Hissettiğim baskı ile aslında kapalalı olan gözlerimi açtım.
"Jennie hayatım iyi misin?"
"Lisa"
Karşımda sarı saçlarını topuz yapmış, pijamalarıyla ellerimden tutan lisayı gördüm. Kalbime öyle bir ferahlık geldi ki anlatamam. Ellerimi hemen boynuna doladım.
"İyide hayatım gece değil ki? Hem ben odadan hiç ayrılmadım gelip direk yattık."
Aydınlanmış olan havaya baktım Hayır.. Hayır kabus falan görmedim çok net eminim ki görmedim. İlk aynaya sonra bana geldi o şey. Tanrım acaba delirdim mi?
Lisaya yemek yemek istediğimi söyledim bu buradaki son günümüz mahvedemem.
Yemeklerimizi yedik ve üstümüzü giyindik.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Kıyafetleri bunlar ayakkabı olarak çift convers giyindiler💛)
"Nereye gidiyoruz jendeuk"
Ellerini belime dolayıp kucağına oturttu. Çok seviyorum burası benim yuvam gibi. Hem kokusunu alıyorum hem kıvrılıyorum dizine.
"Şimdi aşkım buraya kadar geldik. San francisco'nun en önemli yeri golden gate köprüsüne gidiyoruz. Biliyorsun ha belki de bilmiyorsun ama bu köprü dünyanın en uzun ve en yüksek asma köprüsü. Hani piknik yapmıştık ya altında orası işte"
Saçlarını karıştırdığı an aklıma geldi. Defteri bırakıp ağzımı kapattım.
"Özür dilerim aşkım unuttum!! Gitmeyebiliriz lisaa. Tamam şöyle yapalım hadi başka bir yere gidelim"
