Burnunu kolları arasında uzanan çocuğun saçlarına gömmüş,mis kokusunu içine çekerken henüz yabancı olduğu hisleri her zerresinde hissediyordu.Bu gerçekten çok farklıydı.Aral tanımlayamıyordu.
Merih'in beline sarılı olan kollarını sıkılaştırdı ve bedenleri iyice iç içe geçti.Kollarındaki çocuğun gözleri aralandı.
"Günaydın." diye fısıldadı dolgun dudaklara doğru Aral ve küçük bir öpücük kondurdu.
"Birincisi,neredeyse gece oldu.İkincisi,uyumuyordum.Gözlerimi dinlendiriyordum sadece."
Aral ellerini Merih'in saçlarına daldırırken ikinci bir öpücük için onu kendisine çekti.
Alt dudaklarını sarışının dudakları arasında hissettiği zaman az önce açtığı gözlerini yeniden kapattı.Dudaklarını ısıran,emen,öpen dudaklar tüm dengesini bozuyordu.Bacaklarının arasına yerleşen Aral'ın hangi ara oraya geçtiği hakkında hiçbir fikri yoktu.Bacaklarını onun beline doladı ve kendisini geri çekti.Bu geri çekilmeyle birlikte Aral homurdandı. "Ne güzel öpüşüyorduk!"
Merih istemsizce güldü. "Bırak da nefes alayım!"
"O zaman." dedi sarışın kafasını altındaki bedenin boynuna gömmeden hemen önce. "Ben de buranı öperim."
Boynunda hissettiği ıslak öpücüklerle birlikte Merih kafasını iyice geriye attı ve Aral'a öpebileceği yeni alanlar açtı.Ellerini sarı tutamların arasından geçirdi ve nefes almaya çalıştı.
Daha bir kızla bile yapmadığı bu şeyi bir erkekle yapmak garip hissettiriyordu.Bu gariplik yaptığı şeyden mi yoksa yaptığı şeyi bir erkekle yaptığından mı kaynaklanıyordu bilmiyordu ama çok doğru hissediyordu.
İnlememek için sarf ettiği çaba inanılmazdı.Dudaklarını o kadar sert ısırıyordu ki kan tad almaya başlamıştı.Aral ise öpmeye,emmeye ve dudaklarının altındaki tene morlu-pembeli izler bırakmaya devam ediyordu.O da kendisinden geçmişti.Odaklanabildiği tek şey Merih'in teninden yayılan eşsiz kokuydu.Yarattığı morlukların farkında bile değildi henüz.
Merih tarafından yeniden ittirildiği xaman çocuğun göğüsüne doğru ağır bir nefes verdi.Göz göz geldiklerinde kendisine engel olamadı ve dudaklarına bir öpücük daha bıraktı.
"Boğuldum amına koyayım!" diye çemkirdi bir anda Merih ve Aral'ı üzerinden itti.
"Tüm anın içine sıçtın,tebrk ediyorum."
"Bu günlük yeter bu kadar.Hem arada götüme de sürttün fark etmedim sanma."
Aral onu yeniden kendisine doğru çekti ve kalçasına şaplak attı. "Tüh,yakalandım!"
"Yavaş orospu çocuğu,acıdı!"
"Ölmezsin,merak etme."
Yatakta dik konuma geldiklerinde Aral Merih'in 3-4 düğmesi açılmış beyaz gömleğinin arasından gözüken morlukları keyifle süzdü. "Dayak yemiş gibisin lan."
Küfrederek yataktan kalktı Merih ve aynanın karşısına geçti.Beyaz gömleği yakalarından kavrayarak çekiştirdi ve boynundan göğüsüne doğru inen morlukları küfür ederek inceledi. "Amına koyayım,bunlar ne?"
"Dayak yedim der geçersin,kimseye bir şey açıklamak zorunda değilsin."
"Salak salak konuşma ya.Şunlara bak,vampir misin lan sen?"
Aral ellerini Merih'in beline yerleştirdi ve saçları arasına burnunu daldırıp mırıldandı. "Ben Edward olayım,sen de Bella ol-"
"Ya siktir git!Hem ben niye Bella oluyorum?Sen Bella ol."
"Edward sarışın ya,o açıdan şey ettim."
Aral'ı duymazdan geldi ve sıkıntıyla ofladı. "Nasıl kapatacağım ben bunları?"
"Valla bilmem,ben sadece yapma kısmıyla ilgileniyorum.Kapatması sana kalmış."
"Ben nasıl çıkacağım insan içine,hiç mi düşünmedin?"
"Ya ne yapayım,dalmışım."
"Alerjim tuttu de."
"Aklını öptüğüm,alerji izi gibi mi duruyor sence bunlar?"
"O zaman sürün."
"Ne biçim sevgilisin lan sen,insan böyle mi yapar?"
Söylenen sevgilisinin yüzünü hafifçe kavradı ve sağ yanağına bir öpücük kondurdu. "Sevgiliyiz lan biz."
"Kaç saattir elleşip duruyoruz,yeni mi dank etti?"
Merih'in kulağına doğru eğildi. "Gitmesene."
"Gitmem gerek,yarın sabahın köründe uyanacağım.Uyumak istiyorum."Sıkıntıyla iç çekti. "Şu morluklara da çare bulmam gerek."
"Benimle kalırsan birlikte uyuruz,morlukları da siktir et."
"Hayır."
"Ama kalmanı istiyorum."
"Aral,gitmem gerek.Israr etme lütfen."
Sarışın sonunda pes etti. "Peki."
Merih onun suratının düştüğünü görüne yüzünü avuçları içine aldı. "Yarın görüşeceğiz zaten."
"Haklısın." dedi ve son kez sarıldı. "Özle beni."
"Çok özleyeceğim." diye karşılık verdi alayla.
Tam odadan çıkacakken Aral onu durdurdu."Son bir şey daha söylemem gerek."
"Söyle."
"Bu odadan çıktıktan sonra eskisi gibi olmayacağından emin olmak istiyorum."
"Eskisi gibi derken?"
"Mesafeli,soğuk,aksi...Ne bileyim,eskisi gibi işte."
"Neden olayım ki?" diye sordu kafa karışıklığıyla.
"Belki anın etkisine kapılıp böyle davranmışsındır.Ya da-"
Merih cümlesini tamamlamasına izin vermedi ve ona sıkıca sarıldı.
"Eskisi gibi olmayacağım." dedi Aral'ı öptükten hemen sonra. "Bu konuda bana olan güvensizliğini anlayabiliyorum."
"Güvensizlik değil." diye atıldı sarışın. "Endişe."
"Buna alışmaya çalışıyorum.Bak,az önce kollarının arasındaydım.Senden gerçekten etkileniyorum ve bunu daha fazla inkar etmeyeceğim.İçimden geldiği gibi davranıyorum."
Merih o gece yatağa yattığında olanları düşündü.Aptal aptal sırıttığının farkında bilr değildi.Bu ilişkiyi sandığından daha kolay kabulleniyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Limonata||texting [boyxboy]
Novela JuvenilBilinmeyen Numara:Bana bak Limonata:Baktım da Sen kimsin? Bilinmeyen Numara:Kim miyim? Şöyle anlatayım Havuz başında keyif yapan ben Başımdan aşağı limonata döken sen Tanıdık geldi mi?