10

2 0 0
                                    


Kahvaltıdan önce birkaç telefon konuşması yapmak için bahçeye çıkmıştım. Masaya oturur oturmaz Hakan "Telefon konuşmalarımızı yapmak için yanımızdan ayrılmıyorduk," dedi.

Bende kahvaltı tabağımı hazırlarken "Sen de Koray ile gizli gizli köşelerde konuştun. Ben bir şey söyledim mi?" diye misilleme yaptım.

"Merak ettiysen sorsaydın. İnternette çıkan haberlerin arkasında Yılmaz'ın olduğunu öğrenmiş. O günden sonra da onun icabına baktım," der demez ona bakakaldım.

"Niye söylemedin?"

"Üzülmeni istemedim."

"Ah kıyamam, kocacığım da ben üzülmeyeyim diye ne kadar ince hesaplar yapıyor. Gözlerim yaşardı doğrusu," dediğimde tam ağzını açacaktı ki Fuat geldi.

"Özür diliyorum. Özge Hanım, ben başka bir isteğiniz yoksa çıkıyorum."

"Bir dakika Fuat, bu kâğıdı ve kartı al. Kâğıttaki adrese gideceksin. Listedekileri alacaksın. O kart ile ödeyeceksin," dediğimde Hakan yerinden fırladı. Kâğıdı ve kartı Fuat'tan önce kaptı. Tepki göstereceğini tahmin ettiğim için hiç şaşırmadım. Rahat rahat yerimde oturdum, beklemeye başladım.

"Bu ne?"

"Alışveriş listesi," dediğimde kahvaltımı yapmaya başlamıştım.

"Alışveriş listesinde ekmek, yoğurt falan olur. Burada bilgisayar, çalışma masası, yazıcı, sandalye, fax ve bir sürü kırtasiye malzemesi listelenmiş."

"Evet, buraya çalışma odası hazırlıyorum. Artık yardımcım olduğuna göre bazı işleri buradan idare etmek istiyorum. Bazen telekonferansları buradan yöneteceğim. Bu nedenle internete ve bu listedekilere ihtiyacım var."

"Bunları bana söyleseydin bende ilgilenebilirdim."

Tam ağzımı açacakken telefonum çalmaya başladı. Yardımcım arıyordu. "Efendim, Kaan."

"Özge, bugün ki toplantı dosyasını mail attım. Bakabilecek misin?"

"Telefonumdan bakayım. Yalnız bu akşam görüşmeye sen gideceksin. Akşamları toplantıya ben gidemiyorum. Dün söylemiştim."

"Evet," dedi ve güldü.

"Neyse, ben gerekli düzenlemeleri yaptıracağım. Yarın geleceğim büroya, görüşmenizin sonucunu yarın konuşuruz. Sen kararı şimdilik bana bırak. Notlar al, gelince bana anlat. Olur mu?"

"Tabi tabi. Merak etme. Bu arada biraz önce baban seni arıyordu. Gelmeyeceğini söylediğimde şaşırdı."

"Neden? Ne istiyormuş?"

"Bilmiyorum, ama bana hâlâ ısınamadı gibi..."

"Alışır boş ver. Sana kolay gelsin. Kafana takılan bir şey olursa aramaya çekinme," dedim ve telefonu kapattım. Başımı kaldırdığımda Fuat'ın liste ile gittiğini gördüm. Kartım masada duruyordu. Hakan'ın izin vermeyeceğini bilsem de şansımı denemek istemiştim. Hakan da yerine oturmuş beni izliyordu.

"Bir şey mi oldu?" diye sorduğumda beni incelemeye devam etti. "Sadece bu evde çalışma işi nereden çıktı? Bu yardımcına bu kadar çok mu güveniyorsun? İşlerini ona devrettiğine ve onunla bu kadar samimi konuştuğuna göre..."

Elimdeki çatalı bıçağı bıraktım ve ona döndüm. "Birincisi, ben artık kimseye güvenmemeyi öğrendim. Babamdan ve kocamdan yediğim kazık sonrası hayat bana bunu öğretti. İkincisi, onu sadece bazı görüşmelere yolluyorum. Ayrıca formalite işleri, yazışmaları yapmasını sağlayarak zaman kazanmaya çalışıyorum. Böylece çok yorulmamış olacağımı umuyorum. Ama işler yerine sen yoracaksan baştan söyle iş yerinde çalışmaya devam edeyim. Ayrıca onu daha öncesinden tanıyorum. Samimi olmam o yüzden."

ŞAKA GIBI HESAPLAŞMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin