4

134 5 0
                                    

Kar yağdığını yeni anlıyordum. Üzerime ince bir tişört ve yırtık siyah pantolon giyip kendimi hızla dışarı attım. Bu ev hep üzerime geliyordu ve ben artık anlamamak istiyordum, 1 saatliğine bile olsa tüm bu olanları unutmak...

"İçki." dedim nefes nefese. Nefes almakta çok zorluk çekiyordum, sanırım fazla hızlı koşmuştum. Kasiyerdeki kadın halime acıyarak bakarak rastgele bir içki uzattı. Kendimi kaybetmem için içkiye gerek olmadığını, zaten dangalak herifin teki olduğumu düşündüğüne emindim.

Sanırım senden sonra gerçekten delirmiştim. Herkesi sen sanmam da buna dahildi belki de. 

Nihayet eve geldiğimde tişörtümü üstümden atarak koltuğa geçtim. Bir an önce kafamı dağıtmak, her şeyi unutmak istiyordum. Sanki ölü gibi, bir şey hissedememek istiyordum.

Bir iki yudum aldıktan sonra bu acınası halime kahkahalarla güldüm. Olmuyordu, hiç bir etkisi yoktu. Kasiyerin beni kandırdığını düşündüm ama şişenin üzerindeki yazıyı okuyamıyordum. Çok bulanıktı. 

Her şeyi baştan ölçtüm. Ne ara kendini kaybettiğini merak ediyorum Chanyeol. Telefonda iş seyehatinde olduğunu söylerken seni izledim ben Chanyeol. O,sen ve artık doğmuş bebeğiniz. Aylar geçti ve hala beni kandırıyorsun, hiç vazgeçmeden. Hiç acı çekmeden ve üzülmeden.

Onunla mutlu musun? Evet, çok mükemmel biri. Uzaktan kusursuz görünüyordu, aslında o zaman anlamıştım beni neden aldattığını. O çok mükemmel biriydi ve sen mükemmel insanlara bayılırdın. 

Bebeğin, bebeğiniz Chanyeol. Bir an için yanınıza gelip o bebeği boğmak istedim. Kendi ellerimle. Ama sonra düşündüm. Ne suçu vardı ki? Suçlu olan tamamen sendin. Sevgilin beni kandırmanı söyleyip yanına gitmeni söylüyordu. Ve sen de her seferinde ona uymayı kabul ettin. Benden ne zaman vazgeçtin Chanyeol?..

İkinci yudumumu içeceğim sırada içeriden gelen hafif tıkırtı sesleriyle o yöne döndüm. Kim gelmiş olabilirdi ki? Kapalı gözlerimi araladım, birinin bana doğru yaklaştığını gördüm ama kim bilmiyordum. Ayni şişedeki yazı gibi, o da çok bulanıktı. Lanet ettim ve ellerimle göz kapaklarımı ovdum. Halsizleşiyordum.

"Kimsiniz bayım?"

Ses gelmedi, hafif mırıldanmalar duydum. Kim olduğunu söylememesi sinir bozucuydu. Özellikle şu anda. Bir kaç kere daha kim olduğunu sordum ama cevap gelmeyince ben de onun gibi sessizliğe gömüldüm. Sonra umursamadım, eğer beni kaçırmak için de geldiyse kaçırabilirdi. Kaybedecek hiç bir şeyim yoktu.

Elimi bacaklarımın arasına sıkıştırdığım içkiye götürdüm fakat bir el benden önce davranmış ve çekip almıştı. Ne olduğuna anlam veremedim ama içmek istiyordum ve buna engel oluyordu.

"Her kimsen evimi terk et. Eğer kaçıracak veya öldüreceksen de sonra gel. Tamam mı?! Şimdi onu bana ver dostum. Elindeki içki şişesine uzandığımda ayağa kalktı. Sinirden yüzümün kıpkırmızı olduğuna emindim.

"Aptalın tekisin Byun Baekhyun" Yüzüme yediğim sert bir tokat her şeyi açıklıyordu. O gelmişti. Chanyeol. Park Chanyeol. Sevgilim... Benim sevgilim...

Saniyeler sonra gülmeye başladım. Gelmesi tüm komikliğiyle ortadaydı. Sanırım yavaş yavaş kendime geliyordum. Zira o tokatla kendime gelmesem şov olurdu.

Gözlerimi araladım ve hızla ayağa kalktım. Tam karşındaydım. Boyum senden kısaydı, bu yüzden boynundaki damarlarla karşı karşıya geldim. Belirgin damarların ürkmeme neden olmuştu bile. Gülümsedim. En, en, en içtenlikle gülümsedim.

"Hayırdır Chanyeol?" dedim sırıtarak. "Neden geldin?" Tam konuşacakken işaret parmağımla dudaklarının aralanmasına engel oldum. Susmanı istiyordum. Sen hep konuşmuştun, ben hep susmuştum ve konuşma vaktim gelmiş gibiydi.

"Sevgilini ve bebeğini tek bıraktığına göre, önemli bir şey olmuş." Sırıttım. Ne bebeği? falan demeni bekledim. Gözlerini gözlerimle buluşturduğumda gözlerinin kanlanmış olduğunu fark ettim. Sağ elimle yanağını avuçladım ve gülümsememi hiç düşürmeden konuşmaya, sana bakmaya devam ettim.

Niye geldin ki?

Onca zaman sonra neden?..

Gözlerini tavana çevirdin, bunu ağlamamak için yapardın. Gözlerine bakmaya devam ettim. Elin yavaş yavaş belimi sarıyordu, kahkaha atmak istedim ama dudaklarımı birbirine bastırıp durdum.

"Seni özledim..." Sen eğilip kafanı boynuma gömdüğünde ben hala şaşkındım. Özlemiş! Beni özlemiş! diye sevinmem gerekirdi. Robot gibi dikildim. Ağladı, pişmanlıklarını savurdu. Dinledim, artık hiç biri cazip gelmiyordu.

"Gitmelisin Chanyeol. Ailenin yanına gitmelisin. Bana ait değilsin! Biz yokuz!" Susmaya devam ettin. Bu daha sinir bozucuydu. Seni ittim, haftalar önce bana böyle sarılmanı ister, hayal ederdim. Sanırım bencilleşmiştim.

"Peki biz neden yokuz Chanyeol?! Bu halde olmayabilirdik. Hala mutlu bir çift olabilirdik. Biz mutluyduk! Ta ki sen başka birine koşana, ve beni kandırana kadar. Ta ki sen iş için çıkıp ona gidene kadar! Ne zamandan beri bildiğimi biliyor musun? Aylardır Chanyeol! O gün çok mutluydun, başka bir kadından çocuğun olduğunu öğrendiğin için olabileceğini hayal dahi etmedim. Keşke odana çıkıp o lanet mesajları okumasaydım. Senden nefret ediyorum Chanyeol!.." Ellerim titeemeye devam ediyordu. Onun gözlerinden süzülen yaşları gördüğümde kahkaha attım. 

"Ağlaman için söylemiyorum Chanyeol. Sadece... Ben çabaladım. Gelmeyeceğini bilsem de her öğün yemek hazırlayıp gelmeni bekledim. Köpük banyosu hazırladım, oyunlarımızı kurdum, filmden yiyeceğimiz yemeğe kadar! Her şeyi yaptım, yaptım ama sen orada onun kollarında eğleniyordun! Paramparçayım Chanyeol. Ve artık sen bile düzeltemezsin beni."

"Şu eve bak!" elimle etrafı gösterdim. "Tırmaladığım duvarları, kırdığım eşyaları ve senin fotoğraflarını görüyor musun?! Bir deli gibi her gün fotoğrafına baktım. Her gün seni sevdim. Ama artık yoruldum Chanyeol, anlıyor musun? Ben artık yaşamak bile istemiyorum ama zorundayım!"

"Pişman olmana gerek yok. Her şey oldu ve bitti. Ben artık yokum, bu oyuna alet olamayacağım. Özür dilerim. Özür dilerim ama ben artık yoruldum Chanyeol. Lütfen artık git. Lütfen. Bir şey demene gerek yok. Yemin ederim seni hep eskisi gibi güzel hatırlayacağım, sende beni öyle haitırla. Sevgilinin yanına git ve mutlu ol. Güzel bir ailesiniz." 

Baekhyun her ne kadar kalmasını istese de artık ona 'kal' diyemezdi. Hala onun için ölüyordu. Hala deli gibi seviyordu ama sevgilisine de aynılarını yaşatmasını asla istemiyordu. Chanyeol konuşmak istese de Baekhyun izin vermeyip onu susturdu. 

Chanyeol pişmandı. Onu kandırdığı, aylarca tek bıraktığı, 1 saniye bile yalnız kalmasına izin verdiği için suçlu hissediyordu. Sevgilisi Kyungsoo'yu sevmediğini fark ettiğinde her şey için geçti. Byun Baekhyun haklıydı. Sonuna kadar haklıydı. Onun acı çekmesine izin vermişti.

Chanyeol yavaşça, istemeyerek evden çıktı. 

Baekhyun tekrar tek kaldı.

Aylardır her zaman olduğu gibi.

Stars (ChanBaek)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin