Jongin, sevgilisinin elinden tutmuş koşuyordu. Tabi Kyungsoo da sevgilisine yetişmek için zorlanıyordu. Tanrım Kyungsoo onun yanında minicik bir şey kalıyordu e haliyle yetişmesi zordu ama Jongin pek umursuyor gibi durmuyordu.
Tabi siz niye koştuklarını bilmiyorsunuz, hemen anlatalım. Kyungsoo haftasonu olması ve havanın dehşet derecede güzel olması sebebiyle gezmek istediğini söylemişti sevgilisine han nehrine gitmek istemişti ama Jongin ona daha fazla gitmek istediği bir yer bildiğini söyleyip Jeju adasına götürmüştü. Hem bizi tanıyan fazla kişi yok, hem rahatça seni öpebilirim diyip Kyungsoonun aklını çelmişti. Tabi minik sevgilisi bu durumdan asla şikayetçi değildi. El ele tutuşup yürürken balık tezgahlarından gelen kokuyla Kyungsoonun midesi bulanmış ve kendini tutamayarak tezgahın tam önüne birazı da tezgahın tam üzerine gelecek şekilde içinde ne var ne yoksa çıkarmıştı. Bu tezgahtar amcanın sinirle onları kovalamaya başlaması ile heyecan katan bir olaya dönmüştü. Jongin bir süre sonra yorulan sevgilisini sırtına almış bu sefer o şekilde koşmaya başlamıştı. Kyungsooyu kucağına aldığından beri yağan yağmur da yağmaya başlamıştı. Kendilerini boş bir yere attıklarına bu sefer Kyungsooyu kucağına oturtmuş yüzündeki kusmuk kalıntılarını temizlemişti. Şimdi ise kafaları birbirlerinin omuzlarında dinleniyorlardı. Jongin sevgilisinin boynuna minik bir öpücük bıraktı dün gece öpüp ısırdığı yer morarmıştı, oraya da dudaklarını değdirip sevgilisinin yüzüne bakmak için doğruldu, yüzünü avuçlarının arasına aldı.
"Ay ışığım, hasta mı oldun sen? Birkaç gündür fazlaca kusuyorsun. Yarın sesten önce hastaneye gidelim, hemen tedavi yapalım da iyileş.hmm?"
"Bilmiyorum ki Nini, sadece kokular fazla midemi bulandırıyor. Yemekler, toprak kokusu, her şey midemi bulandırıyor. Bir tek senin kokun iyi geliyor. Yatışıyorum."
Kyungsoo tekrar başını sevgilisinin omuzuna koydu ve boynuna sokuldu. Jongin de ellerini diğerinin belinesardı ve ayağa kalktı. Biraz ilerideki taksi durağına yürüdü ve taksiye binip hastaneye götürmesini istedi. Yol boyunca Kyungsoo kucağında oturmuş, boynunda nefesler alıyordu. Yarın gideceklerdi eve ama sevgilisi kendini kötü hissediyordu acile gidip ön bilgi alsalar fena olmazdı. Hastaneye varınca adamın parasını ödeyip kucağındaki minik bedenle arabadan inip acil kapısından içeri girdi. Garip bakışları üstlerine toplasalar da umrunda olan tek şey kucağındaki bedenin sağlığıydı.
İleriden bir doktor gelip sorunun ne olduğunu sordu ve Jongin açıkladı her şeyi. Sevgilisinin konuşmaya dahil halinin olmadığını görebiliyordu. Doktor köşedeki, diğer hastalardan en uzak olan, sedyeyi gösterdi. Yavaşça diğerinin uzanmasına yardımcı oldu ve geri çekilip elini tuttu.
Sedyenin etrafındaki örtüyü kapattı doktor içeriye elindeki malzemeler ile girip. Biliyordu oradaki hastalar bu çifti rahatsız edeceklerdi. Önlemini aldı yadırganacak bir halleri yoktu bu çiftin ancak onun gibi düşünmeyeceklerini biliyordu hastaların. Elindeki feneri önce gözlerine tuttu, sonra cebinden bir kalın odun parçası çıkardı ve onu ağzına sokup fener ile ışık oluşmasını sağladı. Sorun yok görünüyordu. Bu defa Jongin'e döndü.
"Onu kucaklayıp beni takip edebilir misiniz? Önemli bir sorun yok gibi görünüyor ama emin olmamız gereken birkaç şey var. Odamda konuşalım."Jongin endişeden ölüyordu ama doktorun sözünü dinleyip biriciğimi kucakladı ve doktoru takip etti. Odaya girdiklerinde Kyungsooyu bırakmak istemedi Jongin dizlerinde otursa sorun olmayacaktır nasılsa doktor garipsememişti onları. Doktor, masasının çekmecelerinden bir paket içersinden minik bir şey çıkardı ve Jongine uzattı.
"Bunu eşim için almıştım ancak şu an sizin işinize yarasın. Bu testi yapın, önce ben beyefendiden kan alıp inceleyene kadar siz de o testi yapın. Olur mu?"
"Olur. Ancak doktor bey, bu ne testi? Sevgilimin neyi olduğundan bahsetmeyecek misiniz?"
"Test sonuçları doğrultusunda konuşalım. Eğer düşündüğüm gibi bir şey yoksa siz de ümitlenmiş olmazsınız."
Jongin kafa salladı. Doktor Kyungsoo'dan yeteri miktar da kan aldı. Jongin de kucağındaki sevgilisini havalandırdı tuvalete götürdü. Testin üstünde yazanları okudu ve güzelce uyguladılar. Kyungsoo testi uygulama sırasında utansa da yapacak bir şey yoktu. Hali yoktu.
Testi yapıp beklediler. Çubuğun üzerinde iki adet çizgi belirince testin olduğunu düşünüp doktorun kapısını tıkayıp içeri girdiler.
"Doktor bey, burada iki tane çizgi oluştu ancak bu ne demek? Sevgilimin neyi var?"
(Susun onlar gebelik testinin ne olduğunu bilmiyorlar kdfödççs)Doktor gülümsedi ve oturmalarını rica etti. Jongin yine sevgilisini indirmedi kucağından üşüdüğünü fark etti ve kollarını iyice sevgilisine doladı ve göğsüne hapsetti.
"Demek iki çizgi. Bendeki testte de olumlu sonuç görünüyor. Merak etmeyin, kötü bir şey yok. Sevgiliniz, Bay Do, hamile. Tebrik ederim. Nasıl oldu da bir erkek hamile kaldı anlayamıyorum ama bunu başarmışsınız. Bu dünyada nadir rastlanan bir olay, erkek hamileliği, ilgi üzerinizde olacaktır. Bu süreç içerisinde dikkatli olun bebeğimize ve eşinize göz kulak olun. Onu tartaklayıp, bebeğe zarar vermek isteyen olabilir."
Jongin şokla dikeldi. Kyungsoo da ona irileşmiş gözlerle baktı. Jongin gülümsedi ve önce dudaklarına, sonra da yüzünün her bir noktasına öpücük kondurdu. Kyungsoo silik bir gülümseme verdi sevgilisine ve sarıldı gücü yettiğince.
"Şimdi.. bizim bebeğimiz mi olacak Nini?~"
"Evet güzelim, bebeğimiz olacak."
Doktor ikilinin arasına girerek gülümsedi. "İsterseniz Bay Do'yu uzandığım şu sedyeye bebeği görelim."
Jongin hevesle başını aşağı yukarı salladı ve biriciğini sedyeye uzandırdı. Geriye doğru çekilirken alnını öpmeyi ihmal etmemişti.Doktor,biricik sevgilisinin karnına jeli sürerken tedirgindi. Ya Kyungsoo bebeklerini istemezse, ya bir sorun çıkarsa diye ödü kopuyordu. Dikkatini doktora ve söylediklerine verdi.
".. dediğim gibi Bay Do, bebek 6 haftalık. Ancak hareketlerinize ve çevrenize dikkat etmelisiniz. Erkek hamileliği olduğu için kadınlardaki gibi bir süreç izleyip izlemediğinizi bilemiyorum. Bu yüzden dikkatli olun. Her hafta kontrole gelmeniz gerekiyor. Bebeğin nasıl olduğunu incelememiz için. Şu ebeveyn bilinçlendirme kartlarını da alarak bilgi sahibi olabilirsiniz. Şimdilik bu kadar tekrar tebrik ederim."
Jongin gülümsedi doktora ve sessizce karnını temizleyen sevgilisine yardım etti. Teşekkür ederek hastaneden ayrıldılar. Boş bir sahil kenarı buldular ve oraya oturdular. Kyungsoo sevgilisinin kucağına oturdu tekrar ve yüzünü esmer olanın boynuna gömdü. Böyle daha rahattı.
"İnci tanem, bir şey söylemeyecek misin? Yani.. şey... bebek hakkında.."
Kyungsoo kafasını kaldırdı. Jongin'e gülümsedi ve yanaklarına öpücük kondurdu.
"Sevgilim, ne diyebilirim ki? Korkuyorum. Ama bir yandan da acayip mutluyum. Bebeğimiz olacağı için. Ama onu koruyabilecek miyiz?"
Jongin derin bir nefes verdi.
"Bebeğimizi istemeyeceksin diye ödüm koptu gün ışığım. Tanrım! Kyungsoo minik bir bebeğimiz olacak inanabiliyor musun? İkimizde erkek olduğumuz için umudum yoktu en fazla ileride bir evlat ediniriz diye düşünürken şu an senin hamile olman... çok mutluyum sevgilim. Teşekkür ederim. Her şey için."
"Jongin, bebeğimizi istememe gibi bir ihtimalimiz yok. Duydun mu beni? Bu bebeği yaptığımız gibi güzelce büyüteceğiz. Ve sana güveniyorum mükemmel bir baba olacaksın birtanem. Ve bi de şey... Nini~.. bir an önce eve gidebilir miyiz? Senin koynunda olmak daha mutlu ediyor beni. Evimize gidelim sevgilim."
Jongin mutlulukla kafasını salladı ve biriciğini kucakladı. Evlerine varana kadar öyle kaldılar. Eve girip yatağa uzandıkları an Jongin evlenmek istediğini söylemiş, Kyungsoo da minik bir ağlama krizine girmişti. Jongin ondan gelen olumlu cevap bile poposunu sallaya sallaya dans etmiş, okuldan sonra yüzük bakmaya gitmek için eşiyle anlaşmıştı.
°~°~°~°~°~°~°
Eveett hamile kyungie... en bi sevdiğim. Güzel güzel okuyun millet. Lütfen fikir beyanında bulunun. Şimdiden teşükkür ederim ve iyi geceler dilerim
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Answer Is You..
FanfictionBu hikâye, Kim Jongin ve Do Kyung Soo'nun aşklarına duyulan hayranlık ve aşklarına olan aşk ile yazılmıştır. Aşklarının güzelliği ellerinin birleşiminde oluşan küçücük araya sığacak kadar büyük, o küçücük araya iki hayatın birleşimi, aşkı, özlemi, h...