•5•

176 16 18
                                    

Müzik: Message To Bears-You Are a Memory

•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°

"Taeyong?"  Şaşırmıştan ziyade tedirgin olmuşa benziyordu.

İşte yine benden utanmıştı.Sinirlendiğimde beliren damarlarımı fark ettiğinde bir kaç adım geri gitti.

"Siz tanışıyor musunuz?" 

Jennie'nin onun aksine daha sakin çıkan sesiyle herkes bize döndü ve cevap beklemeye başladılar.

"Yalnızca bir kere karşılaştık." demek ikimizin de kolayına gelirdi.Babam olduğunu kimsenin bilmesine gerek yoktu sonuçta.Fakat atladığım detay hayatımın sonuna kadar taşımak zorunda olduğum soyadımdı.

Bu yüzden ben daha aksini iddia edemeden Bayan Kim "Benziyorsunuz.Yoksa babası siz misiniz?" diyerek gülümseyerek kalktığında ,hem o hem ben pes etmiş bir ifade ile ani karşılaşmanın verdiği duyguları içimize gömdük.

Doktor Lee o hep takındığı sahte gülümsemesiyle başını sallayıp
"Evet Taeyong benim oğlum" dediğinde hiç kimse kadar mutlu olmayan tek kişi bendim.

Sonra fark ettim ki yalnız değilim.Beni bir çok kişiden daha çok düşünen kız endişe ile bana bakıyor.Ona babamla görüşmediğimi yalnızca bir kere laf arasında söylemiş olmama rağmen durumun hassasiyetinin farkında.

"Bu onların nasıl tanıştığını açıklıyor"

Dizginlediğim sinirlerimin altından çıkan sakin bir sesle Bayan Kim'e cevap verdim.
"Doktorunun babam olduğundan haberim yoktu"

Babam kelimesine vurgu yaptığımda,mesaj ulaşacağı yere gitmişti zaten.Geçmişte yaptığımız tartışmayı hatırlatmıştı bu ona.O zamandan beri yanında ona böyle hitap etmiyordum.

-Flashback-

Sertçe kapanan kapı sesi evin her köşesinde bir yankıya sebep olmuştu.Taeyong duvara yaslanıp yere çöktü.Sinirle sıktığı yumruklarıyla duvara sertçe vurduğu için eli acıyordu.Bu evde daha fazla kalmak istemediğinden emindi artık.Başı ellerinin arasında,derin derin nefes alıp verirken,sakinleşmek için her şeyi yapıyor ama bedeni onu dinlemiyordu.Önüne gelecek herşeyi yıkıp,yakabilirdi o an.

Annesi olsa asla gitmesine izin vermezdi.Babası ise daha çok umursamamamış gibiydi.Hatta merdivenlerden sürükleyerek aşağı indirdiği bavuluna yalnızca şöyle bir bakıp,tek kelime etmemişti.

Taeyong o an bir özür ya da şevkat içeren bir kelime bile duysa evi terk etmekten vazgeçebilirdi.Belki de bu yüzden kapının eşiğinde dakikalarca bir şey duymayı beklemişti.

Fakat duyduğu tek ses gazete yapraklarının çevrilme sesi oldu.Gururlu biri olduğu için de bir daha bu eve asla dönmeyeceğini biliyordu.Geçmişte gerçek bir aile gibi geçirdikleri günleri anımsayınca acı acı gülümsedi.

"Keşke" dedi seslice.Sonra fısıldar gibi bir sesle devam etti.

"Keşke böyle olmasaydık baba."

-Flashback-

"Ne güzel karşılaşma değil mi?Ben de ikisinin tanıştığını bilmiyordum."

Bu sahnenin bir an önce geçmesini dilerken fark etmeden sıktığım elimin tutulduğunu hissettim.

Farklı konular hakkında konuşmaya başlamış olan büyüklerin yanında zamanı durdurmuştu benim için.

SOLITUDE ∆ JENYONGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin