Multi:Afra'nın giydikleri
(Giydigi ayakkabıyı spor ayakkabı olarak düşünün)Kafamı kaldırdığımda bana ters ters bakan 1 çift siyah gözle karşılaştım, aslında gözlerinin siyah olduğu tartışılır bi durumda yani rengi belli değildi siyaha çalıyordu sadece.
Off neyi tartışıyorum kafam iyica allak bullak olmuştu ben ise karşımda duvar gibi duran çocuğun gözlerinin rengini tartışıyordum kendi kendimle. isim bitti ben ne yapıyorum hem daha yeni kalacak yer bulmam gerekti. Bunlar aklıma gelince çocuğun yanından geçip gittim bir iki adım attıktan sonra bilegimin biri tarafından tutulduğunu hissetim arkamı dönmekle ofladım bileğini sertce çektim ve bana hâlâ ofkeyle bakan çocuğa bakip konuşmaya başladım
" Hayırdır abi benimle alıp veremediğiniz nedir bugün ya!"Sertce konuştum bay duvarda hiç duymamamis tepkisi verip
" benim mekanımda nasıl adam öldürürsün sen lan ? Kimbilir ne yaptında pisliğini temize çıkartmak için adamı öldürdün değil mi fahişe"
Neeeee dur ,fahişe. Fahişe mi dedi bana!
Beynim dönmüş bir şekilde duyduğumu idrak etmeye çalışırken tekrar devam etti
"Beğenmedin mi ne demeliydim, hımmm orus.."
Daha devam edecekken ağzına yumruğumu geçirmiştim elini yanağına koyarak dişlerini sıkmaya başlamıştı fakat ben ondan hiç korkmuyordum sadece burnum yanmaya başlamıştı ve gözlerim dolmak üzereydiler nedense bana bu kelimeyi söylediklerinde hep ağlamışımdır çünkü benim için bu kelimeyi taşıyamayacağım kadar ağır bir kelimeydi tüm küfürleri aldırmazdım ama bu ağzıma dahi almak istemediğim kelime hariç bu geçmişimden dolayı böyle olmuştu...
Saçımdan tutup cekti bense ne zamandan beri aktiklarini bilmeyen gözyaşlarımı yeni farketmiştim bana yaklaşarak kulağıma fısıldadı"Sen dua et ki iyi günündeyim yoksa sana yapacaklarimi bilirdim şimdi burdan siktir ol"diyip saçımdan tutuğu şekilde itti bende sanki ruha dönmüş gibi yürümeye başladım gözyaşlarım hâlâ akmaya devam ediyorlardı bar kismindan çıkışa doğru yürüyordum arkamdan savaşın sesi geliyordu ama ne söylediğini idrak edemiyordum az önce beni saçlarımdan tuttuğunda karşılık verememiştim sanki ellerim,ayaklarım bağlanmış gibi bir ruhu dönüşmüştüm o an beynimin içinde sadece o kelime dönüyordu
ayaklarım beni yönetiyordu. biraz yürüdükten sonra sahile gelmiş olduğumu anladım sabah ki oturduğum banka oturup biraz daha agladiktan sonra yavaş yavaş ağlamayı kestim.
Fakat oturduğum yerden ayrılmadım burası bana iyi gelmişti kafam eski günlere gitmişti."Yeter baba yeter anlamıyor musunuz evlenmek istemiyorum,onu da geç yaşım kaç ? Ben şimdi kaç yaşındayım onu da bilmiyorsun değil mi,17 yaşındayım ,17 "
Bunları söyler söylemez babamdan güzel bir sille yemiştim ama bana ağır gelmiyordu evet babamın ilk tokati olabilirdi ama ilk dayağı değildi ben daha önce çok kemer yedigimden canımı yakmamıştı
"Dışarı çıkamaz oldum senin yüzünden. seni oruspu bellemişler"
Her söylediği bir kelimede belime kemerini geçiriyordu bir anda kemeri tutup konuşmaya başladım
"Okumak istemek oruspuluk mu madem oruspuluk senin kızın niye okuyor yıllarca sustum konuşmadım ama şimdi değil "
Hemen konuyu değiştirip kızını savunmaya başlamıştı
"Senle o bir değilsiniz anladım mi o anne terbiyesi görmüş medeni biri sen ise orospu"
Sabahtan beri attığı dayağa ağlamamıştım ama bu kelime ağzından çıkar çıkmaz gözyaşlarım özgürlüğüne akin etmiş bir şekilde akmaya başladılar bir insan kendi evladına onu geç kanundan birine bu kelimeyi nasil kullanir aklım almıyor oturduğum yerden alkışlamaya başladım "anne terbiyesi gormus doğru peki ben neden anne terbiyesi göremedim "
Bunlari söylerken ağlamam şiddetlenmişti Cevap vermedi biliyordu ki her seyin sorumlusu oydu çok kırışmıştım hemde çok sesimi yükselterek
"Susma ! Konuş neden ha neden ,neden ben anne terbiyesi göremedim tabi susarsın işine gelmedi değil mi"bir tokat daha vurup,
Söylediklerimi umursamadan beni o odada bırakıp gitmişti ben ise ağlamaya devam etmiştim anlamıyorum neden böyle söylüyor beni sevmediğini biliyorum fakat neden evden bile çıkamama rağmen bana böyle iftiralar atıyordu gayr-ı meşhur kızından haberi bile yoktu hep o cadı karısı boyamıştı aklını...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
yaşamak istiyorum
Novela JuvenilSiz hiç ölmek için yaşadınız mı? İçinize gerekli oksijeni çekerken nefessiz kalmayı, Tebessüm ederken burukluğu saklamayı, Konuşacak çok şey varken susmayı, Siz,siz hiç Yüreğin kendi köşesine çekilmesi, Sessizliğe bürünmesi nedir bilir misiniz? "Be...