13

3 0 0
                                    


Gamze'nin lafına uydum alışverişe çıktım. Hamile kıyafeti almak gerektiğini söyledi, durdu. Her ne kadar, zaten giysilerimin içine giriyorum şu anda, desem de onu ikna edememiştim. Gerçi Safiye teyzem benim ile böyle ilgilenmeye devam ederse bu durum yakın zaman için pek mümkün gözükmüyordu. "Şu siyah etek, siyah pantolon, gri etekten ikişer tane verin," dediğimde Gamze yüzüme endişeyle bakıyordu.

"Özge sen niye renk kullanmıyorsun. Gotik misin?"

"Onlar sadece siyah giyiniyorlar. Ayrıca yüzüm onlara mı benziyor? Böyle kendimi rahat hissediyorum."

Gamze'nin tüm ısrarlarına rağmen başka bir şey almadım. Ardından beni hemen yandaki bebek mağazasına soktu. Küçücük kıyafetleri, patikleri, tulumları görünce içim eridi. O anda kalbim sıkıştı. Midemden yukarı gelen büyük bir ağrı hissettim. Hakan ile alışveriş yapamayacaktım. Ağlamaya başladım. Gamze yanıma geldi. Ekşiyen yüzüme, akan gözyaşlarıma baktı.

"İyi misin?" diye telaşla sordu.

Bende çaresiz çıkan sesim ile "Gamze, Hakan benim ile alışveriş yapar mı? Ben onunla seçmek istiyorum," der demez ağlamalarım daha da şiddetlendi. Hormonlarım özlemden dolayı düşmüyordu galiba, anladım.

"Tabii ki tatlım, hem de seve seve..."

"Ben sanmıyorum. Galiba hayatında birisi var," dedim. Bir yandan elimde mendil burnumu ve yüzümü siliyordum. Bir yandan Gamze'nin ağzından çıkacak kelimeleri bekliyordum.

"Saçmalama, o senin aşkından öldü ölecek. Ama kendisi bir mamut olduğu için belli etmekte güçlük çekiyor," dediğinde birden kahkaha atmaya başladım. Kesinlikle artık ben normal değildim. Bir saniye önce hıçkıra hıçkıra ağlarken kendimi bir saniye sonra kahkaha atarken buluyordum. Oradan çıktık ve deniz kenarında samimi ama şık bir yere gittik. Çantaları Fuat'a verdik ki rahat yürüyelim diye. Kesin onu peşime Hakan takmıştı. Korumaları kabul etmediğim için onu başıma musallat etmişti.

Bir şeyler yemek zorunda olduğum için menüye iştahımın açılmasını umarak bakıyordum. Gamze'ye danışmak için başımı kaldırdığımda dondum kaldım. Bunu fark eden Gamze arkasını döndü ve aynı yöne bakmaya başladı. O da Hakan ve yanındaki esmer kızı gördü. "İş için gelmiştir," dediğinde aslında bu dediğine kendi de inanmamıştı. Menüyü kapattım. "İştahım kaçtı. Hadi kalkalım," dediğimde yüzüme bakan Gamze'ye boynumu büktüm. "Hakan iş için bir bayanı, açık havada özellikle samimi, deniz kenarında böyle bir yere, arka belinden destekleyerek öğle yemeğine getirmez. Tek başına bir bayanı dışarı iş görüşmesine çıkaracaksa yanında muhakkak Aykut'u da götürür. Ayrıca dün Esra diye bir bayan aradığında telefonda görüşmek için yanımdan uzaklaştı. Şimdi Esra'yı da gördüğümüze göre gidelim artık," dedim ama sakinliğimden ben bile korktum.

Hakan'ın sırtının bize dönük olması ve diğer uçta oturmaları çıkışımızı kolaylaştırdı. Fuat'ı arayarak kapıya yanaşmasını rica ettim. Çünkü Gamze'ye belli etmesem de başım dönüyordu. Midemdeki feci ağrı göğsümde hissediliyordu. Arabaya varır varmaz gözlerim karardı ve arabaya destek olmak zorunda kaldım. Gamze ve Fuat'ın korku dolu seslenişlerini duyabiliyordum. Ardından kendimi hastanede bir odada yatarken buldum. Gözümü açtığımda başımda annem ile Gamze'yi gördüğümde şaşırdım.

"Durumum ciddi galiba. Çocuklarım kurtulsun beni boş verin," dediğimde annemin "Anneanneni çağırayım da artık o versin sana cevabını," diyen sesini duydum. Bana niye kızdığını anlamadım.

Gamze "Sevim Hanım lütfen," dediği sırada annemin homurdanmasından içeri Hakan'ın geldiğini anladım.

"Ne oldu?" diye yanıma uçarken annem bir şeyler mırıldandı ama anlamasam da iyi şeyler olmadığı kesindi. Gözlerim yarı açık, konuşamaz haldeydim. İçeri birilerinin daha girdiğini duydum. Bir süre sonra Yıldız annemin konuşması başladı.

ŞAKA GIBI HESAPLAŞMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin