Dar ve ıssız sokakta tek başıma yürüyordum. O pisliğe neden güvenip geldim ki sanki.
Etrafta su seslerine karışan köpek sesleri yankılanıyordu. Rose bana lisa hakkında bir şey anlatacağını söyleyip çağırdı. Akılsız ben de kalkıp geldim.
Şapkamı çektim ellerimle paltomu biraz daha kapattım. Kafamı eğerek yürüyorum. Verdiği adrese de az kalmış zaten.
Geri dönmeyi 200 defa düşündüm ama olmaz. Beni korkak ve güçsüz biri olarak görür.
Kafamı kaldırdım kapıya yaklaşmıştım.
Geri eğerek yürümeye devam ettim ama kafamda hissettiğim sert cisimle bilincim kapandı...
...
...
Boynumda ki ağrı ile kafamı kaldırdım. Bomboş bir garajda ellerim bağlıydı. Bağırmak istediğimde ise sesim çıkmadı. İşte o an görüş alanıma biri girdi.
ateş kırmızısı olan o kıpkırmızı saçlarını yukarıdan sert bir at kuyruğu yapmış.
Elindeki sopayı yere koyarak tüm ağırlığını ona verdi.
Yüzündeki o iğrenç gülümsemeden nefret ediyorum senden nefret ediyorum park chaeyoung.
"Hoş geldin Jennie Kim!!!!"
