Baekhyun dün geceden beri hiç konuşmuyordu. Haberlerde, sokakta, konuşulanlarda ilk sıradaydı bu konu.
Saldırmak, herkese vurmak istedi. Ama bunu yapamayacak kadar güçsüzdü. Güç kaynağı bu sefer onu temelli terk etmişti, olamazdı. Chanyeol nasıl giderdi? Baekhyun her şeyi kabul edebilirdi ama bunu asla, asla ve asla kabullenemezdi.
Elindeki kırışmış not kağıdına baktı. Her sözcüğü canını yakıyordu. Her kelimesi. Son mesajı buydu. Bu Chanyeol'den Baekhyun'a son mesajdı.
"Küçük adamım... Uzun bir süre sonra sana yaşattığım her şeyden pişmanım. Kendimden nefret ediyorum. Lütfen beni son kez affet. Sana bu denli haksızlık yaptığım için kendimden tiksiniyorum. Sen ve ben özeldik, ben buna inanıyorum Baekhyun. Ve sanırım bana ayrılan süre burada bitiyor Baekhyun. Yaşamak zor bir halde geldi. Son aylarda mutsuzum, boşlukta süzülüyorum. Yere çakılmıyorum, son bulmuyor. Eğer gidersem son bulacak. Yalvarırım affet beni. Seni seviyorum. Dünya kötü bir yer deyip geçme Baekhyun. Dünya kötü bir yer ama hep kötü yönden bakarsan hayatı kendine dar etmiş olursun. Seni seviyorum, asla yapma bun. Safsın, alıngan ve kırılgansın. Kimsenin senin kaleni yıkmasına izin verme. Ve asla yalnız hissetme. Ben buradayım, seninleyim. Sona geldik. Unutma Baekhyun. Her gece gökyüzünde bir yerlerde olacağım. Her insan gibi bende bir yıldıza dönüşecek ve seni seyrdeceğim."
Baekhyun yaşların gözlerinden akmasına izin verdi. Zarfı katladı ve gökyüzüne bakarak dudaklarını araladı.
"Ve bir gün ben de senin yanına geldiğimde, biz gökyüzünün en parlak, en güzel iki yıldızı olacağız..."