Gayet sakin bir şekilde yürüyorduk ta ki lisanın telefonu çalana kadar.
"Bakıp geliyorum"
Kafamı salladım benden 2 3 belkide 12 13 adım ileri yürüdü. Ne konuştuğunu merak ediyorum ama gidemem. Salaklık yapma jennie. Git ve dinle.
Huh!!!!
Lisaya biraz daha yaklaştım ne konuştuğunu tam anlamasam da az çok sesi geliyordu.
"Şimdi mi?"
.....
"Şimdi olmaz"
....
"idare edemez misin?"
...
Dönüp bana baktığı için hemen ayakkabıma eğildim. Bağcığımı bağlıyormuş gibi yaptım.
"Peki geliyorum"
Lanet olsun.
Yanıma gelip elimi tutmaya çalışınca elimi saçıma götürdüm.
"Ne oldu lisa?"
"Şey olmuş jennie"
"Ney?"
"A-annem rahatsızlanmış da gitmem gerek. Hemen şimdi. Eve bırakırdım seni ama geldin zaten"
Yutkundum. Gözlerim lütfen dolmayın. Burda şimdi olmaz.
Gülümsedim.
"T-tabi tabi sen git. Problem yok"
Ne zaman oldu ki.
Oda gülümsedi ellerini saçına atıp arkasını döndü.
Gidene kadar arkasından baktım.
Olduğum yere çöktüğümde gözlerim artık beni dinlemiyorlardı.
Elimi tersiyle gözyaşlarımı her sildiğimde tekrardan şiddetleniyorlardı.
Ben salağın tekiyim.
"Ahh! ah kalbim.. Özür dilerim. Seni hep paramparça ettiriyorum"
...................
Jenkim: The lies carry my heart..
(tr: yalanlar kalbimi taşır)
(Bu gönderi yorumlara kapatıldı)