Jen
Bugün işim olmadığı için yatağımda bir o yana bir bu yana yuvarlanıyordum.
Komidindeki telefonuma göz ucuyla baktım.
Ben ünlüyüm ama fanlarım hiç mesaj atmıyor.
onlarda benim gibi yatıp uyuyor mu acaba? Gerçi belkide hepsine cevap verdiğimden kaynaklanıyordur bu.
Yatağımın önündeki puftan kumandayı alarak televizyonu açtım.
Haberlerden başka bir şey yok diye düşünüp tam televizyonu kapatacaktım ki gözüm bir habere takıldı.
Haber rose ile alakalıydı.
Yatağımdan destek alarak düz durdum.
Haberin başlığı;
'Park chaeyoung iddayı kaybetti ama aşk yüzüne güldü'
"Aşk mı?"
Düşüncelerimi sesli olarak dile getirerek umdum.
Sadece o kişisin lisa olmamasını umdum.
Gözlerimin dolduğunu hissedebiliyordum.
'Ünlü model park chaeyoung herkesin bildiği adı ile rose En yakın arkadaşı olarak bilinen lalisa manobanla bir kulüpte sarmaş dolaş görüntülendi.
Kulüp çıkışı soluğu lisanın evinde alan ikilinin arasındaki ne?'
Sona koydukları fotoğrafa bakarken gözümdeki yaşları sildim.
Biliyordum. Onunla o yemeği hiç yememeliydim.
Televizyonu kapatarak yüz üstü yastığıma yattım.
Boğulsam ölsem ne olur acaba...
Telefonum çalmaya başlayınca kafamı kaldırdım.
Ekrandaki lilim yazısında baktım.
Açıp ağız dolusu küfür edeceğim evet.
"Ne var pislik köpek adi oor---"
"Şşşşş jennie jennie noluyor?"
"Sakın sakın bir daha beni arama sesini bile duymak istemiyorum"
"Ama jennie---"
Yüzüne kapattım telefonumu da fırlattım yatağın bir köşesine. Yatarak ağzıma kadar çektim yorganı.
Sesini duymak istiyorum.. Saçımı okşasın bana sarılsın istiyorum..
