Bölüm 10

20 3 3
                                    




Kimse bana neyi, neden yaptın diye sormasın. Çok sinirlendim geldim. Hani çay tüm derde devaydı yalan. Hala öfkeyle soluyorum. Uğur beni ne sanıyor acaba. nasıl bağırır hala aklım almıyor. Sakin Alya. Sonra Hanneye döndüm telefonuyla uğraşıyordu.

Hanne ne yapıyorsun acaba ?

Hayır hayır bakma öyle Hanne kesin bir şey diyecekti. Omuzlarımı dikleştirdim ve sordum;

Hanne ne söyleyeceksin germe beni daha fazlada dökül şimdi,

Bak Alya sakin ol ama Uğur ve Mehmet yani şey onlar buraya geliyorlarmış ?

Gözlerimi devirdim ne zaman gelmediler ki omuzlarımı silkip paketten bir sigara çıkarıp yaktım. Evet sigara beni rahatlatıyordu. Yavaşça içime çektim ve ciğerlerime o pis havanın dolmasına izin verdim. Tabii durur mu bizim ki Hanne' de yaktı bir tane. İşte böyleydik sıkılınca, sinirlenince bir tane yakıyorduk. Aklıma hemen ilk içtiğimiz sigara geldi ve kahkahalarla gülmeye başladım. Hannede anlamış olacak ki başladı;

Alya hadi kızım bir kereden bir şey olmaz bağımlı mı olacağız,

Saçmalama olmayız ama ne biliyim içmesek daha iyi sanki neyse hadi yakalım

Tekrar deli gibi gülmeye başladık gerçekten o halimiz komikti o sıra bahçenin kapısında Uğur ve Mehmet ikilisini gördük. Umrumdamı değil. Hemen çayımdan bir yudum aldım. ve Devam ettim. Hanne biliyormusun yarın Barin'lerle bir toplantım var hemde sözleşme adamların umurunda değil ücret neyse öderlermiş belkide oraya giderim ha ne dersin deyip kaş göz yaptım. Anlayan Hanne hemen başladı ayyy Alya o adam çok yakışıklı bencede kabul etmelisin derken.

Uğur resmen kükredi o salak fikirlerinizi Barinlerin bir yerine soktuturtmayın. Alya benimle çalışacak ve Hanne sende Mehmetle dedi. Mehmet onaylarcasına kafa sallayıp hani bize yok mu çay dedi.

Hanne atıldı çay değilde zıkkım var içersen dedi.

Valla o da olur zehir bile içerim be Hanne elinden.

O sırada masaya kurulup paketimden birer sigara alıp onlarda yaktı. Şaşkınlıkla ağzım O halini almıştı. Herkese her şeyimi verirdim ama sigaram kıymetliydi. Bakışlarımı Uğur a çevirdim.

O benim sigaram Uğur Barin sigaramdan uzak dur. Dedim ama ters ters bakıp bir duman daha çekti içine ve dışarıya üfledi. Yüce rabbim bunlar nasıl yakışıklılıktır.  O sırada bana dönüp sigara içtiğini bilmiyordum dedi.

Bilmeni gerektirecek bir şey değil Uğur.  Dedim ve bir duman daha çekerken lafa atıldı.

Ama ben çalışanlarımın sigara içmesinden hoşlanmam dedi. İçimden homurdandım ve yüzüme bir gülücük yerleştirdim, eminim Barinler bu konuda sorun çıkarmaz. Allahtan onlarla ça- demeye kalmadan lafım ağzıma tıkıldı neden mi Uğur beni kolumdan tuttuğu gibi kaldırdı ve bende o anda dengemi sağlayamadım. Ve doğal olarak havuza düştük. Evet şu an Uğur u öldürmemek için tek bir bahanem yok. Ama Uğur etrafta yok nerede diye havuza bakarken bir anda belimden çekilmemle olduğum yerde kaldım. Şu an o kadar yakındık ki ne arkamı dönebiliyorum ne de Sudan çıkabiliyorum. Lanet Hanne ve Mehmet'te bize bakıp kahkaha atıyorlardı. Sonra aklıma bir hainlik geldi yavaşça bedenimi suya bıraktım ve gözlerimi kapadım. Sanki ruhum çekilmiş gibiydi. Uğur'un sesini duydum Alya diyordu nolur aç gözünü güzelim aptalım ben aptalım diye kendine bağırıyordu. Beni Sudan çıkardığı sıra Hannenin hıçkırıklarının arasında Alya sana bir şey olursa ne yaparım diye ağladığını duydum. İşte sıkıntı burada başlıyor şimdi gözümü açsam Şakaaa diye bağırsam hepsi beni öldürürler. O yüzden şakaya devam. Bir anda havalandığı hissettim. Burnum Uğur'un boynuna deydi ve ben sanki yeni doğmuş bir bebek gibi nefes almaya başladım sanki daha önce hiç nefes almamışım gibi sigarayla karışmış kahve kokusu. Tekrar içime çektim ve Uğur alnını alnıma yaslayıp sana bir şey olursa yaşayamam Alya dedi. Bir anda refleks olarak gözlerim açıldı o an göz göze geldik Uğur bana yaklaştı aramızda çok az bir mesafe varken kucağında kıpırdandım ve kendimi geri çekerek kucağından inmek istediğimi söyledim. Biraz bozulmuştu ama ne yapayım. Sessizce kapıyı açtım ve içeri girip rahat bir şort ve askılı giyip aşağıya indim. Mehmet merdivende beni görünce çok korkuttun yenge bir daha bayılıp bizi korkutma dedi. Sanki ben ayarlayabiliyorumda bayılmayı diyeceksen sustum. Gülümseyerek Mehmet'e baktım. O sırada Uğur önemli değil Alya dedi ve Mehmet'e bakıp geç oldu kızlar uyusunlar artık dedi ve son sözünü de ekleyip gitti.

Sabah 9 da şirkette olun.

******

Sabah 7 buçukta uyanıp ılık bir duş aldım ardından ne giyineceğim diye dolabıma bakıyordum. Sonra gözüme kalın askılı siyah elbisem takıldı. Hemen giyindim altınada bordo yılan derisi louboutin stilettolarımı giyindim. Stilettoma uygun kırmızı Zümrüt'de boynuma taktım. Hemen maşamı fişe taktım hafif su dalgası yaptım. Gözlerimede siyah dumanlı bir makyaj yaptım. İşte hazırdım aynadaki görüntümle memnun oldum. Saate baktığımda 8.30 olmuştu. Hanneyle aynı anda odadan çıktık benim arabama binip şirkete sürdüm. Şirkete geldiğimizde magazinden çıkan haberlerden olsa gerek herkes bizi tanımıştı. Asansörün kapısı açılınca en üst kata çıktık. Gözüme ilk çarpan karşımdaki odaydı Kocaman harflerle Yönetim Kurul Başkanı Uğur ATAMAN sağ tarafında daki odada ise Koca harflerle Onur Kurul Başkanı Mehmet ATAMAN yazıyordu.
Adımlarımızı hızlandırıp Uğur'un odasına yöneldiler. Kapıdaki kızıl saçlı, gömleğinin düğmeleri göğüslerine kadar açık olan kız itici sesiyle konuşmaya başlamıştı. Hoş geldiniz Uğur beyle görüşmek için randevunuz varmıydı dedi.
Hemen yüzüne bir gülümseme yerleştirip sağ elimi havaya kaldırarak saçlarımı düzelttim. Kızın gözü yüzüğüme takılmadı neden mi çünkü yok. Beyse kıza döndüm ve sence Uğurla görüşmem için randevuya ihtiyacım var mı ? Dedim. Kız yüzüme bakarken konuşmaya devam ettim. Sevgilimi görmek için randevu almama gerek yok. Sana kolay gelsin diyip odaya yöneldim bu havayla kapıyı çalmadan içeri girdik. Girdik girmesinede odadaki tüm bakışlar bize döndü ve kafamı Uğur'a çevirdim o sırada çevirmez olaydım. O bakışlar da neydi. Öldürecek gibi.
Mehmet konuşmaya başladı hoş geldiniz kızlar bizde bir toplantıdaydık. Buyurun oturun dedi. Ben önde hanne arkamdan ilerledi. Hemen boş koltuklara oturduk. Uğur'un yüzünde tek bir mimik bile yoktu. Toplantı bitiminde herkes el sıkıştı ve odadan çıktı. Odada ben, Hanne, Mehmet ve Uğur kalmıştı. Uğur yüzüme baktı baktı ve bir anda bu nasıl giyim lan diye bağırdı. Hatta şu sözleri ekleyerek devam etti. Mehmet anasını satayım kızlar şirkete çalışmaya değil podyuma gelmiş haberimiz yok.
Mehmet'te kesinlikle baksana etek boyuna baksana diyerek Hanneyi gösterdi tam o esnada yenin ederim Hannenin gözünden ateş çıktı ve Mehmet'e dönüp sen kimsin ki etek boyuma karışıyorsun. Bir gece uyudun diye benle kendini ne sanıyorsun.
Araya girip Hanneyi sakinleştirdim hemen. Hanne tamam sakin ol Uğur bey bize çalışacağımız yerleri göstersin. Bizde işimize bakalım. Uğur bizi odadan çıkartıp hemen sol taraftaki odaya yönlendirdi. Demin burası dikkatimi çekmemişti ama kapının hemen sağ tarafında Hukuk departman yöneticisi Ayla Dua PAŞAZADE hemen altında da Hanne ASİL yazıyordu.  Gülümsedim. Kapıyı açıp içeriye girdik oda çok büyük ve ferahta karşı da benim masam bardı camın önünde nereden mi anladım koskocaman harflerle masanın önünde A.D.a yazıyordu. İyi A.D yi anladımda A ne derken aklıma geldi Atamam gözlerim kocam oldu Uğur a dönüp baktım hemen sadece gülümsedi masamın sağ tarafında Hannenin masası vardı ondada H.A harfi vardı resmen altın varaklarla yazılmış. Onlar bize yemekte görüşürüz deyip odadan çıktılar.  Hemen odaya bir kız girdi. Hemen hemen 22 23 yaşlarında beyaz tenli, mavi gözlü, kırmızı saçlı tatlı bir kızdı. Merhaba efendim ben Asu sisin asistanınızın memnun oldum dedi. Gülümsedim içimi ısınmıştı bu kıza. Hanneyle bir anda kendimizi işin içinde bulduk. Asu bir bana dosya getiriyor bir hanneye kız cağızda yoruldu. Ama hiç belli etmiyor saate bir baktım 1 buçuk olmuş. Hiiii dedim Hanne saat 1 buçuk hadi yemeğe gidelim dedim. Tabii Asuyuda peşimizden sürükledik ne kadar yok desede sevmiştim bu kızı. Şirketin karşısındaki restoranta gittik hemen bahçe tarafına oturduk. Yemek siparişi verdik. Yemekler yenmiş ve kahvelerimizle sohpet ediyorduk. Hemen bir sigara yaktım sonra Hanne sonra Asu biraz şaşırmıştım tipinde pek yoktu ama. O sıra bir şeyler oldu kafamı sağ tarafıma çevirdim bize doğru sinirle yaklaşan bir Uğur. Elimdeki sigarayı aldı bir anda kül tabağına basıp söndürdü. Sen benimsin dışarda tek başına napıyorsun diye azarladı. Tam ağzımı açtım konuşmak için bileğimden tutunur beni peşinden sürüklemeye başladı.

S.N.A

ANLAŞMA ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin