Blind Poet /Jikook

Bölüm 18

Çokkkkk uzun bir aradan sonra ben geldim. Hikayemi gerçekten beğenen ve okuyan çok fazla olmuş çok onur duydum. Söylemek istediğim çok şey var ama uzatmayacağım. Bundan sonra finale kadar sık sık bölüm atmaya çalışacağım. Sizleri seviyorum. Bu bölüm @lgbtsq 'ye ithafen. Hikayeyi yazmam için tek ve en büyük ilhamım. En son attığım bölümü okuyup bu bölüme başlarsanız hatırlatma olur. Iyi okumalar 💜

********************************

Yazar' ın ağzından

İki genç hiç konuşmadan uzun bir süre boyunca öylece durdular. Birbirlerinde dinlendiler. İkisi de ne konuşağını bilmiyordu. Öyle ya konuşmasalar da olurdu. Zaten yarım saattir yaptıkları buydu. Lakin Jungkook 'un soruları vardı. Aklında dönüp duran kuruntular vardı. Ve bunları sormadan rahatlamayacaktı.Derin bir nefes alarak söze başladı ;

" Taemin denen çocuk, onu gerçekten de beğendin mi Jimin ah?"

Jimin duyduğu soruyla yerinde kıpırdadı. Ne demesi gerektiğini bilmiyordu. Hem neden böyle bir şey soruyordu ki Jungkook. Tamam kıskanç olduğunu söylemişti ama Jimin hâlâ beni neden kıskansın diye düşünüyordu. Unutmayın Jimin her zaman salak, saf ve çok aşık olan taraftı.

"Neden sordun ki Hyung? Hoş biri işte onunlayken gerçekten eğlendim. Ama şimdi ne alakası var?"

Jungkook sinirli bir nefes çekti içine. Onu kırmak istemiyordu. Zaten sürekli kırıyordu. Bu yüzden ses tonunu sakin tutmaya çalıştı.

" Neresi hoş Jimin! Tipini görseydin hiç de beğenmezdin. Hem saçma sapan şeyler hakkında konuştunuz. Komik falan değildi. Sen öyle olduğunu düşünüyorsun ve kibarlık yapıyorsun!"

"Ya hyung! Öyle demesene ayrıca ben dış görünüşe önem vermiyorum. Bilirsin göremediğim için herkesin kalbini seviyorum ben. Belki sen de çirkinsin o zaman seni sevmekten vaz mı geçeyim?"

Jimin dedikleriyke duraksadı. Hadi ama! Az önce onu sevdiğini mi söylemişti. Aptalın tekiydi. Durumu toparlamak için hızlıca doğrulup konuşmaya başladı.

" Yani şey anlamında mesela Tae 'yi de seviyorum ama biliyorsun yani Tae' ye aşık değilim onu çok yakın bir arkadaş olarak görüyorum hatta dost kardeş se-"

Jungkook Jimin 'in tatlı tatlı konuşup anlatmasına dayanamamış ve onu tekrar göğsüne çekip burnuna ufak bir öpücük kondurmuştu. Jimin ise anın şokuyla ne yapacağını bilememiş öylece kalmıştı. Kalbi çok hızlı atıyordu. Nefesleri hızlanmıştı ve ne diyeceğini kestiremiyordu.Sanki konuşma yetkisi elinden alınmış gibiydi. Jungkook onun donmuş halini görünce sırıttı.

" Anlıyorum güzelim. Tabiki öyledir."

Jungkook'un alay dolu sesini duyan Jimin yumruk yaptığı elini ona doğru salladı. Jungkook ise bu yaptığına daha çok gülmüş ve iyice kendine çekmişti. Artık bir bütün gibilerdi. Her şeyleri birbirine karışmış. Mutlulukla uzanıyorlardı.

" Çok kötüsün hyung. Hem sen bizi mi izledin? Konuşmalarımızı dinlediğinde göre"

" Biriyle buluşacaktım ve kulak misafiri oldum"

"Hmm anlıyorum seni hyung. Kesin öyledir."

Bu sefer ise Jungkook Jimin 'in alnına fiske atmış, bu hareketine de Jimin ufak bir kıkırtı bırakmıştı. Onun kıkırtsını duyan Jungkook Jimin' i daha çok güldürmeliyim. Gülüşü cennetten bir armağan gibi. diye düşündü.

" Acaba diyorum sen Taeminle bir daha görüşmesen ve tüm sorun ortadan kalksa"

" Hyung ama arkadaşım o benim zaten bir Tae var bir de sen. Hem niye takıldık ki Taemin 'e bu kadar gayet tatlı biri"