"alo? kimsiniz?"
saat sabahın ikisini hafif geçmiş. o günkü hatırladığım ilk aramada Yoongi'nin telefonu nihayet açılıyor.
lakin duyduğum ses onun sesi değil.
başka bir erkeğin sesi.
"ş-şey, affedersiniz. ben... ben Yoongi'yi aramıştım. Min Yoongi?"
geçen o kısacık süre zarfında dahi kalbim yerinden çıkacakmış gibi atıyor. onun sesini duyamayacağım diye o kadar korkuyorum ki...
"Yoongi şu an uyuyor, arayacak daha uygun bir zaman bulamadın mı? tanrım, insanlar iyice kafayı sıyırmış."
sesi yumuşak ve derinden gelen bir ses. öyle ki aklımda hemen bir profil canlanıyor.
"b-ben, çok özür dilerim. daha uygun bir zamanda aramak isterdim ama ona birkaç gündür ulaşamıyorum da. onu-"
"bak, kimsin bilmiyorum ama Yoongi seni 'beyinsiz j'nin numarası, açma' diye kaydetmiş. yani büyük ihtimal sorunlu bir tipsin. bunu bilerek telefonu niye açtım bilmiyorum ama demem o ki daha fazla sorun çıkarmadan telefonu kapatsan iyi olur. zaten senin yüzünden lanet uykum dağıldı."
birden terslendiğim için zaten karışık olan kafam iyice karışmış ve ne diyeceğimi şaşırmıştım.
"ş-şey, haklısınız ama d-dediğim gibi ona birkaç gündür ulaşamıyorum ve haliyle endişelendim birazcık. en azından sesini-"
cümlemi bitiremeden ard arda gelen bip sesleriyle şansımı çoktan kaybettiğimi anlamıştım.
yanağıma düşen damlayı elimin tersiyle silerken yavaşça ahizeyi yerine koydum.
"iyi geceler, sevgilim." diye fısıldadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
post-it ✓
Fanfictionbunun sonu yok, biliyorum. dünyadaki tüm kağıtlar, hatta tüm ağaçlar tükenene dek yazsam da günün sonunda kendimi bile hatırlamayacağım. 19'3'17 - 19'4'1 ﹃ too much angst ﹄