"Hayır,Sun Hi!Gitme!
O pislik adamın teki,ne olur beni dinle!Biliyorum hiçbir şey bilmiyorsun.Ama bana güvenmelisin.Lütfen."Sun Hi karanlığın içinde beyaz elbisesiyle adeta bir papatya gibi güzeldi.
Geceyi aydınlatan kocaman bir ay vardı.
Karanlığa girmeden önce son bir kez bana bakıp o güzel gülümsemesini bahşetti.
"Ben iyi olacağım sevgilim."
Yüzünde anlamlandıramadığım bir hüzün vardı.Sanki mecbur kaldığı için gitmek istiyordu.
"Hayır Sun Hi ne olur bana bunu yapma!"
Artık kendimi tutamayıp göz yaşlarına boğulmuştum.Bacaklarım her defasında bana meydan okuyordu.Yere çökmüş hıçkıra hıçkıra ağlıyordum.
Ayaklarına kapanıp bırakmak istemiyordum.Ama ben ona yaklaştıkça daha da uzağa,karanlığa daha çok gömülüyordu.
Derin bir nefes alıp gözlerini gözlerime dikti.
"Sevgilim üzülme,ben hep senle olacağım."
Karanlığa bürünmüş kaybolmuştu.
Ağlamam dahada şiddetlendi.
Artık sarsıla sarsıla ağlıyordum."Hayır Sun Hi!
Bana bunu yapma!!"Yüzüme atılan su ile uyandığımda,
elerim arkadan bağlanmış sırtım duvara yaslı bir şekilde,yere uzanmıştım.Karşımda dikilmiş kırmızı saçlı,alaycı bir gülümseme sunmuştu.
"Sende ne uykucu çıktınya."
Aklıma aramızdaki çatışma gelince kaşlarımı çatmış bir şekilde;
"Benden ne istiyorsun?"
Yere çömelmiş ama mesafesini korumuştu.
"Hımm."
Biraz daha düşünmüş gibi yapıp,
"Aslında biliyor musun, bende bilmiyorum.Biraz misafirimiz olup sonra icabına bakarlar.İşin aslı bilinmezz."
Kelimenin sonunu uzatması onu daha da sinir yapmıştı.Elindeki su şişesini hızlıca çevirip ayağa kalktı.
"Şimdilik görüşürüz Jungkook"
İsmimi nereden biliyorduki?
Sinir bozucu kare gülüşüyle kapıyı serçe kapatıp çıkmıştı.Ben ne ara buraya düşmüştüm?
Ellerimdeki ipi biraz daha çekiştirip kurtulamayacağımı anlamış artık vazgeçip kafamı duvara yaslamıştım.Bir an aklıma Sun Hi'nin gelmesiyle yerimden sıçramıştım.Ama başıma keskin bir acı musallat olmuş yine kafam,duvarı bulmuştu.
Onu orada nasıl yalnız bırakabildim.İlk günden her şey iç içe girmişti.Beni göremeyince acaba ne yaptı.Şu an nerede kalıyordur."Ahhhh!
Kafayı yemeden buradan çıkmalıyım.Çıkarın beni buradan!
Başınızla konuşmak istiyorum!"Kapının açılma sesiyle,yaslandığım yerden dikleşip gelen korumaya baktım.Yüzünde hiç hayat belirtisi yoktu.Ciddiliğinden ödünç vermeden;
"Biraz daha dayan akşam elbet gelir.O zaman rahat rahat konuşursun."
Tam ağzımı açıcakken cebindeki telefon çalmıştı.Telaşlı bir şekilde telefonu hızla çıkartıp gelen cevabı bekledi.
"Nasıl bulurlar!"
Bağırmasıyla hafif sıçramıştım.
"Tamam hemen boşaltıyoruz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ay Işığındaki Çiçekler | JK
FantasíaNeden bu kadar gizemlisin?Sana her bakışımda dahada kayboluyorum içinde.Hayatıma girdiğinden beri sensiz hiçbir anı hiçbir düşünce yok.Bunun sonunda ayrılık da olsa ya da bir kavuşma,umrumda değil.Her zaman yanında olup seni herkesden korumak istiyo...