Prologue ✎

3.1K 103 15
                                    


Bay Morris, elindeki sayfaları karıştırırken boğazını temizledi. ''Bugün nasıl hissediyorsun, Talia?''

Aynı.

İçimdeki boşluk hala aynı büyüklükte.

Kafam karışık.

Bok gibi.

Bay Morris, cevap vermemi istercesine bir kez daha boğazını temizlediğinde, yarısı çıkmış siyah ojelerimle oynamaya son verdim. ''İyi. İyiyim.''

Bana sahte bir şekilde başını salladı. Buna inanmadığını biliyordum. Bu psikopat herif külotumun rengine mavi desem aslında siyah olduğunu bile anlardı.
Buraya her gelişimde bana sanki hastalıklıymışım gibi davranması lanet olası sinir bozucuydu. Hastalıklı falan değildim.
Sürekli yemek yediğim için, yağlarla dolu bir vücuda sahip obez bir insan da değildim, kendimi aynaya baktığımda o şekilde gören bir Anoreksiya Nervoza hastası da.

Çelimsiz sayılmayan, standart vücut ölçülerine sahip, on yedi yaşında ve mükemmeliyetçi annesinin, kızının üç senedir çıktığı -ve annesinin de çok beğendiği- çocukla ayrılmasından ötürü kızına kendi çapında depresyon teşhisi koyması sonucu kendisini bir psikoloğun karşısında bulmuş, zavallı bir kızdım.

''Bugün hiç ağladın mı?''

Belki de annemin bu saçma teşhisi koymasının sebebi her gece sesli bir şekilde yatağıma girdikten sonra ağlıyor olmamdı. Daha sessiz olmalıydım.

''Hayır, henüz değil.''

Bana başını sallayarak dizinin üstünde tuttuğu defterine saçma notlarından birini daha aldı. ''Talia, hazır değilsin farkındayım,'' diyerek devam etti. ''Ancak sana sorununu söylemek zorundayım.''

Bunu söyleme. Lanet olası çeneni kapalı tut.

Bunu ben de biliyorum. Sadece söyleme, tamam mı?

Söyleme.

Ellerimi kulaklarıma götürerek onları sıkıca kapattım. ''Hayır,'' başımı iki yana salladım. ''Bunu duymak istemiyorum.''

''Talia,'' başımı bir kez daha iki yana salladım. Benimle dalga geçeceklerdi. Ben görkemli ve pahalı Chanel çantaların arasında defolu olandım. ''Sen... eşcinselsin.''

✒ Pembe Mürekkep ⚢Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin