2-Şimdi, Keşke Yine Gelse

103 5 4
                                    

Bazen düşünürüm,bazı anlar vardır,gelip geçmesi dakikalar hatta saniyeler sürer ama içinde ömrün boyunca bir iz bırakır ya da yara mı demeliyim?Hatta o iz bir çizildimi evrendeki hiç bir şey onu silemez.Boşuna zaman harcayıp onu silmeye çalışmayın,hem o verdiğiniz dakikalara ya da saatleremi demeliyim,yazık olur.Ben bunu bir çok kez denedim ama zaten zaman gibi bir kaygımda olmadı.

Yine penceremin önünde,dizlerimi kendime çekip ay ışığıya kısılan gözlerimle,sanki kalbimle gözlerim iş birliği yaparcasına onu arıyordum.

Onu görmeyeli tam üç hafta olmuştu.Yine o gün ki gibi dolunay,uyumuş bu sokağı aydınlatıyordu.Gözlerim yeni açmış papatyalara kaydı.Şimdi,keşke yine gelse onları toplayıp düşürse ya da benim için düşürmüş gibi yapsa,bende onları alsam yine suya koyup saatlerce baksam.Çok mu şey istiyordum sanki?!

Bardaktaki çiçeklere baktım hala ilk gün ki gibi canlılardı.Acaba sevgisinden birazda olsa bağışlamış mıydı?Bu düşünceler geçtikçe,kalbim sanki kaldıramayacağını bana haber verip göğsüme baskı yapmaya devam ediyordu.Bir yandan da, ya gelmezse,ya çiçekler sahipsiz kalırsa,bu densiz korku içimi kemirip duruyordu ama bir yandan da bir umut ışığı vardı içimde.Sanki bir an o karanlıktan çıkıp yine özenli bir şekilde çiçekleri toplayıp gidecekti.Bu  bir kaç saniye onun içinde,aylar boyunca kaybolup gitmemi sağlayacaktı.Kim bilir belki yine gelirdi.Gelmeliydi...

Ahhh,bazı insanlar değişik şeylere bağımlı kalırken neden ben bu pencereye bağlanmıştım.Sanki burada ömürlerimi veriyordum.

Gelmiyordu işte,o gittiğinden beri tam tamına üç hafta olmuştu.Artık dayanamayıp evden çıktım.Saat akşamın on biri ve ben sokaklarda,kulağımda şarkılarımla onu arıyordum.Biliyordum, orada olmayacağını ama içimden gelen o güçlü ses gidip bakmamı emrediyordu.

Artık soğuktan başım ağrıyor,beynim bu bedene ait değilcesine atıp duruyordu.Neden çıkmıştım ki dışarı,şimdi o güzel sıcak penceremde oturup düşüncelerimin beni yemesine izin verecektim.Bu havayla karşılaştırıldığında aslında dışarı çıkma fikri daha iyi gelmişti.Birazda olsa açık hava iyi hissettirmişti.

Artık, başımdaki ağrıya yenik düşerek bir banka attım kendimi.Çoktan sahile varmıştım zaten.Soğuktanmı yoksa kalbimdeki bu acıdanmı gözlerim yılların açısını çıkarıyordu.Yanaklarımın ıslaklığıyla yüzüm sanki çölden,fırtınalı bir okyanusa dönüşmüş gibi soğuktu.Karşıdaki onca ışığa baktım.Hepsi bir sokağı aydınlatırken benim ışığım üç hafta önce gitmişti.

Bir an sanki yalnız olmadığımı hissettim.Birinin bakışlarının hedefindeydim.Ama bu bakışların sahibi kimdi?Soğuktan donan vücudumu çevirmekte biraz zorlansamda ona baktığımda bir an nefesimin yerini kalp atışlarımın aldığını hissettim.Dudaklarım aynı anda aralanmış ,o soğuktan kısılmış gözlerimden eser kalmamıştı.Beni günlerdir pencereye mahkûm eden işte o beden karşımda,onlara bakmaya adeta kıyamadığım gözleriyle bana bakıyordu.Telefon bile buna sanki dayanamayıp şarjı bitmişti.Kendimi çimciklemek istedim çünkü bu rüyaysa, bundan sonraki gecelerde uyumam epeyce zor olacaktı,hemde çok zor.Tek kelime edemedim,oda etmedi.Sadece o kahverengi,altın tokalı çantasından bir mendil çıkardı.

O yumuşak teni tenimde hissettiğimde tüylerim diken diken oldu,hatta hafif bir sıçradım.Sıçradığımı hissedince bir gülümseme aldı dudaklarını.Biraz bekleyip yine bakışlarını bana dikti.Sonra incitmek istemeyerek özenle sildi yanaklarımı.Bir şeye odaklanınca dudaklarını ısırdığını farkettim.O kadar güzellerki sanki kendisine çağırıyorlar,öp beni dercesine.

Sildikten sonra bana tekrar baktığında, bakışlarımın dudaklarında olduğunu farketti.Dudakları aralanmış gözleri şaşkınlıkla bana bakıyordu.Onu öpmek,bu soğuk gecede dudaklarımın istediği sıcaklığı bulmak istiyordum.

Acaba çok mu ileri gitmiş olurdum?Sonuçta beni tanımıyordu ama bana bu kadar sıcak davranmıştı.O an zaten bütün soğuk çekilmiş,yelkovanla akrep birbirlerine küsmüşlerdi.Bu arada hala bakışlarım dudaklarındaydı.

Mendili elime verdi.Elimi tutuşunu hiç demiyorum zaten.Doğrusu hatırlayamıyorum sanki o an bilincim kapanmıştı.Ve arkasına bakmadan ilerleyip karanlığa büründü.

Ben arkasında bakakalmış gitme diyememiştim.En önemlisi ise ve en acısı öpememiştim o her bir kıvrımı harika yaratılmış dudaklarından.Bir anda çıkıp bir anda kaybolmuştu.Geceyi taçlandıran dolunay bile inat etmiş aydınlatamamıştı işte, karanlıkta kaybolup gitmişti...

563kelime

Oy vermeyi unutmayınız.💜

Ay Işığındaki Çiçekler | JKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin