma oranla daha sert bir yumruk, ardından bir tekme savurdum torbaya.
Sıkılmıştım işte. Eldivenleri koltuğa fırlatıp ayaklarımı yere sürterek odama ilerledim.Üzerime siyah boğazlı kazak, altıma siyah kot giydim. Hava almaya ihtiyacım vardı. Montumu, telefonumu ve anahtarlarımı alıp çıktım.
Öylesine ilerliyordum sokakta. Ara sokaklar çok olduğundan yolunu karıştıran da çok oluyordu. Evimiz ana yoldan uzak, ara sokakların olduğu bir yerdeydi. Kendimi korumayı öğrenmem en başında gerekliydi zaten.
Akşam çöküyordu şehre. İnsanların diğer yönlerinin açığa çıktığı, güneşin battığı saatler. Sokak lambalarının loş ışığında ilerliyorken, arkamdaki tok ses takip edildiğimi gösteriyordu. Gürültülü kahkahalar geldi ardından. "Hey güzellik, nereye böyle?" Adımlarımı durdurup omuz silktim. "Cehenneme, gelecek misin?" içlerinden biri kahkaha atıp lafa atladı "Sen varsan neden olmasın?" Göz devirip omuz silktim "Emin ol kafan ile bir taraflarının yerini değiştirdiğimde böyle diyemezsin." Gözüne yumruğu geçirdim. Hepsi dumura uğramıştı. "Hadi eyvallah" Arkamı döndüğümde karşı kaldırımda elleri cebinde beni izleyen gözlerle karşılaştım. Günlüğü getiren çocuktu bu, gözlerinin yeşili öfkeyle bezendiğinde aldığı koyu rengi unutamamıştım. Takmayıp omuz silktim ve ilerlemeye devam ettim.
Eve geri dönüyordum. Sözde' babam ' evde olmalıydı. Evin önüne geldiğimde kapının önünde bir kutu duruyordu. Kutuyu alıp anahtar ile kapıyı açtım. Odama ilerledim ve montum ile kutuyu yatağa bırakarak köşeye oturdum. Kutuda gönderen yazmıyordu. Kapağını açtığımda gördüğüm şeyle şaşkına uğradım.
***
Kitaba yeni başlıyorum, yeni bölüm en kısa zamanda gelir. Yıldızlara dokunmayı unutmayın. Hepinizi öpüyorum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AWARE
Teen FictionEllerim titrerken soğukta,onu görünce iliklerime kadar ısınmak çok farklıydı. Onu sevdiğimi söylemek dilimin ucundayken, 'merhaba' demek çok farklıydı. Herkesten nefret ederken ona çekiliyormuşum, ama ondan uzakmışım gibi, sahi sevgi böyle birşey mi...