“Olum Atakan, çıkar mı ki lan?”
“Çıkar olum, çıkar. Ballı bebesin sen, şans her zaman senden yana olsun.”
“Açlık oyunları başlasın.”
İkimiz de kahkaha attık. Ati’cik ve ben, O Ses Hayriye’ye başvurmuştuk. İnternet sitesinden formu doldurmuştuk. Umarım çıkardık.
“Film izleyek mi?”
“Olur, ne izleyek?”
“Bilmem ki oğlum, bakarız işte bir şeyler.”
“O zaman markete gidip cips mips, bi’şeyler alalım.”
“Çok üşeniyom lan ben.”
“Ben de üşeniyom da, yiyecek olmadan film izlenmez ki işte.”
“Tamam, o zaman, üstümüzü giyinip çıkalım.”
Dün yaşananlardan sonra hepimiz Seniha’nın ruh sağlığı için dua etmiş, ardından olay çıkarmadan dağılmıştık. Sabah da hiç şaşırmayacağınız üzere kuyruğum Atakan bize gelmişti. O Ses Hayriye’ye katılmak gibi çılgınca bir fikrin ardından şimdi de film izlerken yemek için abur cubur almaya, markete gidecektik. Öyle yani.
Üstümü giyindim ve saçımı basit bir atkuyruğu yaptım. Ati de hazırlanmış, cüzdanından para alıyordu. Birlikte evden çıktık ve iki sokak aşağıda olan markete doğru yürümeye başladık.
Aniden gördüğüm manzarayla sırıtıp Ati’yi kolumla durdurdum.
“Oğlum, şu ileriki bankta oturanlar Ece ve Emre değil mi?”
“Vay çakallaaar! Demek bunlar dünden sonra gizli gizli buluşmuşlar ha? Yuh lan, daha dün tanıştınız, az yavaş gelin.”
“Aynen lan, gel basalım bunları.”
“Esin…”
“Hı?”
“Anlamamış gibi yapalım oğlum. Diyelim işte, “siz bizi çağırmadan mı takılıyorsunuz” falan.”
“Niye?”
“Bilmem, canım öyle istedi.”
“İyi.”
Konuşmamız bitince henüz parktaki Ece ve Emre’nin bizi fark etmemesinden yararlanıp, onların bizi göremeyeceği şekilde parkın arkasına dolandık. Atakan havadaki elini ‘bir’ yaptı. ‘İki’yi ben yaptım ve o da ‘üç’ yapınca aynı anda bize şu anda arkaları dönük olan Ece ve Emre’nin banklarına doğru koşmaya başladık. Aynı anda banklarına varıp ikisinin de yüreğini ağzına getirdik. Ben, Ece’nin boynuna arkadan sarılmıştım, Atakan da Emre’nin kafasına baskı uygulayıp zıplamıştı. Ece’yi bıraktım.
“Hayırdır lan, biz olmadan takılmaya mı başladınız? İnsan bi bize de haber verir, nomıssızlar.”
Emre tam ağzını açacağı sırada Atakan onu susturdu.
“Sus konuşma, sattın lan iki dakikada beni. Neyse la, salla. Bugün dördümüz takılırız.”
Emre, cool bir şekilde ensesini kaşıdı ve Ece’ye döndü.
“Şey…”
Ece’nin başıyla onayladığını görünce kararını verip bize döndü.
“Olur tabi.”
Seni kılıbık seniii… Cevap vermeden önce kızın lafına bakıyor, vay kılıbık. KILIBIK EMRE TEAM TURKEY.
Atakan’a diğerlerinin göremeyeceği şekilde göz kırptım ve başımın ucuyla Emre’nin az önceki davranışını göstermek istermiş gibi Emre’yi işaret ettim. Atakan, başıyla onayladı ve pis pis sırıtıp baş parmağını önde sallayıp başını iki yana salladı. Sadece benim duyabileceğim bir şekilde fısıldadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gör Bak Neler Olacak(?)
Teen FictionBenim adım Esin, çok konuşmayı kesin -Esin Yollar gidişime, kızlar duruşuma hasta -Atakan Nazar etme nolur, yakışıklı ol senin de olur -Ekin Uyku Çin'de de olsa gidip uyuyacaksın -Toprak Allah'ını seven üstüme Toprak atsın -Çınar Hayat seni mutlu et...